Çocuk işçiliği bir kez daha can aldı: 17 yaşındaki Zahra Hosseini öldü

Karaman OSB’de çalışan Afganistanlı 17 yaşındaki Zahra Hosseini, makineye sıkışarak yaşamını yitirdi. İSİG Meclisi’ne göre bu yıl en az 91 çocuk çalışırken öldü.

Çocuk işçiliği bir kez daha can aldı: 17 yaşındaki Zahra Hosseini öldü
  • Yayınlanma: 22 Aralık 2025 21:22
  • Güncellenme: 22 Aralık 2025 21:29

Karaman Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Yıldızbaş Soğuk Hava Deposu’nda çalışan Afganistanlı 17 yaşındaki Zahra Hosseini, iş cinayetinde hayatını kaybetti.

Hosseini, çalıştığı sırada eşarbının plastik enjeksiyon makinesine dolanması sonucu ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan genç işçi, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olay, çocukların ve mülteci işçilerin en güvencesiz, en denetimsiz alanlarda çalıştırıldığını bir kez daha ortaya koydu.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre Zahra Hosseini’nin ölümüyle birlikte 2025 yılı içinde çalışırken hayatını kaybettiği tespit edilebilen çocuk işçi sayısı 91’e yükseldi. Bu tablo, çocuk işçiliğinin “istisna” değil, sistematik bir emek rejimi tercihi olduğunu gösteriyor.

‘Çocuk işçiliği sermayeye ganimet olarak sunuluyor’

A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve İSİG Meclisi gönüllüsü Deniz İpek, çocuk işçi ölümlerinin münferit kazalar değil, doğrudan uygulanan politikaların sonucu olduğunu vurguladı.

İpek, çocuk emeğinin bilinçli şekilde yaygınlaştırıldığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu sonucu ortaya çıkaran aslında Türkiye’deki emek rejim politikaları ve çocuk işçiliğinin adeta da sermayeye bir ganimet gibi sunulmasıyla alakalı.”

Mülteci çocukların ve yoksul ailelerin çocuklarının, sendikasız, kayıt dışı ve denetimsiz biçimde çalıştırıldığını belirten İpek, “Türkiye’de ne eğitimde ne de istihdamda yer alan genç nüfus hızla büyüyor. Ve bu genç nüfusun bu kadar hızla büyümesi istenilen bir tercih. Çünkü bunun sayesinde günübirlik, kayıt dışı hazır bir işçi kadrosu, işçi deposu, adeta işçi ordusu hazırda bekletiliyor” ifadelerini kullandı.

MESEM: ‘Eğitim’ adı altında çocuk emeği sömürüsü

Deniz İpek, Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programının çocuk işçiliğini meşrulaştıran en önemli araçlardan biri haline geldiğini belirtti. “Eğitim” adı altında çocukların düşük ücretle çalıştırıldığını söyleyen İpek, tabloyu şu sözlerle özetledi: “Bugün milyonlarca çocuk bu program içerisinde sömürülüyor. Asgari ücretin üçte biri fiyatına çalıştırılmaya mahkûm edilmiş durumda.”

Denizli’de iki çocuk alevler içinde kaldı

Çocuk işçiliğin yol açtığı bir başka ağır olay da Denizli’de yaşandı.

Oto Sanayi Sitesi’nde bir kaporta dükkânında çalışan 16 yaşındaki MESEM’li Cengizhan ile 13 yaşındaki Tunahan Yiğit Özcan, patronları olmadan çalıştıkları sırada kaza geçirdi. Boya karıştırıldığı sırada tinerin kıvılcımla parlaması sonucu Tunahan alevler içinde kaldı, Cengizhan ise hafif yaralandı. Olay, çocukların en tehlikeli işlerde denetimsiz biçimde çalıştırıldığını bir kez daha ortaya koydu.

Deniz İpek yaşananları şöyle anlattı: “Patronları olmadan dükkânı açtıklarında bir boya karıştırma işlemi sırasında tinerin alev alması, parlaması ile iki çocuk işçi yandı.”

Denizli’de yanık ünitesi bulunmaması nedeniyle vücudunda ağır yanıklar oluşan Tunahan Yiğit Özcan, İzmir’e sevk edildi. İzmir Şehir Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavisi süren Tunahan’ın hayati tehlikesi sürüyor.

İpek, “Biri 16, biri 13 yaşında. 13 yaşındaki bir çocuk sabahın sekizinde çalışmak için gittiği atölyede şu an ağır bir yanıkla karşı karşıya” ifadeleriyle yaşananları ortaya koydu.

Deniz İpek, yaşanan ölümler ve ağır yaralanmaların, yoksulluğu derinleştiren ve istihdamı güvencesizleştiren politikaların kaçınılmaz sonucu olduğunu söyledi.

İpek, “Bu tablonun değiştirilmesi için en başta çocuk emeğinin yasaklanması gerekiyor. Ve bir an önce MESEM programının sonlandırılması gerekiyor” dedi.