Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesine ilişkin dosyaya 10 yıl sonra eklenen rapor, olay yerinde hiç bulunmadığını söyleyen polis B.K.’nin parmak izinin, olay yerinde “L38” numarayla kodlanan parmak iziyle eşleştiğini tespit etti. Söz konusu olay, 2013-2015 yılları arasındaki çözüm sürecinin sonlandırılmasına neden olan olaylardan biriydi.
İlke TV’deki Haber Zamanı programında konuşan gazeteci Banu Güven, 2018, “Ceylanpınar’ın karanlıkta kalan yanları” başlıklı yazısında dosyadaki çelişkileri yıllar önce yazdığını hatırlattı. Güven, soruşturmanın başından beri, “tutarsızlıklar ve karanlık noktalarla dolu olduğunu” söyledi.
2015’te iki polis öldürüldü, çözüm süreci sona erdi
22 Temmuz 2015’te polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar, Ceylanpınar’daki evlerinde başlarından vurularak öldürüldü. Olayı hatırlatan Banu Güven, kapının zorlanmadan açılması, saldırganların polislerin başucuna kadar yaklaşabilmesi ve ardından iz bırakmadan ortadan kaybolması, olayın ilk gününden itibaren soru işaretlerine yol açtığını vurguladı.
Cinayetin üzerinden iki gün geçmeden, 24 Temmuz’da Kandil bombardımanıyla çözüm süreci fiilen sona erdi.
Güven, o dönem pek çok delilin soruşturulmadığını, bazılarının ise görmezden gelindiğini belirterek şöyle dedi:
“Bir suikast var ama hakkıyla soruşturulmuyor. Bir takım deliller hasır altı ediliyor. Bunları. araştırılması gerekilirken ne yapıyorlar biliyor musunuz? Yoldan geçen birkaç kişiyi gözaltına alıyorlar. Sanıkların hepsi 1 Mart 2018’de beraat ediyor. Üç yıl sonra neredeyse. Bunları benzinciden çevirmişler. İki üç kişi…”
Banu Güven: Dosya başından beri tutarsızlıklarla doluydu
Güven, 2018’de Almanya’da Tats gazetesinde yayımlanan yazısında yıllardır altını çizdikleri çelişkileri şöyle sıraladı:
“Ceylan Pınar’da suikasta uğrayan iki polisin davasında kanıt olarak sunulan telsiz konuşmalarından, cinayetin işlenme saatine; polis ifadelerinden, suikastın işlendiği evdeki parmak izlerine kadar bir dizi tutarsızlık bulunuyor diye 2018’de yazmışım.”
“‘Apocu fedai timi gerçekleştirdi’ diye HPG’den bir açıklama gelmişti ama ondan sonra ‘Bunlar PKK’den bağımsız birimler, bize bağlı olmayan, kendi içlerinde örgütlenmiş yerel güçlerdir; yani bizim bundan haberimiz yok’ diye bir açıklama yaptı örgütün asıl sorumlu kısımları. Ve de HPG de yanlış isimle üstlenmişti bu şeyleri. Onun da altını çizeyim. Feyyaz Yumuşak’ın soyadı Özsahra olarak yer almış. Özsahra da Feyyaz Yumuşak’ın Facebook’ta kullandığı ismiymiş falan.”
“Bir suikast var; o 6’da yapıldığı söyleniyor. 15.15’te bir raporda ‘12 saat önce işlendi cinayet’ deniyor. O kadar tutarsızlık var ki. E.G., 8.40 civarlarında telaşlı bir şekilde evin içinde koşturuyor. Saat 9’da mesaiye başlıyorlar; yani polislerin öldürüldüğünden haberi nasıl olabilir 8.40’da? Rahmetli Okan, Feyyaz’ın intihar ettiğini duyduğunu söylüyor.”
“B.K. de var. Evet, eski ev arkadaşları. Bu o zaman da var. ‘Evdeki parmak izleri sanıklara ait değil’ diye yazmışım.”
“Evden bulunan 10 yabancı parmak izinden 4’ü bir polis memuruna aitti. Bu durum, mahkeme parmak izi incelemelerinin hangi aşamada olduğunu sorunca Nisan 2017’de ortaya çıkmış üstelik. Ama dosyaya girmemiş bu, B.K.’ye ait parmak izleri.”
Banu Güven, bugün ortaya çıkan yeni raporla ilgili, “Bakın bugün bunu son dakika haberi olarak veriyoruz. Bu delil 2017’de var, yani başından beri var. 2017’de haberdar oluyoruz, 2018’de bunu yazıyorum, yazılıyor. Başka meslektaşlarım da yazmışlardır” dedi.
10 yıl sonra gelen rapor: Parmak izi polis B.K.’ye ait
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre dosyada 10 yıl sonra bir gelişme yaşandı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nde altı yıldır bekleyen dosyaya, Emniyet Olay Yeri İnceleme birimi tarafından hazırlanan iki yeni rapor eklendi.
2 Aralık 2025 tarihli uzmanlık raporu:
-Olay yerinde “L38” koduyla kayıtlı parmak izinin polis B.K.’nin sol serçe parmağıyla eşleştiğini tespit etti.
-Evdeki toplam 10 parmak izinden beşinin B.K.’ye ait olduğunu kesinleştirdi.
Oysa öldürülen polislerin mesai arkadaşı olan ve otopsiye tanık olarak katılan B.K., olay sonrası verdiği ifadede eve gitmediğini belirtmişti.
Öte yandan Ceylanpınar’da görev yapan 22 polis, süreç içinde “FETÖ” soruşturmaları kapsamında tutuklanmış ve meslekten ihraç edilmişti.




