• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Cumartesi Anneleri 1051. kez Galatasaray Meydanı’nda: Barış, kayıpların bulunmasıyla mümkündür

Cumartesi Anneleri 1051. kez Galatasaray Meydanı’nda: Barış, kayıpların bulunmasıyla mümkündür

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek amacıyla her hafta Galatasaray Meydanı’nda toplanan Cumartesi Anneleri, 1051. buluşmalarını gerçekleştirdi. 17-31 Mayıs Kayıplar Haftası boyunca düzenlenecek eylemlerin startı olan bu haftaki Cumartesi buluşmasına Pervin Buldan ve Tuncer Bakırhan da katıldı.

Cumartesi Anneleri 1051. kez Galatasaray Meydanı’nda: Barış, kayıpların bulunmasıyla mümkündür
Eylül Deniz Yaşar
  • Yayınlanma: 17 Mayıs 2025 13:01
  • Güncellenme: 17 Mayıs 2025 14:09

Cumartesi Anneleri/İnsanları, 1051. haftalarında yine Galatasaray Meydanı’ndaydı. Ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfillerle bir araya gelen kayıp yakınları, adalet ve hakikat mücadelesini sürdürme kararlılıklarını yineledi. Bu haftaki eyleme, İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da katıldı.

Buldan: ‘Barış, faillerin ortaya çıkarılmasıyla sağlanabilir’

Meydanda konuşan Pervin Buldan, “Hem Sırrı Süreyya Önder’i hem de  faili meçhul cinayetlerde ve yargısız infazlarda kaybedilen tüm insanlarımızı anıyoruz” dedi. Buldan, gerçek bir barışın ancak kayıpların bulunması ve faillerin yargılanmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı:

“Kayıpların sesi yıllardır duyulmadı. Faili meçhulleri ortaya çıkarmak için hiçbir zaman bir zihniyet gelişmedi. Ama eğer onurlu bir barıştan söz edilecekse, bu süreç kayıpların akıbetini ortaya çıkarmaktan geçer. Yoksa barış eksik kalır.”

Buldan, kayıp yakınlarının sadece bir mezar taşı talep ettiğini hatırlatarak, “Hepimizin gönlünde barışı tam olarak yaşamak, tam olarak hissetmek geçiyor. Bunun da yolu elbette ki bugün burada ifade edilen kayıp yakınımızın söylediği, dile getirdiği adalet ve hakikat mücadelesini açığa çıkarmak, kayıpları bulmak. Çünkü her bir kayıbımızın aslında bir talebi var. Bir mezar taşı istiyorlar. Üzerine çiçekler koyabilecek, üzerinde dualar edebilecek bir mezar taşı istiyorlar” dedi.

Bakırhan: ‘Cumartesi Anneleri’nin talepleri bizim de taleplerimiz’

İlke TV’ye konuşan Tuncer Bakırhan ise, kayıpların akıbetinin açığa çıkmasının toplumsal barış açısından hayati önemde olduğunu belirtti.

“Gerçek bir yüzleşme olmadan bu ülkede barış sağlanamaz. Arşivler açılmalı, kayıtlar kamuoyuyla paylaşılmalı. Anneler, çocuklarının mezar taşına bir isim yazmak ve dua etmek istiyor. Bu, bir toplum için en temel insani taleptir.”

DEM Parti olarak bu sürecin hem mecliste hem sokakta takipçisi olacaklarını söyleyen Bakırhan, “Toplumsal barış olacaksa Türkiye bu meselelerle yüzleşmelidir. O karanlık arşiv odalarını açmalıdır. O arşivlerdeki sonuçlarla, sonuçları kamuoyuyla paylaşmalı. İnsanların çocuğunu araması, mezar taşının üzerine ismini yazması ve bir dua etmesi çok görülmemelidir” dedi.

Kayıplar Haftası çağrısı

Etkinlikte 17-31 Mayıs tarihleri arasında anılan Kayıplar Haftası da hatırlatıldı. Cumartesi Anneleri, bu hafta boyunca toplumsal hafızada yer etmiş tüm kayıplar için adalet çağrısını yinelemeye devam edeceklerini belirtti.

Cumartesi Anneleri, İHD ve Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonun ortak açıklaması şöyle:

“Kayıplar Haftası’nda Adalet, Hakikat ve Barış Talebimizi Yineliyoruz

Her yıl 17-31 Mayıs tarihleri arasında andığımız Kayıplar Haftası’nda, gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetine ışık tutmak, bu ağır insan hakkı ihlalinin üzerinin örtülmesine karşı durmak ve cezasızlıkla mücadele etmek amacıyla bir dizi etkinlik düzenliyoruz.

1051.haftamızda, gözaltında kaybedilen sevdiklerimizi unutmadığımızı, unutmayacağımızı ve adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha yüksek sesle dile getirerek Kayıplar Haftası’na giriyoruz. Devlet görevlileri ya da devlet destekli yapılar tarafından kaybedilen insanların aileleri olarak yıllardır aynı soruyu sormaya devam ediyoruz: Sevdiklerimiz nerede?

Israrla altını çiziyoruz: Gözaltında kaybetmeler sadece kaybedilenlerin değil, geride kalanların da hayatını karartan; kuşaklar boyu süren bir travmadır. Bu suç zaman aşımına uğratılamaz, görmezden gelinemez. Bugüne dek süren cezasızlık kültürü, yeni ihlallerin önünü açmış; toplumsal barış ve hukuk devleti ilkelerinin önünde büyük bir engel oluşturmuştur.

Kayıplar Haftası vesilesiyle kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak bir kez daha talep ediyoruz:

Gözaltında kaybedilen tüm kişilerin akıbeti açıklansın,

Suçun fail ve sorumluları yargılanarak adalet önünde hesap versin,

Gözaltında kaybetme Türk Ceza Kanunu’nda insanlığa karşı suç olarak tanınsın,

Cezasızlık uygulamalarına son verilsin,

Türkiye Birleşmiş Milletler Zorla Kaybetmelere Karşı Uluslararası Sözleşmesi’ni imzalasın ve hayata geçirsin,

Galatasaray Meydanı’ndaki anayasa ve hukuk dışı mekan yasağı ile sayı sınırlamasına derhal son verilsin.

Biliyoruz ki bu taleplerimizin hayata geçmesi ancak kalıcı bir barış ortamında mümkündür. Bu nedenle silah bırakma kararlarıyla ortaya çıkan “negatif barış” sürecine; hakikat, yüzleşme ve adalet eşlik etmelidir. Gerçek anlamda barış, ancak toplumsal hafızanın onarılması, adaletin eksiksiz işlemesi ve insan haklarının tam anlamıyla tanınmasıyla mümkün olabilir.

Barış fırsatı siyasi hesaplara kurban edilmemeli; adil ve kalıcı bir barışın tesisi için güçlü bir siyasi irade ortaya konmalıdır.

Kayıplar Haftası vesilesiyle, silah bırakmanın gerçek bir barışın kapısını aralamasını diliyor; tüm duyarlı kamuoyunu hakikat, adalet ve onurlu bir barış talebimize ortak olmaya çağırıyoruz.

Kaç yıl geçerse geçsin;  kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Cumartesi Anneleri 

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi 

Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon”