Bir cinayetin anatomisi
Cegerxwîn Polat 26 Aralık 2024

Bir cinayetin anatomisi

Adli Tıp Uzmanı değilim. O yüzden başlığa bakarak beklentiyi yüksek tutmayın lütfen. Konu gerçekten de ABD’de işlenen bir cinayetle ilgili. Cinayeti işleyen ve öldürülen kurbanın hikayesi ABD’de toplumun taraftarlık dinamiklerinin tetiklediği bir mevzu halini aldı bile. Hikâyenin katmanlı yapısı ise farklı etik tartışmaları beraberinde getirdi. ABD’nin sağlık sistemi tartışmaya açıldı. Hikâye bu haliyle kamuoyuna mal oldu ve toplumsal öfkenin tezahürüne dönüştü. Sonda söyleyeceğimi baştan söylersem eğer, bu bir cinayet ve kurbanın geride kalan eşi ve 2 çocuğu için hep böyle kalacak. Yani savunulacak bir tarafı yok.

Luigi Mangione, ABD’nin en büyük sağlık sigortası şirketlerinden UnitedHealthcare’in Üst Yöneticisi (CEO) Brian Thompson’ı 4 Aralık 2024 tarihinde öldürmekle suçlanıyor. Saldırıdan 5 gün sonra tutuklanan Luigi Mangione hızla yargılanmaya başlandı bile. Kendisine yöneltilen “terör eylemi olarak cinayet işleme” suçlamalarını reddetti. Üç boyutlu yazıcıda yaptığı cinayet silahı üzerinde bulundu. Olay yerinde ve kurşunlarda parmak izleri var. Bir de manifestosu var.

Maryland’da varlıklı bir ailenin oğlu olan Luigi Mangione,  2016’da sadece erkek öğrencilerin alındığı Gilman lisesini birincilikle bitirmiş. Pennsylvania Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okumuş ve yüksek lisans programlarını yapay zeka üzerine yapmış. Tutuklanma öyküsü olmayan Luigi Mangione, sörf kazası sonrası omurgasında sorunları yaşamış. Kronik sırt ağrıları nedeniyle uzun süreli tedaviler almış. 2023 yılından bu yana pek ortalıklarda görünmemiş. Arkadaşlarının iletişim kurmakta zorlandığı bu dönemde, 2024 yılına kadar sosyal medyada aktif olarak şirket açgözlülüğü üzerine paylaşımlar yapmış.

Cinayetin işlenmesine mevzu bahis konu sağlık hizmetlerinin finansmanı. Özel sağlık hizmetlerinin kitabını yazan ABD, önemli yetkilerin 50 eyalet ve bölge hükümetlerine devredildiği bir federal hükümet sistemine sahip. Bu yapılanmaya uygun olarak, sağlık sektöründeki yetkiler federal ve eyalet hükümetleri arasında bölünmüş durumda. Sağlık sisteminin yönetiminde hükümet, sigortacılar, hizmet sağlayıcılar, kamu ve özel düzenleyiciler önemli rol alıyor.

Hükümet aktörleri arasında federal, eyalet ve yerel düzeydekiler bulunuyor. Federal hükümetin yürütme kolu altında, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı (HHS), ABD sağlık sisteminde en büyük idari rolü oynamakta. HHS, kamusal Medicare ve Medicaid programlarını yönetiyor.

Özel sektör ise 1930’ların başında sağlık sisteminin gelişmesine öncülük etmiş. Federal hükümet sağlık sigortası programları olan Medicare ve Medicaid, ancak 1960’ların ortalarında kurulmuş. Kamu kaynakları, sağlık bakımı harcamalarının %48’ini, özel üçüncü şahıslar %40’ını oluştururken, geri kalan %12’si bireyler tarafından, cepten ödenmekte. Nüfusun yalnızca %30 kadarı esas olarak Medicare ve Medicaid aracılığıyla kamu finansman sistemi tarafından kapsanmakta. Özel sigortalı Amerikalıların büyük çoğunluğu (nüfusun %54’ü) bunu bir işveren sigortası aracılığıyla elde ederken, yaklaşık %10’u ise bireysel olarak sigorta satın almış durumda.

Sağlık hizmetleri için ödeme, sağlanan hizmete, hizmeti sunan sağlık sağlayıcısının türüne ve fon verenin yanı sıra, tesisin türüne ve hizmetin sunulduğu coğrafi konuma bağlı olarak değişiyor. Bu karmaşıklık göz önüne alındığında, yatan hasta hastane bakımı, reçeteli ilaçlar vb ödemeler büyük ölçüde farklılık gösteriyor. Özel sigorta nitelikli denilebilecek sağlık hizmetlerine ulaşmanın neredeyse tek yolu durumunda.

ABD’nin bu karmaşık sağlık hizmetleri düzenini en iyi özetleyen istatistik, kişi başı sağlık harcamasının OECD ortalamasının iki katından fazla olduğu. Öte yandan evrensel sağlık kapsamı açısından oldukça sınırlı olan, eşitsizliklerle karakterize bir sağlık sistemine sahip.

Özel sağlık sigortacılığının bilançosu ise oldukça kârlı!

49 milyon Amerikalının sigortalandığı UnitedHealthcare, 2023 mali yılında 281 milyar dolar gelir elde etmiş. Maktul Thompson, 2021 yılında UnitedHealthcare’in hastane acil servislerinde yapılan ve kritik olmayan ziyaretlerin masraflarını karşılamayı reddetmesi nedeniyle resmî kurumlardan ciddi eleştiri almış.  Ayrıca şirket, diğer sigorta sağlayıcılarla birlikte ABD Senatosunun 2024 yılı Ekim ayında yayımladığı hastaların için ön onay reddi oranlarında artış olduğunu ortaya koyan bir raporda yer almakta. Bu raporda UnitedHealthcare, yapay zekâ (AI) kullanarak acil sağlık hizmetleri taleplerini reddetme işlemlerini otomatik hale getirmekle suçlanmış. Bu durum hastaların tıbbi hizmetlere erişemesinde ciddi hak kayıplarına yol açmış.

Sadece yapay zekâ ile otomatik olarak yönettiği bilançolardan elde edilen kârın 22 milyar dolar olduğu söylenmekte.

Maktul Thompson, UnitedHealthcare’in yıllık yatırımcı toplantısına katılmak üzere geldiği otelde Mangione tarafından öldürüldü. Silahlı saldırı esnasında kullanılan mermi kovanları üzerinde özel sigortaların ret yazılarında en çok geçen kelimeler olan “geciktir” (delay), “reddet” (deny) ve “azlet” (depose) ifadeleri yazılıydı.

ABD polisi, Mangione’nin Ted Kaczynski‘nin Sanayi Toplumu ve Geleceği başlıklı yazısından ilham aldığını ve saldırı motivasyonunun ülkedeki sağlık sigorta sistemiyle ilgili kendi görüşlerinden kaynaklandığını açıkladı.

Cinayete yönelik tepkilerde Mangione’ye yönelik sempati ve övgü, ayrıca Amerikan sağlık sistemi ve özellikle talep reddi uygulamalarıyla ilgili olarak sağlık sigortası endüstrisine yönelik eleştiriler yer aldı.

Luigi, üç sayfalık el yazısı manifestosunda sağlık sigortası şirketlerini “parazit” olarak nitelemiş. ABD’nin dünyanın en pahalı sağlık sistemine sahip olmasına rağmen yaşam beklentisinde 49. sırada olmasını sorgulayan Mangione, “özür dilerim ama yapılması gerekiyordu” ifadelerini kullanmış.

Mangione duruşma salonuna götürülürken bir grup destekçi “Sağlık zenginlikten önce gelir” ve “Luigi’yi serbest bırakın” yazılı pankartlarla sigorta sektörünü eleştiren ve Mangione’yi destekleyen pankartlar taşımış.

Sonuç olarak bu bir cinayet ve herkesin hak ettiği cezayı alması gerekiyor. Ancak sağlık hizmetlerinin piyasalaşması üzerine konuşmamıza engel değil.

Ülkemizde ise özel sağlık sigortacılığı (ÖSS) son 15 yılda epey mesafe aldı. 2006 yılından itibaren kamu sigorta sisteminin SGK çatısında toplandı ve özel hastanelerle anlaşmalar yapıldı. Bu anlaşmalar sağlık hizmetlerinde özel sektörün hızlı büyümesini ve sermaye birikimini tetikledi. Bu vasat zemininde ÖSS giderek talep görmeye başladı ve hastanelerin otelcilik hizmetleri geliştikçe kalite sınıflanması geldi. Ödemeler ve poliçeler bu sınıflamayla ölçeklendirildi. Sistemin sürdürülmesi yüksek ödemelere bağımlı kılındı. Yüksek ödeme için ÖSS primleri arttırıldı. Ekonomik krizle beraber inanılmaz rakamlara çıkan poliçe ücretleri sağlık hizmetlerinde cepten ödeme payını yukarı çekmiş oldu. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) ise SGK ödemelerine bağımlı katsayısıyla özel hastanelerin yükünü arttıran bir fonksiyona dönüştü. SGK’lı kalmanın öksüzlüğü TSS ile giderildi.

Sağlık sisteminin yüksek sesle alarm verdiği bir gerçeklik içinden geçiyoruz. Sağlıkta çeteleşme kavramını dünya literatürüne sokmanın utancıyla yüzleşiyoruz.  Cebinizde paranızın olması önemli değil. Küresel kapitalizmin hegemonik gücü ABD için bile sürdürmenin zor olduğu bir sistemden ne beklenebilir!

Dipnot: UnitedHealthcare, Fortune 500’de 5. sırada bulunan UnitedHealth Group’un bir parçası. Mesele sadece poliçe yapmak değil, poliçe sahiplerinin ihtiyacı olan giderlere para ödememek.

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.