• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Bir kadının sesi: Ayşe Şan’dan Berfin Zenderlioğlu’na

Bir kadının sesi: Ayşe Şan’dan Berfin Zenderlioğlu’na

Kürt müziğinin unutulmaz sesi Ayşe Şan’ın yaşamı, tiyatro sanatçısı Berfin Zenderlioğlu’nun performansıyla sahnede yeniden hayat buluyor. ‘Ez Eyşe Şan’ adlı tiyatro oyunu, sürgün, yas, kadınlık ve sanatla direnişin izlerini bugünün sahnesine taşıyor.

Bir kadının sesi: Ayşe Şan’dan Berfin Zenderlioğlu’na
Bir kadının sesi: Ayşe Şan’dan Berfin Zenderlioğlu’na
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 5 Haziran 2025 16:20

Türkiye’de Kürtçe müziğin Xatûna Stranan”‘ (Şarkıların Kadını – Taçsız Kraliçe) Ayşe Şan, ölümünün ardından geçen yıllara rağmen sesiyle hâlâ halkının hafızasında yaşıyor.

Ayşe Şan’ın mirası, Berfin Zenderlioğlu ile yaşıyor. Tiyatro yönetmeni, oyuncu ve dramaturg Berfin Zenderlioğlu, Ayşe Şan’ın yaşam öyküsünü performansıyla sahneye taşıdı.

‘Ez Eyşe Şan’ (Ben Ayşe Şan) adıyla sahneye taşınan oyun, geçmişle bugün arasında bir köprü kuruyor. Zenderlioğlu’nun reji kurgusu, Ayşe Şan’ın sesinin yankısını günümüz seyircisine ulaştırıyor.

Oyun, dünya prömiyerini Almanya’nın Köln şehrinde, İstanbul’daki ilk gösterimini ise Kadıköy Boa Sahne’de yaptı. Bu sezon, Gaziantep ve Şanlıurfa’da tiyatro seyircisi ile buluşan oyunun teksti ve konsepti Mirza Metin’e ait.

Mütevazı olanaklarını göz önünde bulundurarak, oyunu sahneye taşıyan Berfin Zenderlioğlu, ahde vefa örneğini sunuyor ve Ayşe Şan karakteri, O’nunla sahnede hayat buluyor.

Ayşe Şan, Diyarbakır’dan Gaziantep’e, oradan İstanbul’a ve en sonunda Almanya’ya göç etmek zorunda kalır. Bu göç haritası, onun sesine melankoli ve hasret duygusu yükler. Şan’ın sesindeki “yerinden edilmişlik”, bugünkü göç temalı Kürt sanatının da başlangıç noktalarından biri oldu diyebiliriz.

Berfin Zenderlioğlu’nun sahnesi de bu “yer” duygusuna hassas. Zenderlioğlu oyunlarında şehir, zindan, ev, sürgün, feodalite, doğa, mezar gibi mekânlar üzerinden hafızaya yöneliyor ve Ayşe Şan’ın coğrafyasını tiyatro dekoruna dönüştürüyor.

1938 yılında Diyarbakır’da doğan Ayşe Şan, erkek egemen dengbêjlik geleneğinde kadın sesiyle bir çığır açar. Sanatını; kimliği ve kadınlığıyla birleştirerek hem bir direniş hem de bir yas anlatıcısına dönüştürür. “Xerîbim Dayê” adlı ağıdı, sürgün, yoksunluk ve özlem dolu bir yaşamın içli özeti gibidir.

 

‘Kendi Hikâyemizi Biz Yazmalıyız’

Berfin Zenderlioğlu, tiyatro serüvenine Seyri Mesel’deki dans çalışmalarıyla başlar. 2008 yılında kurucuları arasında olduğu Şermola Performans -grubun ilk adı Destar Theatre-, Kürtçe tiyatro üretimi yapan öncü topluluklardan biri haline gelir. O dönem “Disko 5 No’lu”, “Antigone 2012”, “Serencama Qijikan” -kargalar- gibi güçlü politik oyunları sahneye koyar.

Zenderlioğlu’na göre tiyatro sadece sanat değil, bir hafıza alanı, bir tanıklık biçimi: “Ayşe Şan’ın sesi susturulmaya çalışıldı ama susturulamadı. O’nun ve diğer sanatçıların şarkılarında saklı olan direnişi şimdi sahnede anlatmak ve aktarmak bizim görevimiz.”

Ayşe Şan’la başlayan o içli ses, şimdi Berfin Zenderlioğlu ile sahnede yankılanıyor.

Ayşe Şan’ın yaşamına anlatı performansı

Oyunun merkezinde, Kürt müziğinin güçlü sesi ve sembol isimlerinden Ayşe Şan yer alıyor. Sahnede tek başına izleyiciyle buluşan Berfin Zenderlioğlu, karakterin hikâyesini sadece sözlerle değil, aynı zamanda müzik, ses, nefes ve beden diliyle de anlatıyor.

Şermola Performans’a ait bu tek perdelik oyunda, Türkçe ve Almanca üst yazı kullanılıyor.

Sezonda oyunu izlemek isteyenler Şermola Performans’ın sosyal medya hesaplarını takip edebilirler.

Yazıyı bitirmeden Ayşe Şan’ın yaşamını kısaca hatırlatalım. 

Gaziantep’te olduğu yıllarda 18 aylık kızı Şehnaz’ı kaybetmesi üzerine zor günler yaşayan Ayşe Şan, müzik yaşamına bir süre ara verir. Unutulmaz şarkılarından biri olan “Qederê” isimli bestesini bu yıllarda yazar.

Kızının kaybının acısını yaşamı boyunca yüreğinde taşır. Sonrasında İstanbul ve oradan da işçi olarak çalışmaya gittiği Almanya yolculuğu başlar.

1979’da Bağdat’a giden Ayşe Şan, Bağdat Radyosu’nda Kürtçe stranlar, kılamlar söyler. O dönemde Mihemed Arif ve Hesen Cizrawî, Tahsîn Taha, İsa Bervarî gibi Kürt müziğinin birçok önemli ismiyle tanışır, onlarla konserler verir.

Kadife, yanık ve kor sesi ile insanların gönlünde taht kurar.

Diyarbakır’a dönmek ister ancak akrabaları şiddetle karşı çıktığı için İzmir’e yerleşmek zorunda kalır.

Annesinin onu son kez görmek isteğini de yerine getirmek ister, fakat buna da izin verilmez. Annesinin mezarına ziyareti de engellenir. Ayşe Şan annesi için söylediği “Heywax Dayê” adlı bestesinde annesine “Bu dünyada kimsem kalmadı, kimsesizim” diyerek yakarır.

18 Aralık 1996 yılında İzmir’de kanser hastalığına yenik düşerek aramızdan ayrılan Ayşe Şan, cenazesinin Diyarbakır’da toprağa verilmesini istemesine karşın, bu vasiyeti gerçekleşmez. Sanatçının cenazesi İzmir’de sessiz bir şekilde toprağa verilir.