Ekmek ve Gül’ün çağrısını yaptığı okullarda “1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek her çocuğun hakkı” kampanyası kapsamında, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği tarafından 2023 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul öncesi eğitimde ücretsiz yemek uygulamasını kaldırmasına ilişkin iptali istemiyle açılan davanın duruşması Danıştay 8. Dairesi’nde yapıldı.
Duruşmada ilk olarak müşteki avukatı Elif Yetkin açıklamalarda bulundu.
Okullarda bir öğün ücretsiz yemeğin sağlanması için Türkiye’de pek çok velinin eylemleri sonucunda tüm okul öncesi kurumlarda bir öğün yemeğin ücretsiz sağlandığını ifade eden Yetkin, “MEB kampanyaya kulak vermiş oldu. 2022-2023 yılının ikinci döneminde bu uygulama başladı. Biz ardından Tuzluçayır Kadın Derneği ile eşitlik hakkı kapsamında tüm devrelerde bir öğün yemeğin verilmesi adına Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açtık. Bu davamız reddedildi gerekçe olarak da haklı bulunduk ancak bunun bir takdire tabi olduğu ifade edilerek reddedildi. İki çocuklu davacı müvekkilimizin çocuklarından biri o dönem anaokuluna başlayacaktı ve beslenmesini karşılamakta zorlandığı için bu uygulamaya güvenerek anaokuluna gönderdi. Müvekkilimiz çocuğunu okula başlayınca uygulamanın sonlandığını fiilen öğrendi. Davayı açtığımız günden bu yana iki yıl geçti. Bu süreçte çocuklar için de tablo çok değişti. Açlık ve yoksulluk sınırı çok daha yükseldi” dedi.
Yetkin, yanında getirdiği bir beslenme çantası ve içindeki sandviç, kutu süt ve bir şişe suyu göstererek, şöyle devam etti:
“Bu beslenme çantasının içinde anaokulundaki çocuğun bir öğünde yemesi gereken besinler var. Bu Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre hazırlanmış ve aynı zamanda MEB’in internet sitesinde de yer alıyor. Bu öğünün maliyeti ortalama 100 TL çocuk için. Ülkede yüzde 50’nin üstünde asgari ücret alıyor. Hal böyleyken çocuklar en azından bir öğün beslenebilsin diye bu davayı açtık. 21 bin lira ile geçinen bir ailenin 15 bin lira kira ödediğinde geri kalan miktar ile çocuğunun beslenmesini sağlaması çok zor. Çocuklar bir şişe su bile alamıyor. Çocuklar okullarındaki çeşmelerden su içiyor çünkü su almakta bile zorlanıyorlar. Çocukların beslenemediği yerde ise zihinsel ve fiziksel olarak gelişmesi ve bir başarı beklenmesi mümkün değil.”
‘Şu an ise üç çocuktan biri evine aç geliyor’
Biz davayı açtığımızda resmi rakamlara göre dört çocuktan biri okuldan eve aç geliyordu şu an ise üç çocuktan biri evine aç geliyor .Bu uygulamayı kamu bir dönem yapabiliyorsa ve bütçede de bir problem olduğunu söylemiyorsa uygulamadan vazgeçmesi tamamen keyfiyetten kaynaklanmaktadır. MEB bütçesinde ÇEDES uygulaması gibi dernek ve vakıflara ayrılan miktar var. Böyle bir bütçe buraya ayrılabiliyorsa neden çocukların beslenmesine de bütçe ayrılamıyor? Öte yandan bir öğün yemek veren bölgelerde ciddi şekilde okullaşma oranı da artıyor.”
Yetkin’in ardından müşteki avukatlarından Heval Karasu da şunları söyledi:
“Çocuğa farklılık olsun diye bir gün salça sürüyorum, bir gün baharat koyuyorum ama her halükarda kuru ekmek ile gönderiyorum’ diyerek bize gözleri dolu dolu anlatan kadınlar vardı okullarda. Aç bir çocuğun o eğitimi alırken ki hali ile tok bir çocuğun eğitim alırken ki hali çok daha farklı. Eğitimden başarı beklemek için de çocukların tok olması önemli. Bu ülkede açlıktan lisede bayılmış sokaklar var, okulunda tost daha pahalı diye yolun karşısındaki yerde daha ucuz diye karşıdan karşıya geçerken trafik kazasında ölen çocuklar var. Bu çocukların bize sağlayacağı geleceği de karartmış oluruz eğer bunu sağlamazsak. Milli Eğitim Bakanı bunları görsün istiyoruz, cemaatlere, tarikatlara, MESEM’lere bütçesini aktarmak yerine aç çocuklara aktarmasını istiyoruz.”
MEB avukatı ise “Milli Eğitim Bakanlığı, çocukların bir öğün yemeğe ücretsiz ulaşması için devletin mali imkanlarını gözeterek takdir yetkisini kullanabilir. Bu yüzden davanın reddi gerekmektedir” ifadelerine yer verdi. MEB avukatının savunmasına karşı söz alan avukat Yetkin, “Biz tüm çocukların eşit koşullarda eğitim görmesi açısından en azından bir öğün yemek tüketilmesi, aynı yemeğin yenmesi önemlidir. Savcılık ret gerekçesinde ‘Türkiye’nin her yerinde aileler istemez, alerji olabilir vs.’ dedi. Ancak biz zaten yoksul ailelerin çocuklarının bir öğün beslenme ihtiyacını savunuyoruz” dedi.
Daire kararını ilerleyen günlerde açıklayacak
Duruşmada savunmaların ardından Danıştay savcısı davanın reddi yönünde görüş bildirdi. Danıştay 8. Dairesi kararını daha sonra tebliğ edecek.
Duruşmayı takip eden milletvekilleri, Danıştay önünde açıklama yaptı. Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, daha önce benzer bir davada Milli Eğitim Bakanlığı’nın çocuklara bir öğün ücretsiz yemek sağlamama gerekçesini “Zenginler istemiyor” gibi sunmasını hatırlattı ve “Duruşmada MEB’in avukatının söyleyebildiği tek şey ‘yetkililerin takdir yetkisi vardır’ oldu. İktidarın ve onların Milli Eğitim Bakanı’nın gözünde patronların gözlüğü var. Onların gözlerinden yalnızca zenginlerin çıkarı, onların geleceği görülüyor. Biz bunu bütçede de görüyoruz” dedi.
Karaca, şunları kaydetti:
“Bugün çocukların gelecek hakkı, yaşam hakkı için bir öğün yemek sağlamayanlar, ‘bütçe kısıtlılığı’ gerekçesinin arkasına sığınırken milyarları patronlara teşvik olarak veriyorlar. MESEM kapsamında çocuk işçi çalıştıranlara 2024 yılında 22 milyar lira para aktarıldı bu ülkede. Bu ülkede canları isteyince nasıl eğitim hakkını sağlayabileceklerini, çocukları patronlara köle yaptıkları MESEM’lerde gösteriyorlar. Bu ülkenin bütçesinin yalnızca yüzde biriyle karşılanabilecek olan hakkı patronların sırtını sıvazlamak, çocukları onlara köle etmek için verebilenlerden hakkımızı istemek için bugün Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den davacıydık. Davanın sonucu önümüzdeki günlerde elimizde ulaşacak. Buradan herkese sesleniyoruz bütçe patronlara, tarikatlara, cemaatlere, yandaşlara, rantçılara değil; çocukların en temel hakkı olan bir öğün ücretsiz yemek hakkına sağlanabilsin diye davamızı, mücadelemizi, gelecek savaşını sürdüreceğiz.”
‘Bakanlık takdir hakkını yoksul ailelerden değil, zenginlerden yana kullanmıştır’
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgür Saki de çok net bir talep için burada olduklarını ifade etti ve “Bu kadar sade bir talebi devlet söz vermesine rağmen üç yıldır yerine getirmiyor. Bu ücretsiz, sağlıklı yemek hakkının hem eğitimin niteliği açısından hem öğrencilerin gelişimi açısından, öğrencilerin birbiri ile kurduğu ilişki açısından hem de bir bütün olarak eğitimle kurduğu ilişki açısından ne kadar önemli olduğunu avukatlarımız anlattı. Karşılığında ‘Bakanlığın takdir hakkı var’ dendi. Bakanlık takdir hakkını çocukların bayılmasından yana kullanmıştır, Bakanlık takdir hakkını yoksul ailelerden değil, zenginlerden yana kullanmıştır” ifadelerini kullandı.
‘Bu ülkede savaş zamanı bile çocuklar aç bırakılmamıştır’
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ise yapılan araştırmalara göre 5 yaş altı çocuklarda bodurluğun yüzde 10 olduğunu, normalinin ise yüzde 3 olduğunu bildirdi. Adıgüzel, şunları kaydetti:
“Bu kader değil bir tercihtir. Hükümetin yandaş şirketlere, firmalara bir yılda vergi affı, kolaylık diyerek vazgeçtiği kaynak yıllık 701 milyar liradır. Bütün okul öğrencilerine bir öğün yemeğin miktarı ise 190 milyar liradır. Yine Saray’ın son bütçede bir günlük masrafı 21,5 milyon liradır. Bununla tam 540 bin öğrenciye bir öğün yemek verilmektedir. Yani yarım milyon öğrencinin yemeğine karşılık bir günlük Saray masrafı var. Önümüzdeki günlerde Trump gelecek diye tam 10 milyar lira harcayacaklar, beş dakikalık Trump’ın keyfine. Bununla okul öncesi öğrencilerin tam bir yıllık öğün yemeği karşılanıyor. Okul öncesi 1 milyon 74 bin öğrencimiz var. Bunların tam bir yıllık öğününe Trump’ın 5 dakikalık keyfi tercih edilmiştir. Bu ülkede savaş zamanı bile çocuklar aç bırakılmamıştır. Çocuklarını bile isteye, bir tercihle aç bırakmak alçaklıktır.” (ANKA)



