• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Beyaz Saray’da Trump – Şara görüşmesi | Soru işaretleri giderildi mi?

Beyaz Saray’da Trump – Şara görüşmesi | Soru işaretleri giderildi mi?

Beyaz Saray’da gerçekleştirilen Trump–Şara görüşmesi, somut bir sonuç üretmezken, toplantıda bazı başlıklar ve gündem maddelerinin uygulanmasına yönelik adımların atılıp atılmayacağı belirsizliğini koruyor.

Beyaz Saray’da Trump – Şara görüşmesi | Soru işaretleri giderildi mi?
  • Yayınlanma: 11 Kasım 2025 16:32
  • Güncellenme: 11 Kasım 2025 17:38

ABD Başkanı Donald Trump ile Geçici Şam Yönetimi Başkanı Ahmed Şara arasında gerçekleşen görüşme, Suriye’de sahada ve masada var olan soru işaretlerine somut sonuç üretme noktasında tartışma konusu oldu.

Görüşmede öne çıkan konu Şam’ın 2014’te IŞİD’e karşı kurulan ABD öncülüğündeki koalisyona katılacağı haberleri oldu. ABD’li yetkililer bu kararı doğrularken, Şam kaynakları anlaşmanın siyasi nitelikte olduğunu ve henüz askeri bir unsur içermediğini savundu.

Suriye’ye yönelik olarak Esad döneminde 2020’de yürürlüğe giren Sezar Yasası bağlamındaki yaptırımlar ise tamamen kaldırılmak yerine daha önce olduğu gibi rutin süresi dolması göz önüne alınarak 180 günlüğüne “askıya alındı.”

Görüşmede gündeme gelmesi beklenen konulardan biri de kuşkusuz SDG’nin Suriye’de yeni oluşturulacak orduya entegre olması ve 10 Mart Anlaşması2nın uygulanmasıydı. Geçici Şam Yönetimi Dışişleri Bakanlığı anlaşmanın uygulanması için “ilerleme sağlanması” konusunda mutabakata varıldığını duyurdu.

Şam ile İsrail arasındaki gerilimin normalleşmesi de masadaki dosyalardan biriydi. Beyaz Saray ve Şam kaynakları bu konuda da somut sonuç açıklamak yerine bir güvenlik anlaşmasına varılması yönünde ilerleme sağlanması konusunda mutabakata varıldığını duyurdu.

Şara ile Trump arasında varılan tüm bu “mutabakatlar” ise Washington, Şam ve Ankara arasında dışişleri bakanları marjında oluşturulan bir “üçlü mekanizma” tarafından izlenecek ve hayata geçip geçmediği takip edilecek.

Eski bir cihatçıdan IŞİD karşıtı koalisyona

Muhammed Colani adıyla ve cihatçı kimliğiyle başına ödül konulan Ahmed Şara liderliğindeki Şam yönetiminin ABD öncülüğünde kurulan IŞİD karşıtı koalisyonun 90’ıncı üyesi olması görüşmede en çok öne çıkan konuydu.

Ahmed Şara, Colani kimliğiyle 2013’te IŞİD’in o dönemdeki lideri Ebubekir Bağdadi tarafından Suriye’ye IŞİD’i örgütlemesi gönderilmişti. Colani ise birkaç ay sonra, beklenmedik bir kararla El Kaide’nin o dönemdeki lideri Eymen Zevahiri’ye biat ettiğini açıklamıştı.

Colani’nin takım elbiseli Ahmet Şara’ya dönüşen yolculuğu ise 2016’da “uluslararası terörizm” yaptırımlarından kurtulmak için Zevahiri2ye de biatını geri çekmesiyle sürmüştü .

ABD, 2024 Aralık ayında Şara’ya konulan ödülü kaldırmış, geçen hafta da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Şara ve İçişleri Bakanı Enes Hattab’a yönelik terörle ilgili yaptırımları kaldırdığını duyurmuştu.

Foreign Policy’den Marc Lynch “İsrail, ABD-Suriye romantizmini bozacak mı?” yazısında Şara’nın cihatçı geçmişini hatırlatarak ABD’nin bu ilişkiye atfettiği önem bağlamında, İsrail’in İran’a karşı oluşturmaya çalıştığı aksa işaret ediyor. Yazıda Şam’ın İbrahim Anlaşmaları’na dahil edilme fikrinin canlı tutulmasına işaret ediliyor.

Haaretz de Şara’nın Fox News’e yaptığı açıklamada, ülkesinin şu anda İbrahim Anlaşması’na katılmak için doğrudan müzakerelere girmeyeceğini ancak “Belki de Trump yönetimi bu tür müzakerelere ulaşmamıza yardımcı olur” dediğini hatırlatarak “kapıyı aralık bıraktığını” belirtiyor.

Şam yönetiminin IŞİD karşıtı koalisyona nasıl ve ne şekilde katılacağı belirsizliğini korurken, Şam Yönetimi Enformasyon Bakanı IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonla siyasi işbirliği bildirgesinin imzalandığını açıkladı ve anlaşmanın siyasi nitelikte olduğu ve henüz askeri bir unsur içermediği belirtildi.

Esas olarak askeri bir işbirliği olan koalisyonda Şam Yönetimi’nin “askeri unsur” içermeden nasıl var olabileceği ise bir başka soru işareti.

Sezar Yasası yaptırımları: Kaldırılmadı, ertelendi

Şara ile Trump arasında görüşme devam ederken ABD Hazine Bakanlığı, 8 Aralık 2024’te devrilen Beşar Esad yönetimini malî olarak cezalandırmak amacıyla Suriye’ye uygulanan Sezar yaptırımlarının askıya alındığını açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada “Suriye’ye yönelik Sezar yaptırımları, Rusya ve İran bağlantılı işlemler haricinde askıya alındı” denildi.

ABD Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Suriye’ye yönelik Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımlarla ilgili olarak, “Dışişleri Bakanı, 10 Kasım tarihinde Suriye’ye yönelik yaptırımların hafifletilmesine yönelik taahhüdümüzü göstermek amacıyla Sezar Yasası yaptırımlarının uygulanmasını 180 gün süreyle kısmen askıya aldı” ifadeleri kullanıldı.

ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları hafifleten kararı, daha önce yaptırım uygulanan bazı kişi ve kuruluşların revize edilerek yaptırım listesinde tutulmasını da içeriyor.

ABD’nin kararının bir diğer önemli yanı da ülke olarak Suriye’ye yönelik yaptırımların hafifletilmesini içermesi, öbür yandan Beşar Esad ve onu destekleyen rejim yetkililerine yönelik yaptırımlar ise korunuyor. Bu haliyle Sezar Yaptırımları yürürlükte kalıyor. Bu yaptırımların kaldırılması için ABD Kongresi’nin onayı gerekiyor.

SDG, entegrasyon ve 10 Mart Anlaşması: Kürtler masada yok mu?

Şara-Trump görüşmesine ilişkin açıklama yapan Şam Yönetimi Dışişleri Bakanlığı, 10 Mart Anlaşması kapsamında SDG’nin yeni kurulacak Suriye ordusuna entegrasyonu konusunda mutabakata varıldığını duyurdu.

Şara ile Trump arasında görüşme sürerken Trump’ın talimatıyla Şam Yönetimi Dışişleri Bakanı Esad Şeybani, ABD Dışişleri Bakanı Marco Ruboi ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan arasında üçlü bir “çalışma toplantısı” gerçekleştirildi. Toplantının amacının “Şara ve Trump arasında varılan mutabakatın uygulama mekanizmalarını belirlemek” olduğu açıklandı.

Şam Yönetimi Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada Trump ve Şara’nın 10 Mart Anlaşması’nın uygulanmasının sürdürülmesi, SDG’nin Suriye ordusuna entegre edilmesi ve devlet kurumlarının yeniden birleştirilmesi konusunda uzlaştığı belirtildi.

10 Mart Anlaşması’nın taraflarından birinin, yani SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin Beyaz Saray’da olmaması ve aradan geçen 9 aya rağmen Suriye sahasında, anlaşmanın uygulanması için ciddi bir ilerleme sağlanamaması mutabakata yönelik soru işaretleri olarak ortada duruyor.

Fidan Şara ile bir araya geldi

Dışişleri Bakanı Fidan, Washington ziyareti kapsamında Ahmed Şara ile bir araya geldi.

ABD ve Suriyeli mevkidaşları ve yetkililerle yaptıkları üçlü toplantı hakkında açıklama yapan Fidan “Özellikle Suriye’nin güneyinde, kuzeyinde ve diğer yerlerdeki sorun alanları daha iyi nasıl yönetilebilir? Sezar Yasasıyla ilgili çalışmalar nasıl yapılabilir? Onlara detaylı bakma imkanımız oldu. Görüşlerimizi, pozisyonlarımızı ortaya koyduk.” diye konuştu.

Görüşmelerin Süveyda ve SDG’nin bulunduğu yerlerde durumun ne olacağı ile ilgili konuların ele alınması açısından önemli olduğunu vurgulayan Fidan “Aslında önümüze şöyle bir şablon çıkıyor. Gerek kuzeyi, gerek kuzeydoğusu, gerek güneyi. Buradaki problemler eğer dikkatle yönetilmezse, ülkenin tamamıyla bölgesel bütünlüğüne, toprak bütünlüğüne yönelik bir sıkıntının ortaya çıkma ihtimali var. Yani ülke giderek daha da parçalanmayla karşı karşıya kalabilir. Yani ülkenin bir ve bütün olması ama herkesin aynı zamanda can güvenliği, mal güvenliğinin olması ve çeşitli etnik, dini grupların bu noktada herhangi bir baskı altında olmaması fevkalade önemli. Bu altın oranı bulmak için tabii büyük bir gayret var.” diye konuştu.

İsrail ile güvenlik anlaşması

Geçtiğimiz aylarda İsrail ile Suriye arasında bir güvenlik anlaşmasının son aşamaya geldiği ancak İsrail’in son anda değiştirdiği anlaşma şartları sebebiyle müzakerelerin çöktüğü uluslararası basına yansımıştı.

Golan Tepeleri’ni 1967’den beri işgal altında tutan, iç savaş boyunca Suriye’ye yönelik saldırılarını sürdüren İsrail, Esad’ın devrilme sürecinde de sınır bölgesindeki işgalini genişletmişti.

Görüşme sonrası açıklama yapan Şam Yönetimi Dışişleri Bakanlığı, Suriye-İsrail arasında bir güvenlik anlaşmasına varılması yönünde ilerleme sağlanması konusunda mutabakata varıldığını duyurdu.

Trump’ın Şara’yı İbrahim Anlaşmaları’nı imzalamaya teşvik etme çabalarına rağmen Netanyahu yönetiminin işgal bölgelerinden çekilmeyi reddetmesi, Şara yönetiminin ise topraklarını işgal eden bir ülkeyle doğrudan görüşmeyi reddetmesi sebebiyle görüşmeler tıkanmış durumda.