• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Büyük Öğretmen Yürüyüşü’ne Ankara’da polis müdahalesi: Gözaltılar var

Büyük Öğretmen Yürüyüşü’ne Ankara’da polis müdahalesi: Gözaltılar var

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın taban maaş ve sözleşme talepleriyle başlattığı yürüyüş Ankara’ya ulaştı. Ziya Gökalp Caddesi’nde polis müdahalesiyle karşılaşan öğretmenlerden bazıları gözaltına alındı.

Büyük Öğretmen Yürüyüşü’ne Ankara’da polis müdahalesi: Gözaltılar var
Büyük Öğretmen Yürüyüşü’ne Ankara’da polis müdahalesi: Gözaltılar var
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 1 Temmuz 2025 12:47

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın (Öğretmen Sendikası) taban maaş uygulaması ve belirsiz süreli sözleşme talepleriyle İstanbul’dan başlattığı yürüyüş, yedinci gününde Ankara’ya ulaştı.

Kurtuluş Parkı’ndan Mithatpaşa Caddesi’ndeki sendika binasına yürümek isteyen öğretmenler, Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis engeliyle karşılaştı. Polis, yürüyüşe izin vermedi. Öğretmenler engellemelere rağmen yürümekte ısrar edince polis müdahalesi gerçekleşti. Çok sayıda öğretmen gözaltına alındı.

Komisyon için gerekli imza toplandı

Öğretmenlerin temel taleplerinden biri, sorunlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim Komisyonu’nda ele alınmasıydı. Bu doğrultuda öğretmenlerin çağrısıyla harekete geçen milletvekilleri, komisyonun toplanması için yeterli sayıda imzayı verdi. Komisyonun 3 Temmuz saat 14.00’te toplanması bekleniyor.

Öğretmenler ne için yürüdü?

Öğretmenler özel okullarda, kurslarda, vakıf üniversitelerinde, etüt ve rehabilitasyon merkezlerinde asgari ücret dayatması altında çalıştıklarını ifade ediyor. Sendikal haklarının açık şekilde ihlal edildiğini belirten öğretmenler, devletin mevcut mevzuatlarla bu koşulları meşrulaştırdığını savunuyor. Öğretmen Sendikası, bu duruma karşı taban maaş uygulaması ve iş güvencesi talep ederek yürüyüş başlatmıştı.

Öğretmenlerin talepleri şöyle:

1) Taban maaş uygulaması

2014’te elimizden alınan, kamu öğretmenlerinin maaşlarını esas alan taban maaş hakkımız geri tanınmalı. Özel sektör öğretmenlerini yoksulluğa ve patronların keyfi uygulamalarına mahkûm eden ücret politikalarına son verilmelidir.

Patronların “piyasa koşulları” bahanesiyle emeği değersizleştirmesine artık izin verilemez.

Eğitim emeği, ucuz işgücü değildir!

2) Belirsiz süreli iş sözleşmesi

Öğretmenlik, mevsimlik değil; süreklilik gerektiren bir meslektir.

Ancak özel sektörde çalışan öğretmenlerin büyük çoğunluğu her yıl ya istifaya zorlanmakta ya da sözleşmenin yenilenmemesi tehdidiyle karşı karşıya kalmakta ve iş güvencesinden yoksun bir şekilde çalıştırılmaktadır.

Bu uygulama; öğretmeni susturmak, hak talep etmesini engellemek ve sürekli bir baskı altında tutmak anlamına gelmektedir.

İstiyoruz ki öğretmenler her eğitim-öğretim yılı başında “Bu yıl sözleşmem yenilenecek mi?” kaygısı taşımadan, güvenle işine odaklanabilsin.

3) Eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması

Bugün özel sektörde çalışan öğretmenler, 10 No’lu Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar işkolunda yer almakta ve bu durum, bizleri fiilen grev ve toplu iş sözleşmesi hakkından mahrum bırakmaktadır.

Bu işkolu, öğretmenlik mesleğinin özgün niteliklerini ve kamusal sorumluluğunu yansıtmamakta; öğretmenleri büro çalışanı gibi değerlendiren, haklarımızı kısıtlayan bir yapıya sahiptir.

Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolu adıyla ayrı bir işkolu oluşturulmalı; öğretmenlerin grev ve TİS hakkı başta olmak üzere tüm sendikal hakları güvence altına alınmalıdır.

4) Kamu ile özlük haklarında eşitlik

Bugün kamu öğretmenleri ile özel sektör öğretmenleri arasında ciddi bir hak uçurumu vardır:

  • Maaşlarda devasa farklar,
  • Yaz tatili hakkının gaspı,
  • Sendikal baskılar,
  • Yeşil pasaport
  • İş güvencesinin olmayışı,
  • Emeklilik, kıdem tazminatı, izin ve sosyal haklardaki eşitsizlikler…

Oysa biz aynı müfredatı uyguluyoruz.

Aynı çocuklara, aynı sınıflarda, aynı kazanımlar için ders veriyoruz.

Birimiz güvenceli, diğeri güvencesiz olamaz!

Birimiz anayasal haklara erişirken diğerimiz bu haklardan mahrum bırakılamaz!

Eşit işe eşit hak ilkesi acilen hayata geçirilmeli; tüm öğretmenler, kamu ya da özel ayrımı olmaksızın eşit haklara kavuşmalıdır.