Diyarbakır’da, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği, Tutuklu Aileleri İle Yardımlaşma Derneği ve Diyarbakır Barosu, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair hazırladıkları raporu baro binasında kamuoyuyla paylaştı. Raporda, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Erzincan ve Erzurum’daki cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri yer aldı.
Açıklama öncesinde Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘umut hakkı’ ile ilgili açıklamalarına değindi. Güleç, Bahçeli’nin “ömür boyu hapis cezası alan mahkûmlar için umut hakkının olmaması gerektiği” yönündeki açıklamalarının insan hakları açısından sorunlu olduğunu vurguladı. Ayrıca, Ömer Öcalan’ın, Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmenin olumlu karşılandığını belirtti ve bu görüşmeden sonra İmralı Cezaevi’nde tecrit uygulamalarının son bulmasını umduklarını söyledi.
Ardından, Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu Üyesi Zelal Karabulak, raporun Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında yapılan ziyaret ve başvurulara dayandığını açıkladı. Karabulak, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum ve Malatya’daki cezaevlerinde ciddi hak ihlallerinin tespit edildiğini söyledi.
Raporda yer alan tespitlere göre, cezaevlerinde şu hak ihlalleri dikkat çekiyor:
• İletişim ve sosyal etkinlik haklarının kısıtlanması: Mahpusların telefon görüşmeleri ve ziyaretçi kabulü gibi temel iletişim haklarının sınırlandırıldığı belirtildi.
• Sağlık hizmetlerine erişim zorlukları: Tutukluların hastaneye sevklerinin geciktirildiği, doktorların yazdığı ilaçların verilmediği ve genel sağlık hizmetlerine ulaşımda zorluklar yaşandığı kaydedildi.
• Yetersiz ve sağlıksız beslenme: Cezaevlerindeki yemeklerin yeterli kalori ve besin değeri taşımadığı, mahpusların bu nedenle sağlık sorunları yaşadığı ifade edildi.
• Hücre cezalarının orantısız uygulanması: Mahpuslara disiplin suçları gerekçesiyle hukuksuz ve orantısız hücre cezaları verildiği belirtildi.
• Çıplak arama uygulamaları: Cezaevi girişlerinde tutuklulara çıplak arama dayatıldığı, bu uygulamanın mahpuslar üzerinde ciddi psikolojik baskı oluşturduğu vurgulandı.
• Kadınlara hijyenik ürün verilmemesi: Kadın tutuklulara hijyenik pedlerin düzenli verilmediği, temel hijyen ihtiyaçlarının karşılanmadığı dile getirildi.
• Kantin fiyatlarının aşırı yüksek olması: Cezaevlerindeki kantinlerde satılan ürünlerin fiyatlarının dış piyasanın oldukça üzerinde olduğu tespit edildi.
• TV ve gazeteye erişim sorunu: Mahpusların televizyon ve gazetelere erişimlerinin kısıtlandığı, bu nedenle dış dünyadan haber almada zorluk yaşadıkları belirtildi.
• Kürtçe mektupların geciktirilmesi: Kürtçe yazılan mektupların aylarca bekletildiği, bu uygulamanın gerekçesiz ve keyfi olduğu aktarıldı.
• Eşyaların zarar görmesi: Oda aramalarında mahpusların eşyalarına zarar verildiği, bu tür aramaların caydırıcı ve cezalandırıcı bir yöntem olarak kullanıldığı ifade edildi.
• Açlık grevleri ve tecrit protestoları: Cezaevlerinde açlık grevlerinin ve tecrit karşıtı protestoların arttığı, bu protestolar nedeniyle birçok mahpusun hücre cezası aldığı belirtildi.
• Hasta tutukluların infaz erteleme taleplerinin reddedilmesi: Ciddi sağlık sorunları olan mahpusların tahliye taleplerinin reddedildiği, infaz erteleme kararlarının hukuksuz şekilde engellendiği aktarıldı.
• Sıcak suya erişim sorunu: Cezaevlerinde mahpusların sıcak suya erişimde büyük zorluklar yaşadığı belirtildi.