Bu koalisyonun ‘ortak düşmanı’ kim?
Erol Katırcıoğlu 27 Ağustos 2025

Bu koalisyonun ‘ortak düşmanı’ kim?

Teorik ilkeyi yazalım! İki grup ortak bir düşmana sahipse o düşmana karşı bir koalisyon kurmak her ikisinin de çıkarınadır. Ama koalisyon sürecinde iki grup arasında eşitsiz bir gelişme olursa en azından gruplardan biri koalisyonu bozabilir. Bu ilke, bir koalisyonun kurulması ve bozulması sürecini tanımlar.

Bizim yakın tarihimizde Cemaat ve AKP, ortak düşmanları olan “vesayet rejimine” karşı bir koalisyon kurdular. Koalisyon sürecinde her iki ortağın elde ettikleri güçler farklılaşmaya başladığında da koalisyonu bozdular. AKP’nin “Kürt sorununu” çözmeyi de göze alarak ilerlemesi onu toplum tabanında daha güçlü kılacağı düşüncesiyle bu güçlenmeden korkan Cemaat, elindeki yargı ve polis güçlerini kullanarak AKP’yi engellemeye kalkınca, olaylar darbe girişimine kadar vardı. Sonuçta Cemaat yenildi ve elde etmiş olduğu gücü de kaybetti.

Yakın geçmişimizde yaşadığımız bu olaylar girişte andığım teorik ilkeyi doğruladığına göre o zaman şu soruyu sorup cevabını aramalıyız.  

Günümüzün AKP+MHP koalisyonunun “ortak düşmanı” kim? 

“Ortak düşman” Cemaat olamaz! Çünkü MHP’nin AKP’ye yakınlaşması ve yazılı olmasa da bir koalisyon kurmuş olmaları 2016’dan sonraki bir mesele. Bu nedenle de Cemaatin yaralanmış varlığı onların ortak düşmanı olamaz.

Peki ya Kürtler? Ya da Kürt siyasi hareketi? Bence bu pekala bir süre “ortak düşman” kategorisinde işlev gören bir konu oldu. HDP’nin kapatılmasını isteyen, HDP’nin yaptığı ve önerdiği her şeye karşı olan bu iki siyasi güç, Kürt siyasi hareketini ortak bir düşman olarak gördü ve böylelikle de koalisyonlarını taze tuttu.

Ama şimdi? Bu da ortadan kalktı. Bahçeli’nin uzattığı eli tutan Öcalan, Kürt sorununun çözümünde nasıl bir yol haritası izlenmesi gerektiğini ortaya koyup koalisyonun da onayını alınca Kürt siyasi hareketi de “ortak düşman” kategorisinden çıktı. Koalisyon şimdi de “Türk, Kürt ve Arab” üçlemesiyle yoluna devam etmek istiyor.

O zaman tekrar soralım! AKP+MHP koalisyonun “ortak düşmanı” kim? Öyle ya Cemaat ve Kürt siyaseti “ortak düşman” kategorisinden çıkınca geriye ne kaldı? Bence geriye bir tek “seküler” kesimi temsil eden CHP kaldı!

İBB operasyonu aslında CHP’nin “ortak düşman” olarak ilan edilmesinden başka bir şey değildir. AKP+MHP koalisyonunun devam etmesinin neredeyse tek koşulu CHP’nin bir “ortak düşman” olarak varlığıdır. 

Fakat ne var ki bu koalisyon süreci de, tıpkı Cemaat+AKP koalisyonunda olduğu gibi,  koalisyonun bozulmasının tohumlarını taşıyor. Bu tohumlar, Cemaat+AKP koalisyon sürecinde Cemaatin ve AKP’nin “eşitsiz güç” elde etmeleri iken, şimdi AKP+MHP koalisyonunda bunun tam tersi “eşitsiz güç kaybı” bu bozulma olasılığının tohumlarını taşıyor. Bir zamandan bu yana bu iki siyasi parti de seçmen tabanlarında güç kaybediyorlar. Bu nedenle de koalisyon ortakları arasında bir gerilimin işaretleri var. 

MHP’ye yakın bir takım şahıslarla ilgili açılan soruşturmalar tıpkı Cemaatin AKP’ye yaptıklarına benziyor. Öyle midir bilemeyiz ama girişte ifade ettiğim koalisyon teorisinin ima ettiği bu. “Ortak düşman” olan CHP’ye karşı kurulmuş koalisyon, İBB operasyonlarından kaynaklı bir biçimde kan kaybediyor gibi. Gibi diyorum çünkü hala büyük bir belirsizliğin olduğu da ortada.

Muhalefetin görevi ise bu belirsizliğin giderilmesini sağlayarak insanların önlerini görebilmelerini mümkün kılmak. Zor ama imkansız değil!

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.