Türkiye ekonomisinde ulusal düzeyde büyüme rakamları istikrarlı görünse de, bölgesel gelir ve tüketim farkları derinleşmeye devam ediyor.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) yayımladığı “Bölgeler Arası Eşitsizlik Raporu”, doğu illerinin ekonomik anlamda ülke ortalamasının oldukça gerisinde kaldığını ortaya koydu.
Rapor, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılına ait “Hanehalkı Tüketim Harcaması” araştırmasına dayanarak hazırlandı. Buna göre, kişi başı tüketimin en düşük olduğu iller Diyarbakır ve Şanlıurfa’nın yer aldığı “TRC2 Bölgesi”oldu. Bu bölgeyi, Van, Muş, Bitlis ve Hakkari’nin dahil olduğu “TRB2 Bölgesi” izledi.
Kişi başı tüketimde uçurum
Diyarbakır ve Şanlıurfa’da kişi başı aylık tüketim 5 bin 435 TL olarak ölçülürken, İstanbul’da bu rakam 19 bin 506 TL’ye ulaştı. Bu veriler, bölge halkının tüketim gücünün İstanbul’dakilerin yaklaşık üçte biri düzeyinde olduğunu ortaya koydu.
Rapor, yalnızca gelir farkına değil, yaşam standartlarındaki derin eşitsizliğe de dikkat çekti. Bölgede yaşayan yurttaşlar, 13 temel tüketim kaleminin 8’inde Türkiye genelinde en düşük harcamayı yapıyor.
Eğitim ve sağlık alanlarındaki fark ise dikkat çekici boyutlara ulaştı:
Eğitim harcamalarında fark 26,4 kat,
Sağlıkta 8 kat,
Kültür ve sporda 9,7 kat,
Lokanta ve konaklamada 14,5 kat olarak belirlendi.
Borçla dönen ekonomi
Rapor, bölgesel eşitsizliğin yalnızca gelir farkı değil, ekonomik kırılganlık riski yarattığını da vurguladı. Diyarbakır ve Şanlıurfa’da her 1 TL mevduata karşılık 1,78 TL kredi kullanıldığı, bu oranla bölgenin Türkiye’deki en yüksek kredi-mevduat oranına sahip olduğu tespit edildi. İstanbul’da bu oran 1,12 düzeyinde. Bu tablo, bölge ekonomisinin gelir yaratmadan borçlanarak tükettiğini ortaya koydu.
‘Yoksulluk artık sosyolojik değil, ekonomik alarm’
Raporda, doğu-batı arasındaki ekonomik farkın yalnızca toplumsal değil, ekonomik istikrarsızlık riski doğurduğu vurgulandı.
“Barışın ekonomik sürdürülebilirliği, tüketim ve tasarruf dengesinin eşitlenmesiyle mümkündür” ifadelerine yer verilen raporda, şu değerlendirme öne çıktı:
“Harcamamız düşük, paramız da yok gerçeği artık sosyolojik değil, ekonomik bir alarmdır.”
DTSO, bölgeye özgü yoksullukla mücadele politikalarının ve kalkınma modellerinin hızla hayata geçirilmesiçağrısında bulundu.




