CHP, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerine Ordu’da devam etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise iktidarın emeklilere ve işçilere yüzde 25 zam yapmanın planını yaptığını belirtti.
Emeklilere ve işçilere çağrı yapan Özel, “Buna karşı mücadele edeceğiz, eylemleri büyüteceğiz. Ya hakkımızı alacağız, ya hakkımızı verecek bir iktidarı başımıza getireceğiz” ifadelerini kullandı.
Özel, “Buradan bütün emeklilere ve emekçilere söylüyorum. Buna katlanılamaz, buna karşı mücadele edeceğiz, eylemleri büyüteceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösteren Özel, “23 yılın sonunda Tayyip Bey altın madalyayı hak etti. İşsizlikte Avrupa birincisi, gelir adaletsizliğinde Avrupa birincisi, yüksek faizde Avrupa birincisi, enflasyonda Avrupa birincisi… Tayyip Bey bu ülkeyi perişan etmekte 5 altın madalyaya sahip” dedi.
Nadir toprak elementleri konusunda değerlendirmelerde bulunan Özel, iktidara tepki göstererek, “Beyaz Saray’a kabul edildiler, orada bu elementleri Trump’a verip gelecekte seçim kazanmak için destek istiyorlar. Nadir elementler vatandır, vatan satılamaz” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyulmamasına tepki gösteren Özel, “Anayasa ortak çatımız. Anayasa’ya uymayan mahkemenin kararı düzeltilmezse, bu mahkeme hakkında işlem yapılmazsa sonu büyük bir felaket olacaktır” dedi.
Mitingde Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mektubu okundu.
CHP Ordu İl Başkanı Bülent Akpınar tarafından okunan mektupta İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün, Ordu Cumhuriyet Meydanı’ndan tüm Türkiye’ye, çok güçlü bir demokrasi ve adalet mesajı veriyorsunuz. İradenize, geleceğinize sahip çıkıyorsunuz. Sizlere çok teşekkür ediyorum.
Yıllardır, her işe başlarken, bu ülke için her yeni adımı atarken hep aynı duayı ederim: ‘Allah, beni ilk önce aileme, doğduğum topraklara, sonra da İstanbul’a ve ülkeme mahcup etmesin,’ derim. Ben, bu duadan aldığım güçle, Allah’a olan inancımla, milletime duyduğum sonsuz güvenle dimdik ayaktayım ve yılmadan mücadele ediyorum.
Bu bir, bolluk ve bereket mücadelesidir. Bu ülkenin kaynakları bir avuç insanın kontrolünde olmasın, herkes hakkını alsın, herkes refaha kavuşsun isteyenlerin mücadelesidir. Bizim mücadelemiz, Türkiye’yi güçlü bir ülke yapma mücadelesidir. Ama bütün güç ve yetkileri bir kişide, bir partide toplayarak güçlü olamayız.
Bir ülke, ancak kurumları güçlüyse güçlüdür. Meclis, hükümet, yargı kendi başlarına ve birbirlerine karşı güçlü olacak. Yerel yönetimler, medya, iş dünyası, sendikalar, meslek odaları güçlü olacak. Hepsinden önce, vatandaş güçlü olacak. Vatandaş; hak ve hürriyetleri, sahip olduğu maddi imkanları, güvenceleri bakımından güçlü olacak. Yöneticiler, vatandaş karşısında haddini bilecek. Hiç kimse vatandaşın sözünün üstüne söz söyleyemeyecek.
Şimdi bizi terörle, casuslukla suçlayacak kadar akıldan, izandan yoksun bir halde, yeni tertipler peşindeler. Yine başaramayacaklar. Milletimiz, tertipleri de sebeplerini de çok iyi görüyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, kurdukları israf ve istibdat düzenini yalanla, zulümle ayakta tutamayacaklar. Bu düzen değişecek. Hukuku ve demokrasiyi hiçe sayan, vatandaşı sadece oy ve vergi verirken kıymetli gören anlayışı tarihe gömeceğiz. Adaleti devletimizin temeli, ortak hayatımızın yüce bir değeri haline getireceğiz. Türkiye’yi; emeğiyle rahatça geçinen, geleceğinden emin, çalışkan, dürüst, mutlu insanların ülkesi yapacağız. İyiliğin, merhametin, kardeşliğin iktidarını kuracağız. Sabredeceğiz, gayret edeceğiz, cesaret edeceğiz. Ve mutlaka başaracağız. Dünya tersine dönse de Ordu’nun dereleri tersine aksa da başaracağız. 86 milyon kazanacak. Her şey çok güzel olacak”




