CHP’nin Brüksel mitingi: Demokrasiyi savunanları savunun

CHP, tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim talebiyle Brüksel’de miting düzenledi. İmamoğlu’nun Silivri’den gönderdiği mektupta “Bizi esir tutanların amacı kendi ikballeridir” sözleri öne çıkarken, Avrupalı sosyal demokrat liderler “Demokrasiyi savunanları savunun” çağrısıyla mitinge destek verdi.

CHP’nin Brüksel mitingi: Demokrasiyi savunanları savunun
CHP’nin Brüksel mitingi: Demokrasiyi savunanları savunun
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 12 Ekim 2025 16:46
  • Güncellenme: 12 Ekim 2025 18:06

CHP, Silivri’de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Türkiye’nin başka bir ilinde düzenlediği ”Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerini yurt dışında da başlattı.

İlk miting bugün Belçika’nın Brüksel kentinde düzenleniyor.

Jean Rey Meydanı’ndaki mitinge, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da mektup gönderdi.

İmamoğlu’nun mesajı, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke tarafından mitinge katılanlara okundu.

İmamoğlu’ndan mektup: Bizi esir tutanların amacı kendi ikballeridir

İmamoğlu mektubunda, Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin sadece kendisine değil, “adil ve özgür bir Türkiye’ye inanan herkese ait” olduğunu vurguladı:

“Değerli yurttaşlarım, Avrupa’da yaşayan dostlarım, kardeşlerim, yol arkadaşlarım… Biliyorum, aklınızın ve kalbinizin bir yanı hep Türkiye’de. İnanın bizim de aklımız ve kalbimiz hep sizde. Çünkü ülkemiz sadece sınırlarla değil; inançla, sevdayla, umutla birbirine bağlı bir ülkedir. Ben bugün size yine Silivri’den sesleniyorum. Ama biliyorum ki sesim burada, Avrupa’nın kalbinde, sizlerin yüreğinde yankı buluyor. Bu zor dönemde, hepimizin zihninde ve yüreğinde üç kelime var: Demokrasi, adalet ve cesaret. Bu üçü birbirine tutunarak ayakta kalıyor. Zira bugün yalnızca demokrasi ve adalet talep etmek değil, bunlar için mücadele etmek ve cesaret gerektiriyor. Avrupa Birliği de bir zamanlar işte bu cesaretle oluştu. Savaş yorgunu halkların, barış, özgürlük ve insanlık onuru için gösterdiği büyük cesaretle.”

İmamoğlu, Türkiye’de halkın iradesinin susturulamayacağını belirterek, “ Yalanlar, iftiralar, baskılar, zorbalıklar, tehdit ve şantajlar sonuç vermiyor. Tam tersine, milyonlar mücadelemizde birleşiyor” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, adalet talebini yalnızca kendi durumu için değil, herkes için dile getirdi:

“Beni, belediye başkanlarımızı ve yol arkadaşlarımızı esir tutanların amacı kendi ikballeridir, bitmez tükenmez koltuk hırslarıdır. Onlar, milletin iradesine ve demokrasinin özüne yönelik, aciz ve hukuksuz bir girişim içindeler. Bizim tek talebimiz, adil bir yargılamadır. Adalet olmadan ekmeğin, dirliğin, birliğin olmayacağını biliyoruz. “

İmamoğlu mektubunu, “Asla geride bir tek arkadaşımızı bırakmayacağız. Omuz omuza vereceğiz ve onları duyduklarında tir tir titreten o sözü yılmadan haykıracağız: Her şey çok güzel olacak” ifadeleriyle tamamladı.

Avrupalı sosyal demokrat liderlerden destek mesajları

CHP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim talebiyle düzenlediği mitinglerin 61’incisi Brüksel’de yapıldı. Avrupalı sosyal demokrat liderler, destek mesajlarında, “Demokrasiyi savunanları savunun” ve “Sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir” çağrıları yaptı.

Mitingde, Brüksel Belediye Başkanı Philippe Close’un videolu mesajı paylaşılırken; Avrupa Yeşiller Partisi Eş Başkanı Vula Tsetsi ve Avrupa Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Giacomo Filibeck de konuşma yaptı.

Brüksel Belediye Başkanı Close: Sizin yanınızdayız

Brüksel Belediye Başkanı Close, videolu mesajında, “Çok zor bir dönemden geçtiğinizi biliyoruz. Ancak şehriniz ve ülkeniz için yaptıklarınızı da biliyoruz. Sizin yanınızdayız. Seninleyiz Ekrem” dedi.

Tsetsi: İstanbul Belediye Başkanı’nı ve diğer siyasi mahkumların yanındayız

Daha sonra Avrupa Yeşiller Partisi Eş Başkanı Tsetsi, mitingte konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi. Tsetsi, “Hepiniz hoş geldiniz. Bu güzel pazar gününde özgürlük, demokrasi, aileleriniz, memleketiniz ve geleceğiniz için buradasınız. Cesaret böyle olmalıdır” dedi.

Tsetsi, şöyle konuştu:

“Erdoğan’ın otokrasisine karşı sizlerle omuz omuzayız. İstanbul Belediye Başkanı’nın ve diğer siyasi mahkumların yanındayız. Tüm bu insanların özgürlüğü için mücadele etmek, ama sadece demokrat olmak için yüksek bir bedel ödedikleri için değil, onlarla birlikte olmak zorundayız.

Çünkü Avrupa Birliği (AB) ve biz demokratlar, özgürlük ve adaletin savunucularıyız. Ve belediye başkanını, demokrasinizi savunmak için çok yüksek bir bedel ödeyen her bir kişiyi, Avrupa’nın demokrasisini savunmak için bir arada durmalıyız, çünkü Türkiye’de olanlar çok da uzak değil.

Türkiye’de demokrasiyi savunan insanlar, Avrupa’da demokrasiyi savunuyorlar ve bunu asla unutmamalıyız. Tüm bu belediye başkanları, tüm bu gazeteciler, akademisyenler, sanatçılar, vatandaşlar, medya özgürlüklerini savunuyorlar. Bu zulüm, durmalı. Yaşananların hiçbiri tolere edilemez.”

Tsetsi, AB’ye seslendi: Demokrasiyi savunanları, savunun

“Şu anda Avrupa Birliği, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Konseyi’ne iletmek istediğim mesajdır. Artık gerçek eylem zamanıdır. Boş sözler değil, Erdoğan ile daha fazla alaycı anlaşmalar değil. Demokrasiyi savunanları, savunun. Değerlerimizi kısa vadeli anlaşmalar için takas etmeyin. Sesinizi yükseltmelisiniz. Avrupa Komisyonu, sessiz kalamaz. Sessizlik, suç ortaklığıdır.

Son olarak şunu söylemek isterim: Avrupa Yeşiller Partisi olarak, İstanbul Belediye Başkanı’nın yanındayız. 10 gün önce Budapeşte Belediye Başkanı, Riga Belediye Başkanı, Prag Belediye Başkanı ve Avrupa’nın birçok belediye başkanı Brüksel’e geldi. Ekrem İmamoğlu ile tam bir dayanışma içinde olduklarını gösterdi. Size şunu söylemek istiyorum: pes etmeyeceğiz. Sizinleyiz ve belediye başkanı ve siyasi muhalifler özgür olana kadar sizinle olmaya devam edeceğiz.”

Filibeck: Bu miting Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin yalnız olmadığına işarettir

Avrupa Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Filibeck da mitingde konuşma yaptı. Filibeck, “Dayanışma içinde, inanç ruhuyla bir araya geldiğiniz için çok teşekkür ederiz. Avrupalı sosyalistler adına burada bulunuyor ve size sesleniyorum” diye konuştu.

Filibeck, şu ifadeleri kullandı:

“Avrupalı sosyalistlerin çok açık ve net mesajı, burada paylaşılacak. Avrupa’daki bütün sosyal demokratlar ve ilerici partiler, Türkiye’nin ve Türk halkının dostu. CHP’nin demokrasi, adalet ve hukukun üstünlüğünü savunan bir parti olması nedeniyle CHP’nin de dostuyuz.

CHP’nin adalet, eşitlik ve hukukun üstünlüğü mücadelesinde en önemli sembolü olan ve bugün hapiste bulunan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dostuyuz. Bu miting, sadece Türkiye için değil, demokrasiye ve temel haklara inanan hepimiz için büyük bir sembolik öneme sahip.

Bu miting, Avrupa projesinin tam kalbinde, Brüksel’de düzenleniyor. Bu bir tesadüf değil. Bu, bir şeyin işaretidir. Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin yalnız olmadığına dair bir işarettir. Yalnız değilsiniz. Bu, özgürlük, haysiyet ve hukukun üstünlüğü için ortak bir Avrupa mücadelesinin parçasıdır.”

Nardella: Demokrasinin hapse atılamayacağını gösterdiniz

Eski Floransa Belediye Başkanı ve Avrupa Parlamentosu üyesi Dario Nardella, “Sevgili yoldaşlar, sevgili dostlar, sevgili Özgür, Ekrem İmamoğlu, 207 gündür tutuklu. 207 gündür Türk hükümeti, demokrasiyi güçle bastırabileceğini düşündü” ifadelerini kaydetti.

Nardella, şöyle konuştu:

“Protestoların sadece birkaç gün süreceğini, barışın galip geleceğini söylüyorlardı. Ama yanıldılar. Bugün bile Türkiye’de meydanları doludur. Öğrencilerle, kadınlarla, işçilerle, ailelerle dolu. Boyun eğmeyi reddediyorlar. Sosyalist ve Demokratlar Grubu adına, bugün burada CHP’nin inanılmaz gücünü ve bitmek bilmeyen dinamizmini selamlıyorum.

Sizler, harekete geçmeyi başardınız, umudu canlı tuttunuz, asla pes etmediniz ve sisin adınıza da Genel Başkan Özgür Özel’e de liderliği için şükranlarımı sunuyorum. Sizi burada bulunarak özgürlüğün, demokrasinin hapse atılamayacağını, halkın onurunun susturulamayacağını gösterdiniz.

Bugüne kadar hapse atılan belediye başkanlarını, sivil göstericileri ve sansürlenen gazetecilere hatırlatmak isterim ki yalnız değilsiniz. Sosyalist demokratlar, Avrupa sizinle, sizin yanınızda.”

Dario Nardella, konuşmasını “Her şey çok güzel olacak” sloganını söyleyerek bitirdi ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e teşekkür etti.

Özgür Özel: Yaşanılanların Almancaya, İngilizceye, Fransızcaya tercümesi yok

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingte yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:

“Siz çok yakından yaşıyorsunuz ki Avrupa’dan bakınca Türkiye’de olanı biteni anlamak çok kolay değil. Türkiye’de yirmi üç yıllık bir AK Parti iktidarı var. Yirmi üç yıl sonra ilk kez seçim kaybetti. Biz kırk yedi yıl aradan sonra ilk kez birinci parti olduk. Seçimde yüzde 38 oy aldık. Belediyelerin yüzde 65’ini kazandık. Bugüne kadar ‘demokrasi’ diyen, demokrasiden dem vuran Erdoğan demokrasi treninden o istasyonda indi. O günden bugüne artık sandıktan değil başka yerlerden medet umduğu için Türkiye’de demokrasiyi askıya almaya çalışıyor. Halkın tercihine saygı duymadı. Önce belediye başkanlarımızı, bakanlarına, ‘bunları silkeleyin’ diyerek gelen paraları keserek, geçmişten birikmişleri CHP’li belediyelerden bir seferde tahsil ederek hizmeti aksatmaya çalıştı. Baktı bu yeterli olmuyor. Bu sefer Cumhurbaşkanı adayımızın diplomasını 31 yıl sonra iptal etti. Bu diploma 31 yıldır Türkiye’de her konuda kullanılmış, hiç sıkıntı yok. 25 sınıf arkadaşından bir tanesi Türkiye’nin en önemli işletme fakültesinin dekanı, sıkıntı yok. Ne zaman ki Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı, diplomayı iptal ediyor ki karşısına rakip aday olamasın. Diplomayı veren fakülte dahi iptal etmiyor. Yetkisiz bir kuruldan diplomayı iptal ettiriyorlar. Bunun Almancaya tercümesi yok. İngilizceye, Fransızcaya tercümesi yok. Bunu uzun anlatmak lazım, iyi anlatmak lazım. Ekrem Bey’in tek suçu Erdoğan’ı yenmektir. O yüzden  diploması iptal edilmiştir diye anlatmak lazım.”

‘7 aydır iddianameyi bekliyoruz’

Bundan 206 gün önce, bir ay içinde ‘bütün kanıtlar çıkacak’ dedikleri ancak 7 aydır tek bir kanıt ortaya koyamadıkları bir iftira ile arkadaşlarımızı hapse attılar. Orada tutuyorlar. Sonra da dönüp Türkiye’ye, dünyaya ‘Bu bir yolsuzluk konusu’ diyerek bir algı operasyonu yapıyorlar. Öncelikle, 210 gündür, 7 aydır tek bir kanıt olmadığı gibi önceden söyledikleri her şeyin kendi içinde çürüdüğünü, yalanlandığını ve 7 aydır artık iddianameyi beklediğimizi iyi hatırlatmak, iyice anlatmak gerekiyor.

‘Kendisini yenecek birisine adaylığına engel olmak istiyor’

Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı iken rüşvet ile, irtikapla, ihaleye fesat karıştırmakla, terör örgütlerine destek vermekle suçlandı. Yargılandı. Ancak bir gün evine polis gelmedi. Bir gün tutuklu yargılanmadı. Bir gün değil cezası mahkemede görüldüğünde, kesinleşene kadar kimse kendisine karışmadı. Ancak Erdoğan kendine yapılmayanı sabah 6’da eve polis yollayarak seçilmiş belediye başkanını tutuklayıp cezaevine koyarak, 7 aydır İddianame çıkartmayıp onu millete hizmetten alıkoyarak ve şimdi de anlaşılıyor ki her türlü kumpası çevirip bu yargılama sürecini geciktirerek kendisini yenecek birisine adaylığına engel olmak istiyor.

‘Yoksulluğu yönetmeye değil, yok etmeye ant içtiğimiz için bu saldırı altındayız’

Ancak yapmaya çalıştığı mesele sadece Ekrem Başkan’a, partisine kötülük değil. Bugün Brüksel’de dolaşan milletvekillerimiz bakıyorlar. Belçika’da asgari ücret; Türkiye’nin 4.2 katı, En düşük emekli maaşı; Türkiye’nin 4.7 katı. Türkiye’de bir asgari ücret 30 kilo kıyma alabilirken, Belçika’da asgari ücret 128 kilo kıyma alabiliyor. Ekrem Başkan, ben, Mansur Başkan, Cumhuriyet Halk Partisi; Erdoğan’ın lüks arabalarına, uçaklarına, sarayına değil. Türkiye’deki emekçinin kursağından geçecek lokmayı arttırmaya, asgari ücreti arttırmaya, emekli maaşını arttırmaya, yoksulluğu yönetmeye değil, yok etmeye ant içtiğimiz için, ona talip olduğumuz için bu saldırı altındayız.

‘Bu kavga zulmeden ile zulüm gören arasındadır’

Dünyanın bu düzeninden memnun olanlar Erdoğan’ı istiyor. Zengin daha zengin olsun, fakirler sürünsün isteyenler Erdoğan’ı istiyor. Bu milletin eşitliğini isteyenler, kardeşliğini isteyenler ‘hep birlikte kazanalım, hakça, eşitçe paylaşalım’ diyenler, sosyal adalet isteyenler Ekrem  İmamoğlu’nu istiyor, CHP’yi istiyor Bu kavga zengin ile fakir arasındadır. Bu kavga zulmeden ile zulüm gören arasındadır. Bu kavga partiler arasında değil, sınıflar arasındadır. Ezilenden yana olanları, vicdanı olanları bu mücadelede İmamoğlu’na ve CHP’ye sahip çıkmaya davet ediyorum.”