CHP’li 7 başkanın tutuklanmasına neden olan ve kamuoyunda “Beşiktaş” ya da “Aziz İhsan Aktaş suç örgütü” olarak bilinen soruşturma kapsamında 10 ay sonra hazırlanan iddianamede, CHP Genel Başkan Yardımcıları Özgür Karabat ve Burhanettin Bulut hakkında dokunulmazlıkları bulundukları gerekçesiyle fezleke düzenlendiği belirtildi.
Aziz İhsan Aktaş’ın katıldığı bazı ihaleler gerekçe gösterilerek düzenlenen bir dizi operasyon kapsamında yaklaşık 10 aydır süren soruşturma bugün tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Aziz İhsan Aktaş suç örgütüne yönelik hazırlanan 578 sayfalık iddianamede, “Seyhan Belediyesi’nde suç örgütüne ait firmaların aldığı ihaleler kapsamında Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin ve Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili Burhanettin Bulut’a, Oya Tekin’ in eşi Celal Tekin aracılığıyla 1 milyon dolar verdiği” iddia edildi. İddianamede, Burhanettin Bulut’un milletvekili olması nedeniyle hakkında fezleke düzenlenerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği bilgisi yer aldı.
İddianamede CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat hakkında ise “2024 yılı yerel seçimlerinden önce Ekrem İmamoğlu’nun verdiği talimat üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştirakleri, Cumhuriyet Halk Partili ilçe belediyelerinde yüklenicilik yapan firma sahiplerinden ‘seçim için destek’ adı altında para toplayan Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’a 5 milyon lira rüşvet verdiği” iddiası yer aldı. Karabat’ın da milletvekili olması nedeniyle hakkında fezleke düzenlenerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği kaydedildi.
Bulut: İsmim iftiranameye monte edilmeye çalışılıyor
Konuyla ilgili açıklama yapan Burhanettin Bulut, “İsmimin, hiçbir somut delile dayanmayan iddianame görünümlü bir iftiranameye asılsız biçimde monte edilmeye çalışıldığını görüyorum. Bu operasyonel metin, tamamen Sarayın yargı kolunun kumpasından; yalan, iftira ve kurgudan ibarettir” dedi.
Bulut, sosyal medya hesabından hakkındaki iddialara şu yanıtı verdi:
“İsmimin, hiçbir somut delile dayanmayan iddianame görünümlü bir iftiranameye asılsız biçimde monte edilmeye çalışıldığını görüyorum. Bu operasyonel metin, tamamen Sarayın yargı kolunun kumpasından; yalan, iftira ve kurgudan ibarettir.
Söz konusu iftiraname, hukukun değil siyasetin kaleminden çıkmış; adalet duygusunu değil, siyasi saikleri rehber edinmiş bir metindir. Hiç bir somut delile dayanmayan bu kurgusal senaryodaki amaç, gerçeği çarpıtmak ve toplumu yanıltmaktır.
Bu beyhude çabanın esas amacının, iktidar yürüyüşümüze gölge düşürmek olduğu tüm toplum nezdinde aşikardır. Bu altı boş, mesnetsiz, çürük iddialarla siyaseti kirletmek ve muhalefeti susturmak isteyenlerin çabası beyhudedir. Hayatım boyunca siyaseti dürüstlük ve şeffaflık üzerine inşa ettim. Bugüne kadar başkasına ait tek bir kör kuruşa minnet etmedim, etmem de…
Gerçekleri çarpıtmakla, iftira atmakla, insanların onuruna saldırmakla kimse kendi kirliliğini gizleyemez. Hiç kimse, bu kirli oyunlarla ne beni ne de Cumhuriyet Halk Partisi’ni yıpratabilir. Konuya ilişkin hukuki süreçleri başlattığımı kamuoyunun bilgisine sunarım. Saygılarımla…” (ANKA)