Büro Emekçileri Sendikası, Gelir İdaresi Başkanlığı Merkez Birimleri ile Ankara ve İstanbul Defterdarlığı personelini kapsayan promosyon sözleşmesinde merkez-taşra ayrımının yapıldığını, kamu emekçilerine ihale sürecinde bilgi verilmediğini ifade ederek Gelir İdaresi Başkanlığı OECD Eğitim Binası önünde basın açıklaması düzenledi.
Gelir İdaresi Başkanlığı Merkez Birimleri ile Ankara ve İstanbul Defterdarlığı personelini kapsayan promosyon sözleşmesi görüşmeleri tamamlanmış, sözleşme imza aşamasına geldi.
Gelir İdaresi Başkanlığı ve yetkili sendika Türk Büro-Sen yetkilileri ile promosyon ihalesini alan Ziraat Bankası yetkilileri arasında promosyon sözleşmesi imza altına alınacak.
KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası, sözleşme kapsamında merkez-taşra ayrımının yapılmasına, kamu emekçilerine ihale sürecinde bilgi verilmemesine ve banka promosyonlarının bir hak değil de lütufmuş gibi sunulmasına karşı Gelir İdaresi Başkanlığı OECD Eğitim Binası önünde protesto gerçekleştirdi.
Büro emekçileri, Ankara ve İstanbul Defterdarlığı personeline yönelik ayrımcı, haksız, adaletsiz yaklaşıma tepki göstererek “Eşit işe eşit ücret” talebini duyurdu ve bir önceki ihale sürecine göre kayıplarının 100 bin lirayı bulduğunu ifade ederek “Bunu reddediyoruz” dedi.
Gelir İdaresi Başkanlığı OECD Eğitim Binası önünde okunan basın açıklaması metni şöyle:
“Merkez-taşra ayrımını kabul etmiyoruz! Adil, eşit ve hakkımız olan promosyonu istiyoruz
Değerli arkadaşlar, değerli basın emekçileri, 20 Kasım 2025 tarihi itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığı Merkez Birimleri ile Ankara ve İstanbul Defterdarlığı personelini kapsayan promosyon sözleşmesi görüşmeleri tamamlanmış, sözleşme imza aşamasına gelmiştir. Bugün itibariyle ihale komisyonunu oluşturan Gelir İdaresi Başkanlığı ve yetkili sendika Türk Büro-Sen yetkilileri ile promosyon ihalesini alan Ziraat Bankası yetkilileri arasında promosyon sözleşmesi imza altına alınacaktır.
18 Eylül 2025 tarihi itibariyle başlayan ihale süreci, yaklaşık bir aydır belirsizlikler içerisinde işletilmiş, yetkili sendika ve kurum tarafından çalışanlar bilgilendirilmemiş ve sonuç olarak eşit belirlenmesi gereken promosyon tutarı, merkez taşra ayrımına tabi tutulmuştur. Bu haliyle sözleşme belki de ilk olma özelliği taşımaktadır. Kadrosu Gelir İdaresi Başkanlığında bulunan personel 115.000 TL ve 5.000 TL para puan, Ankara ve İstanbul Defterdarlığı personeli ise 85.000 TL ve 14.000 TL para puan alacak şekilde anlaşma sağlanmış durumdadır.
Gelir İdaresi Başkanlığı eşit işe eşit ücret ilkesini ihlal ederek merkez ve taşra arasında yaratmış olduğu ücret ve özlük haklarındaki adaletsizliğe, merkez birimlerindeki personele ulaşım kartı verilirken taşra birimlerine verilmemesi gibi uygulamalara bir yenisini daha ekleyerek promosyon tutarında da merkez taşra ayrımcılığı yapmış, adaletsizliği katmerli hale getirmiştir. Ankara ve İstanbul Defterdarlığı personeline yönelik ayrımcı, haksız, adaletsiz bu yaklaşımı kabul etmiyoruz.
İhale süreçlerinde rekabet koşulları kamu bankaları eliyle gittikçe daraltılmaktadır. Kamu idarecilerinin promosyon ihalelerini kamu bankalarına verme eğiliminin şımarttığı kamu bankaları, aralarındaki zımni anlaşmayla birlikte tekliflerini iyiden iyiye düşürmüş bulunmaktadır. Bizler kamu bankalarına mahkum değiliz. Açık ihaleyle, en fazla teklif veren bankayla sözleşme imzalanmasını istiyoruz.
Geçim koşullarımızın bizleri kredilere, kredi kartlarına mahkum ettiği; borçla geçinmek zorunda bıraktığı koşullarda maaşlarımız üzerinden ve maaşlarımızın banka hesaplarına gününden önce yatırılmasından milyonlarca lira kar eden Ziraat Bankası, iş promosyona gelince maliyetlerden bahsetmekte, en düşük tutarla sözleşmeyi kapatmaya çalışmaktadır. Ancak sözleşmede hüküm olmasına rağmen kurulu ATM’Ieri de kaldırmaktan geri durmamaktadır.
Bir önceki promosyon sözleşmesinde maaşlarımızın yaklaşık iki buçuk katı oranına denk gelen promosyon tutarı, sahte enflasyon rakamlarıyla eritilmiş olmasına rağmen maaşlarımızın bir buçuk katı bile değildir artık. İmzalanan sözleşmedeki kaybımız yaklaşık 100.000 TL’dir. Bunu reddediyoruz!
Her koşulda çalışanlardan yana tutum alması gereken kurum yöneticilerimizin promosyonun bize sunulan bir lütufmuş gibi davranmasını, bankayla, çalışan sayımız, maaş tutarlarımızın gücü üzerinden pazarlık yapamayışını anlamakta güçlük çekiyoruz. ihale süreci boyunca çalışanlar adına ihale komisyonunda yer alan Türk Büro-Sen’in suskunluğunu, olan bitene seyirci kalmasını, çalışanların çıkarlarını değil kurumla ilişkilerine zeval gelmemesini düşünmesine bağlıyoruz.
Sözleşmeye dahil bütün maliye emekçileri adına bir kez daha uyarıyoruz! Gelir İdaresi Başkanlığı ve Ziraat Bankası arasında imzalanacak olan ayrımcı, adaletsiz ve eşitlikten uzak promosyon sözleşmesini kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Merkez-taşra arasındaki ayrımcılık derhal kaldırılmalıdır. Gerçeklikten uzak, sadaka niteliğindeki promosyon tutarlarının revize edilerek hak ettiğimiz promosyonun verilmesini, aksi halde tüketimden gelen gücümüzü kullanacağımızı beyan ediyoruz. Lütuf değil hakkımızı istiyoruz.”




