• Ana Sayfa
  • Manşet
  • CHP PM üyesi Fırat’tan partisine ‘İmralı’ tepkisi: Tarihsel bir hataya düşüldü

CHP PM üyesi Fırat’tan partisine ‘İmralı’ tepkisi: Tarihsel bir hataya düşüldü

CHP Parti Meclis Üyesi Ali Haydar Fırat, partisinin İmralı kararına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.

CHP PM üyesi Fırat’tan partisine ‘İmralı’ tepkisi: Tarihsel bir hataya düşüldü
CHP PM üyesi Fırat’tan partisine ‘İmralı’ tepkisi: Tarihsel bir hataya düşüldü
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 21 Kasım 2025 22:27
  • Güncellenme: 21 Kasım 2025 22:28

Komisyon’un Abdullah Öcalan’ı İmralı’da ziyaret etme kararına CHP’nin karşı çıkmasına tepki gösteren PM üyesi Ali Haydar Fırat, ‘Bir sorun varsa ancak muhataplarıyla çözülür’ diyerek parti yönetiminin ‘tarihsel bir hataya düştüğünü’ söyledi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e tepki gösteren Fırat, “Ülkemizin istikbali açısından tarihi öneme sahip kararların partinin bütün yetkili karar alma organlarının hiç hükmünde sayılıp, meclis grubu ve Parti Meclisi’nin değerlendirmeleri alınmadan sayın Genel Başkanın kendi yakın çevresindeki bir kaç isimle kararlar alması partimizin tarihi, temel değerleri, demokratik kültürü ve tüzüğüyle bağdaşmamaktadır” ifadelerini kullandı.

“Eğer gereği yapılıp yada ihtiyaç duyulup Parti Meclisimiz toplanmış olsaydı bir çok diğer arkadaşımız gibi ben de düşüncelerimi ifade etme şansı bulacaktım” diyen Ali Haydar Fırat, karara yönelik eleştirilerini şöyle sıraladı:

“1- 38. Olağan Kurultayımızda partimizde değişim iradesi ile yola çıkarken, ülkemiz ve partimiz hakkında alınacak kararların ortak akıl, ortak vicdan ve ortak irade ile alınacağının sözünü vermiştik. Bu söz, bu temel ilke yok sayılmıştır.

2- Bugün alınan karar, partimizin yürüttüğü demokratik mücadeleye, Kürt Sorununun çözümü konusunda özellikle son yıllarda defalarca dile getirdiğimiz toplumsal barışın sağlanması konusunda ödediğimiz bedellere aykırıdır. Bugün parti yönetimimizin aldığı karar, partimizi tarihsel ve toplumsal olarak hak etmediği bir noktaya sürüklemiş ve statükoya hapsetmiştir.

3- Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ortaya çıkan irade bugüne kadar parti olarak savunduğumuz “Kürt Sorununun çözüm yeri TBMM’dir” anlayışına uygundur. İmralı ziyareti çözüm uğraklarından biridir çünkü bir sorun varsa ancak muhatablarıyla çözülür. Maalesef parti yönetimimiz tarihsel bir hataya düşmüştür.

4- “Terörsüz Türkiye” ve “Demokratik Türkiye” mücadelesini eş zamanlı sürdürme çağrımız alınan bu kararla çok ciddi bir biçimde zarar görmüştür. Yıllardan beridir Türk ve Kürt vatandaşlarımıza verdiğimiz barış ve demokrasi sözü askıya alınmıştır. Partimizle Kürt yurttaşlarımız arasında uzun yıllar sonra kurulan sağlam dayanışma bağı görmezden gelinmiş, yeniden başa sarılmıştır.

5- Cumhuriyetin kurucu partisi, halkçı, devrimci parti öncü ve cesur olmak zorundadır. Bizim geleneğimiz cesaretle yazılmıştır. İnsanlık tarihinde örneği olmayan bir ulusal kurtuluş mücadelesinin kahramanları kurucu kadrolarımızdır. Cumhuriyeti ve yeni bir ülkeyi kuran Büyük Atatürk, Çok Partili Yaşama geçişi sağlayan İsmet Paşa, dünyayı karşısına alıp Kıbrıs’ı kurtaran Bülent Ecevit, 1 Mart’ta emperyalizmin ülkemize girişine izin vermeyen Deniz Baykal ve tek bir arkadaşının cezaevine atılması karşısında tarihin en büyük adalet mücadelesini veren Kemal Kılıçdaroğlu bu cesur ve devrimci tavrın yaratıcıları ve sürdürücüleri olmuştur. Bugün bu tavır ortaya konulamamış, gereken cesaret sergilenmemiş ve tarihsel gelişim doğru okunmamıştır.

6- Yurtsever sol ve devrimci bir Cumhuriyet ancak tarihin öznesi olmakla mümkün olabilecek ve büyük değişimleri gerçekleştirebilecek bir gerçeklik üzerine kurulabilir. Bize yakışan cesur bir biçimde bu sürecin en önünde gitmekti. Bugün bütün sağ ve milliyetçi partilerin gerisine düşmek kabul edilebilir bir siyasal tavır değildir.

7- Diğer partilerin alacağı kararlara göre pozisyon almak siyaset değil, siyasetsizliktir. Siyaset üretmek; kendi doğrularını, kendi gerekçelerini, kendi düşüncelerini cesurca açıklamak ve halka anlatmaktır.

8- iktidara karşı negatif pozisyonlanma stratejisi bizi iktidara taşımaz. Bu ülkede Kürt Sorununun çözümünde yer almayan bir partinin iktidar olma şansı yoktur.

9- Orta Doğu’da her türlü gericiliğe ve barbarlığa karşı mücadele veren Kürt halkı hem Türklerin hem de solun doğal müttefikidir. Orta Doğu’da demokratik bir düzen Türklerin ve Kürtlerin ortak iradesi ile gerçekleşebilir. Tarihin bu büyük kırılma anında maalesef doğru tarafda durulamamıştır.

10- Partimizin politik ve ideolojik olarak yeni bir soluğa, yeni ve cesur bir siyasete ve buna önderlik edecek güçlü bir çıkışa ihtiyacı netleşmiştir. “İdare-i maslahatçılar esaslı inkilâp yapamaz” diyen Büyük Atatürk’ün izinde ülkemizi, partimizi büyütmek, güçlendirmek temel sorumluluğumuzdur.”