İmamoğlu hakkında “Yargı Görevi Yapanı, Bilirkişiyi veya Tanığı Etkilemeye Teşebbüs” suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası istendi.
Öte yandan İmamoğlu’nun adını açıkladığı, bilirkişi ile görüşmeyi yayınladığı gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Barış Pehlivan, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Halk TV Koordinatörü Kürşad Oğuz, Halk TV sunucusu Seda Selek ve Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker hakkında da iddianame hazırlandı.
İddianamede, Barış Pehlivan ile Kürşad Oğuz hakkında “Kişiler Arasındaki Aleni Olmayan Konuşmaları Kayıt Etmek, Yargı Görevini Yapanı Etkileme, Kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması” suçundan 6 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Bilirkişinin ifadesi ortaya çıktı
Duvar Gazetesi’nden Furkan Karabay’ın haberine göre, iddianamede, ismi geçen bilirkişinin müşteki olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği ifade de yer aldı.
Bilirkişi, “Bugüne kadar yapmış olduğum bilirkişilikler nedeniyle herhangi bir sıkıntı yaşamadım ancak 27/01/2025 günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarıyla bir anda çeşitli basın yayın organlarında ve sosyal medyada ismim yayınlandı ve bir karalama kampanyasına maruz kaldım” dedi.
Hiçbir şekilde hukuksuz işlere imza atmadığını savunan bilirkişi, bugüne kadar CHP’li belediyelere ilişkin 24 dosyanın soruşturma veya kovuşturma aşamalarında bilirkişi olarak görev yaptığını söyledi.
Bilirkişinin ifadesinde henüz soruşturma aşamasında olan CHP’li belediyelerin de adını verdiği görüldü.
Adalar ve Silivri Belediyeleri hakkında da rapor hazırlandı
Adalar ve Silivri Belediyeleri hakkındaki soruşturmalara yönelik raporlarının hazırlık aşamasında olduğunu belirten bilirkişi, devamında şunları ifade etti:
“Bunların 22 tanesine ait bilirkişi raporları dosyaya sunulmuş ancak hali hazırda devam eden 2 adet Adalar ve Silivri Belediyeleri hakkında İhaleye Fesat Karıştırma suçlamasına yönelik dosyalardaki soruşturmaya ilişkin rapor ise henüz hazırlık aşamasında olup, dosyaya sunulmamıştır. Yine şu anda hatırlamadığım Silivri Çanta Belediyesinde de şu anda dosya numarasını hatırlamamakla birlikte Bakırköy Ağır Ceza Mahkemelerinin birisinde devam eden kovuşturmayla ilgili bir bilirkişilik görevim daha vardır. Silivri Çanta şu anda belediyelik değildir. 2014 yılından sonra mahalle olmuştur. O raporum da halen hazırlık aşamasındadır.”
“Hatta yapmış olduğum bir telefon görüşmesinin tarafımın rızası olmaksızın kayıt altına alındığını ve daha sonra yayınlandığını gördüm. Buna ilişkin suç duyurusunda da bulundum ve şikayetçi oldum. Bu şikayetim halen devam etmektedir. Ben ismimin bu şekilde gündeme gelmesinden oldukça rahatsızım. Yukarıda da belirttiğim gibi Türkiye’nin her yerinde birçok davada bilirkişilik yapmaktayım. Bu tür açıklamalar kamuoyu nezdinde benim itibarımı zedelemektedir. Tüm bu konulara ilişkin şikayetim devam etmektedir.”
İddianameyi Gezi savcısı yazdı
Öte yandan iddianameyi, soruşturmayı da yürüten 2020’de Gezi davasında aralarında Osman Kavala’nın da bulunduğu 9 kişiye verilen beraat kararına karşı çıkan savcının yazdığı görüldü. Savcı, Gezi davasındaki beraat kararının kaldırılarak haklarında mahkumiyet kararı verilmesini ve Osman Kavala’nın da tutuklanmasını istemişti.
Can Atalay, dosyadaki savcı hakkında “Biz nereye gitsek peşimizden gelen savcı ve temsil ettiği siyasi kadro bu sefer çok daha ince çalışmış, iddianamenin ve ilk esas hakkındaki mütaalanın yüklerinden kendilerini kurtarmaya çalışırken tarafımızca suçüstü yakalanmıştır” demişti.
