Cezaevinde hasta tutuklu olmak: Mahir Polat ve binlercesi

Cezaevlerinde bin 500’ün üzerinde hasta tutuklu bulunuyor. Hasta tutuklu Mahir Polat’ın günlerdir ATK’ye oradan hastaneye oradan da cezaevine geri götürülmesi hasta tutukluların durumunu bir kez daha gündeme taşıdı.

Cezaevinde hasta tutuklu olmak: Mahir Polat ve binlercesi
Cezaevinde hasta tutuklu olmak: Mahir Polat ve binlercesi
Deniz Gökgör
  • Yayınlanma: 8 Nisan 2025 18:14
  • Güncellenme: 8 Nisan 2025 18:22

Son günlerde sıklıkla Mahir Polat’ın hastaneye sevk edildiğini ardından cezaevine geri götürüldüğünü duyuyoruz. Önce Adli Tıp Kurumu’na rapor almak için giden Polat, günlerdir cezaevinden hastaneye, hastaneden cezaevine götürülüyor. Cezaevlerinde hastaneye gitmek türlü sorunlar doğururken yüksek tansiyon hastası birinin sürekli ve gün boyu böyle bir yerden bir yere götürülüp getirilmesi de cezaevlerindeki hak ihlallerini yeniden gündeme getiriyor.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat 48 yaşında. Yıllardır ağır sağlık sorunlarıyla boğuşuyor. Polat’ın vücudunda altı adet stent bulunuyor, damar tıkanıklığı, şeker, uyku apnesi, klostrofobisi ve hipertansiyonu da mevcut.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Pazartesi günü yaptığı bir açıklamada, “Adli Tıp Kurumu gerekli muayene ile rapor verecektir. Rapor onaylanırsa tahliye verilebilir” ifadelerini kullanmıştı.

Polat’ın avukatı Erkam Erdem ise, “Eğer Adli Tıp Kurumu raporu olumsuz çıkarsa, itiraz süreci olumsuz sonuçlanırsa, o zaman bu durumları değerlendireceğiz” diyerek en kötü ihtimalde başka bir cezaevine nakil meselesini gündeme alabileceklerini belirtmişti.

Erdem, yaptığı bir açıklamada ”Hipertansiyon devam ediyor, bu tansiyon beynine, böbreklerine ve özellikle kalbine zarar vermeye devam ediyor ve kalp krizi, beyin kanaması riski daimi. Umudumuz ve beklentimiz bu sürecin Mahir Beyin sağlığı üzerinde kalıcı etkileri olmadan tamamlanması” demişti.

Tahliye çağrıları

Polat için ciddi bir kamuoyu oluşmuş durumda. Yurttaşlar ve siyasi çevreler sadece Polat’ın değil diğer hasta tutukluların da tahliye edilmelerini talep ediyor.

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan da Mahir Polat’ın sağlık durumuna dikkat çekerek cezaevlerindeki hasta tutuklulara karşı hak ihlallerine son verilmesi çağrısında bulundu.

Son iki yılda yaklaşık 100 hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğini belirten Hatimoğulları Türkiye’nin, cezaevlerindeki hasta tutuklu sayısı ve ölümler bakımından dünyada üst sıralarda yer aldığını vurguladı. Hatimoğulları, “Tüm siyasi tutsaklar derhal tahliye edilmelidir. Sağlık ve tedavi hakları sağlanmalıdır.” dedi.

Bakırhan: ‘Acil çözüm bekleyen insani kriz’

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise konuya ilişkin yaptığı paylaşıma son yıllarda tedavi hakkı engellenen ve yaşamını yitiren hasta tutukluların isimlerini anarak başladı. Bakırhan, “Halil Güneş, Güler Zere, İsmet Çardak… Hangi birini sayalım bilmiyorum. Bu insanlar, tedavileri yapılmadığı ve insanlık dışı koşullarda tutuldukları için hayatlarını kaybetti” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolarda tutuklananlarla ilgili  “Tutukluların arasında en az 30 kişinin sağlık sorunları mevcuttur. Koğuşlarda ateşli gribal enfeksiyon artmakta, hekime ulaşma talepleri karşılanmamaktadır. Ayrıca tutuklular arasında tüberküloz, epilepsi, astım, bronşit, kalp hastalığı gibi düzenli ilaç tedavisi gerektiren kronik hastalıklar ve acil müdahale gerektiren travmaya bağlı göz hasarı ve kemiklerde kırık gibi ciddi sağlık sorunları mevcuttur. Muayeneleri yapılmayan, ilaçları ya hiç verilmeyen ya da düzensiz verilen, hastalara gerekli tıbbi müdahaleler de ihmal edilmektedir. Sağlık hizmetine ulaşamayan hasta tutuklular bir an önce gerekli muayeneleri yapılarak ilaç ve tıbbi müdahalelere ulaşabilmelidir” dedi.

‘Mahir Polat ve tüm tutuklu gençler serbest bırakılmalıdır’

Cezaevlerinde yaşanan hayati tehditlerin en önemli göstergelerinden biri de hastalıkları nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşayan ve her an hayati risk taşıyan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın durumudur. Polat, daha önce defalarca anjiyo olmuş, altı damarına stent takılmış bir isim ve şu anda hayatını tehdit eden sağlık sorunlarıyla baş başa bırakılmıştır. AKP’nin iktidarında sağlık bile, bir işkence aracına dönüşmüştür. Bu kadar ağır sağlık sorunları yaşayan Mahir Polat’ın serbest bırakılması, adaletin ve vicdanın bir gereğidir. Dersleri, sınavları olan tutuklu gençlerimiz okullarından da geri kalmaktadır. Bu ülkenin umudu olan gençlerimizin geleceğinin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Sağlık hizmetine ulaşmada ve sağlıklı yaşam koşullarının yaratılması devletin bir görevidir. Bu konuda üzerine düşeni yerine getirmeyen görevliler suç işlemektedir. CHP olarak gençlerimizin sorunlarını ve yaşanan hak ihlallerini yakından takip ediyoruz. Sorumlulardan hesap soracağız. Hiçbir keyfi tutuklama, hiçbir zulüm, bu halkın özgürlük mücadelesini durduramayacaktır. Bugün hep birlikte bu zulme karşı duruyoruz. Hukuksuz bir şekilde tutuklanan Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ve belediye başkanlarımız, yol arkadaşlarımız, Mahir Polat ve tüm tutuklu gençler serbest bırakılmalıdır. Bu haksızlık, bu zulüm son bulmalıdır.”

İlaçlar düzensiz veriliyor, sağlık hakkına erişilemiyor

Türk Tabipleri Birliği yaptığı açıklamada son süreçte tutuklananların sağlık açısından hak ihlalleri yaşadıklarını belirterek ‘Bayram tatili süresinin düşünülmeden, gerekli tedbirler alınmadan ani bir kararla dokuz güne uzatılması ve bunun yoğun tutuklamaların yapıldığı döneme denk gelmesi, cezaevlerinde zaten kısıtlı olan sağlık hizmetlerine erişimde ciddi sorunlara yol açmıştır.’ diye belirtti.

‘Aynı koğuşta kalanlar arasında ateşli gribal enfeksiyon yayılmaktadır, hekime ulaşma talepleri karşılanmamaktadır. Ayrıca tutuklular arasında tüberküloz, epilepsi, astım bronşit, kalp hastalığı gibi düzenli ilaç tedavisi gerektiren kronik hastalıklar ve acil müdahale gerektiren travmaya bağlı göz hasarı ve kemiklerde kırık gibi ciddi sağlık sorunları mevcuttur. Bu hastaların gerekli muayeneleri yapılmamakta, ilaçları ya hiç verilmemekte ya da düzensiz verilmekte, müdahale gerektiren planlamaları yapılmamaktadır. Gözlüğü kırılanların gözlük ihtiyacı karşılanmamaktadır.’ dedi.

Kapasite taştı doluluk arttı

Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 2 0cak  2025 tarihli verilerine göre, Türkiye’de 395 cezaevi bulunuyor. Söz konusu cezaevlerinin kapasitesi ise 299.940 kişilik. Ancak cezaevlerinde şu an 398.694  kişi kalıyor. Bunların 6 bin 137’si  65 yaş üstü.

Ülke genelindeki 405 cezaevinde 1 Temmuz 2024 itibarıyla 295 bin 64 hükümlü, 47 bin 462 de tutuklu olmak üzere toplam 342 bin 526 kişi bulunuyordu. 3 Şubat 2025 itibarıyla ise cezaevlerinin mevcudu 335 bin 799’u hükümlü ve 56 bin 657’si tutuklu olmak üzere 384 bin 216’ya yükseldi. Aradan geçen 6 ayda tutuklu ve hükümlü sayısı yaklaşık 50 bin kişi birden arttı. Böylelikle cezaevleri kapasitelerini aşmış hale geldi. Bunun olumsuz etkilerini ise tutuklular derinden hissediyor. Hasta ve yaşlı tutuklular bundan olumsuz etkileniyor.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST) “Ocak 2025 Cezaevi İstatistikleri” raporuna göre, Türkiye’deki cezaevleri kapasitesinin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü barındırmaya devam ediyor.

CİSST’in raporuna göre; Türkiye’deki cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı, Ocak 2025 itibarıyla toplam kapasitenin yüzde 27,48 üzerine çıktı. Cezaevlerinin toplam kapasitesi 299 bin 940 olarak belirtilirken, kapasite fazlası tutuklu sayısı ise 82 bin 819 oldu.

Kapalı cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlü sayısı, ocak ayına göre yüzde 1,18 artışla 298 bin 682’ye yükseldi. Bu tutuklu ve hükümlüler, cezaevlerindeki toplam nüfusun yüzde 77,74’ünü oluşturuyor.

İstatistiklere göre, hükümlü sayısında hızlı bir artış yaşanıyor. Aralık 2024’e göre yüzde 2,04, son altı ayda ise yüzde 11,40 artarak 328 bin 708’e ulaşan hükümlü sayısı, toplam cezaevi nüfusunun yüzde 85,55’ini oluşturuyor.

12-18 yaş arasındaki çocuk tutuklu sayısı son 6 ayda yüzde 16,30 artışla 3 bin 738’e çıktı. Ancak geçen aya göre bu sayıda yüzde 2,53 oranında bir azalma yaşandı. Çocuk tutukluların yüzde 4,65’inin kız çocuğu olduğu belirtildi.

Kadın tutuklu ve hükümlü sayısı, son altı ayda yüzde 16,61 artarak 16 bin 944’e ulaştı. Cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan 0-6 yaş grubundaki çocuk sayısı ise 759 olarak açıklandı.

Verilere göre, 65 yaş üstü tutuklu ve hükümlü sayısı, son altı ayda yüzde 16,86 artış göstererek 5 bin 864’e ulaştı. Bu artış, cezaevlerindeki yaşlı tutuklu ve hükümlülerin durumlarına dair endişeleri artırıyor

Bursa E tipi Cezaevi’nde ve kimi ceza infaz kurumlarında fiziki yetersizlik nedeniyle hükümlü ve tutuklular vardiya usulü uyumak zorunda kalıyor. Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Kemal Özgür Yetkin, Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, başkan yardımcısı Av. Aslı Evke Yetkin, yönetim kurulu üyesi Av. Erhan Yaşbey, yönetim kurulu genç temsilcisi Av. Zeynep Yazıcı ile İnsan Hakları Komisyonu Yazmanı Av. Tuğçe Hekimoğlu’nun katılımıyla yaptığı basın açıklamasında, cezaevlerinde kapasitesinin üzerinde tutuklu ve hükümlü kalmasının eziyete ve bu durumun insan haklarına aykırı olduğunu belirtti. Yetkin, Adalet Bakanlığı’nın derhal duruma müdahale ederek, tutuklu ve hükümlülerin koşullarının iyileştirilmesi, durumun kötü muamele ve eziyete neden olmaması için gerekli düzenlemenin yapılmasını talep etti.

İnsan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı alanlardan birinin de cezaevleri olduğu vurgulanan açıklamada; “Türkiye’de ceza infaz kurumlarında özellikle son yıllarda, gerek fiziki koşullar gerekse de Anayasa ve ilgili mevzuata aykırı uygulamalar nedeniyle hak ihlalleri katlanarak artmıştır. Tutuklu ve hükümlülerin tutuldukları ceza infaz kurumlarının fiziki koşulları nedeniyle insan onuruna uygun koşullarda barınma hakkı, sağlık hizmetlerine erişim hakkı, dilekçe, haberleşme ve iletişim hakkı, görüş hakkı gibi temel haklarının yaygın ve sistematik bir şekilde ihlal edildiği, keyfi ve hukuka aykırı uygulamalara maruz kaldıkları gözlenmektedir” denildi.

‘Bursa E Tipi Cezaevi’nde koğuşlarda 60 -70 kişi kalıyor’

Bursa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda koğuşlarda 60 -70 kişinin kaldığı ranza sayılarının ise yetersiz olduğu vurgulanan açıklamada;”Ranzada yatamayan kişilerin yere serilen yataklarda yattıkları, her sabah yere serilen yatakların toplandığı ve gece geç saatlere kadar yatağı olmayanların uyuyamadığı, yeterli sandalye ve taburenin bulunmadığı, koğuşların 50-60 m2 kadar olduğu, yeterli havalandırma, yeterli aydınlatma, sıcak su ve duş imkanının bulunmadığı, hijyen koşullarının uygun olmadığı, yine yeterli sayıda dolap bulunmadığı, havalandırmaya koğuş mevcudunun sığmadığı, yeterli personel bulunmadığı, yine revire çıkma ve sağlık hizmetlerinden yararlanmadaki sorunlar başta olmak üzere birçok hak ihlali tespit edilmiştir” diye belirtildi.