Gazeteci Candan Yıldız, İzmir’de İZELMAN, İZENERJİ ve EGEŞEHİR belediye şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçinin sürdürdüğü grevi, “Çöp toplayanla toplamayan bir olur mu?” sorusuyla yorumladı. Yıldız, grevdeki işçilerin talebinin sadece çöp toplama meselesi olmadığını belirtti; eşit işe eşit ücret isteyen işçilerin arasında mühendislerden büro personeline, altyapı çalışanlarından hastane işçilerine kadar birçok meslek grubunun yer aldığını vurguladı.
Candan Yıldız’ın T24’te yayınlanan yazısı:
“Çöp toplayanla toplamayan bir olur mu? Aysun Kayacı‘nın kulakları çınlasın… Dağdaki çobanla kendi oyunun eşit olmasına karşı çıktığı günlerde epey tepki toplamıştı. Aradan 17 yıl geçmiş. Türkiye hiç iyi bir yere gitmemiş. İzmir’de çöp toplayan belediye işçileri grev yaparken “değersiz”, “İzmir’i yedirmeyiz” korosunda olup ter kokanlardan hazzetmeyenlerden farklı cümleler kurmayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a göre ise biriken çöpleri toplayanlar “birbirinden değerli…”
Onların yaptığı iş grev kırıcılık asla değil!
Hekim olan, kamuda doktorluk yapan Cemil Tugay’ın maaşla-ücretle geçinebilmenin ne demek olduğunu bilmesi gerek oysaki… Nedense unutmuş. Yoksa anayasal bir hak olan sendika ve grev kavramlarına yeni tanımlar getirmezdi. Gazeteci-belgeselci Kazım Kızıl’a verdiği yanıt tam da bunu gösterdi: “Grev, işi bırakmak, iş yerini terk etmektir. İş yerini terk edip evine giden insana bir şey diyen var mı, yok. Ama bu arkadaşlar burada greve katılmayanları tehdit ediyor. Grevdeki kişi evine gidecek. İş yerinde durmak yasak.” “Bu iş yerinde grev vardır” nöbeti ile mücadele eden işçi sınıfını bir kalemde sildi Cemil Tugay. İzmir’de konuştuğum gazeteci arkadaşlarım işin kötü bir noktaya gittiğini, İzmirli esnaf ve işçilerin karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını, mezhepçilik, etnik kimlik meselelerin işin içine sokulduğunu söyledi. “Dil, din farkı bilmeyen” işçi sınıfı ile dayanışmanın İzmir’deki sınavı bu son örnekle tam bir ironi…
Grevdeki işçiler eşit işe eşit ücret istiyorlar. Çünkü aynı işi yapan, kıdemi aynı olan iki işçi ayrı ücret alıyor!
Grevdeki işçilerden biri şu örneği vermiş: “2 kilometrelik bir kanalizasyon işi vardı. Bir sorun çıkmıştı. Düzeltmek için gittik. Yanımdaki işçi arkadaşla aynı işi yaptık, kıdemimiz aynıydı. Ama o benden yüzde 26 daha fazla ücret alıyor.”
Peki bu duruma işçiler nasıl geldi? 31 Mart 2024 seçimlerine 5 gün kala İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Türk-İş’e bağlı sendikanın TİS (Toplu İş Sözleşmesi) görüşmeleri devam ediyordu. Dönemin belediye başkanı Tunç Soyer’di. Ama Soyer’in son günleriydi. Çünkü belediye başkan adayı Cemil Tugay’dı. Öğrendiğim kadarıyla seçim nedeniyle Tugay, Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (Sodem-Sen) bürokratlarına o zaman “bu işi çözün” mesajı gönderiyor.
İşte o TİS’ten kaynaklanan ücret farkı, DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası’nı grev noktasına kadar getirdi. Çünkü bir işçi sendikasının diğer sendika kadar etkili ve güçlü olmasını ister. Yoksa sendikalar kan kaybeder.
Genel İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Serap Yılmazdurumu şöyle özetledi:
“Ücret farkları yüzde 42 civarında. Eylülde yine zam alacaklar ve fark artacak. Biz eşit işe eşit ücret talep ediyoruz. Makası kapatalım diyoruz. Teklifimizi yüzde 60’tan yüzde 44’e kadar çektik. İşverenin teklifi ise yüzde 29’da kaldı. Belediye başkanı halk diyor, 23 bin işçi halk değil mi? Eğer bizim talebimiz kabul edilirse en düşük işçi ücreti 58 bin lira olacak. Ki buna aile yemek yakacak yardımı da dahil. Bizler CHP’nin neferiyiz. CHP’ye zarar verecek tek bir kişi yok içimizde. Sanki burada yanlış bir iş yapıyormuşuz gibi bir algı yaratılıyor. İşçiler grev yapar. Bugün de Cumhuriyet Meydanı’na yürüdük ve İzmirliler bizi camlardan alkışladı.”
Rakamlar konusunda yalan yanlış bilgilerin dolaştığı açık. 88 bin lira sanki istenen net maaşmış gibi bir algı var. Anladığım 88 bin TL brüt ücret…
Kaldı ki Türk-İş dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 81 bin lira olarak açıkladı.
İşçiler masada anlaşma olsa bile mevcut yönetimin TİS sonrası mobbing yapacağından endişe duyuyor. Ya da işten çıkarmalar olabileceğinden. Cemil Tugay, Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in başını çektiği değişim hareketini destekleyen isimlerdendi o dönem. Özgür Özel Tunç Soyer yerine Tugay’ı destekledi.
“Kürtler, Aleviler, solcular” bu belediye şirketlerini doldurmuş diyenlerin tehlikeli oyununa çanak tutacak mı göreceğiz. Ama Özgür Özel’in Cemil Tugay’dan farklı bir noktada durduğu açık. Aralarında mesafe olduğu, pek görüşmedikleri de konuşuluyor.
Grevin ucu kendisine dokununca İzmirlilerle sosyal demokrat değerleri karşı karşıya getiren anlayışa CHP Genel Merkezi net bir tavır alabilecek mi göreceğiz. Belediye mevzuatına göre personel giderleri belediye bütçesinin yüzde 30’unu aşamaz. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Genel İş’in istediği zam oranını kabul ederse bu oran aşılacak mı, onu da açıklamalı.”