Cumartesi Anneleri, 1068’inci haftasında da Galatasaray Meydanı’nda polis bariyerleri önünde bir araya gelerek gözaltında kaybolan yakınlarının akıbetini sordu. Eylemde bu hafta, 31 yıl önce Ankara’da gözaltında kaybolan Kenan Bilgin dosyası gündeme taşındı.
Foto: Erdoğan Alayumat
Açıklamada, “1068 haftadır söylüyoruz: Türkiye’de cezasızlığın yarattığı adalet krizi çözülmeden diğer krizleri çözmek, barışa ve demokrasiye yönelmek mümkün değildir. Çünkü cezasızlık mevcut sorunların ortak zeminidir” denildi.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybetmelerde zamanaşımının failleri korumak için kullanılan bir araç olduğunu, oysa kayıpların insanlığa karşı suç kapsamında zamanaşımına uğratılamayacağını vurguladı:
“Faillerin yargılanarak cezalandırılması, devletin hukuki barışı tesis etmesi, toplumu ihlallere karşı koruması ve suçun tekrarını önlemesi için zorunluluktur.”
Foto: Erdoğan Alayumat
Kenan Bilgin dosyası
Bu hafta hatırlatılan dosya, 35 yaşındaki Kenan Bilgin’e aitti. Bilgin, 12 Eylül 1994’te Ankara Dikmen’de bir otobüs durağında gözaltına alındı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü.
Ailesi, avukatları ve İnsan Hakları Derneği yetkilileri Bilgin’e ulaşmak için girişimlerde bulundu ancak emniyet, onun gözaltına alındığını reddetti. Buna rağmen 11 tanık, Kenan Bilgin’i şubede işkence altında gördüklerini açıkladı.
Cumartesi Anneleri, Bilgin dosyasının tanık beyanlarına ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’ye verdiği mahkûmiyet kararına rağmen etkin soruşturma yürütülmeden zamanaşımına sürüklendiğini belirterek, “31 yıldır soruyoruz: Kenan Bilgin nerede?” diye sordu.
Barış ve demokratikleşme çağrısı
Açıklamada ayrıca, “Silah bırakma ile başlayan sürecin daha geniş kapsamlı bir demokratikleşme ve hak temelli dönüşüm süreci olarak ele alınması zorunluluktur. Türkiye’de barış süreci Kürt sorunu üzerinden başlamış olsa da kapsamlı bir demokratik geçiş sürecine dönüşmek zorundadır” ifadelerine yer verildi.
Cumartesi Anneleri, 1068’inci haftada da adalet, hakikat ve barış taleplerini yineledi.
Tanık Cavit Naci Tarhan: ‘Kenan Bilgin’in gözaltında kaybedilişine tanığım’
Eylemde mektubu okunan Cavit Naci Tarhan, tanıklığını yineledi:
“Ben tanığım, Kenan Bilgin’in Ankara Emniyetinde gözaltında kaybedildiğine ve her anına tanığım. Aynı dönemde ben de Ankara Emniyetinde gözaltındaydım. Kenan Bilgin ile birlikte gözaltına alındığımızın ve sonrasının tanığıyım. Tanıklık etmeye ve bu insani görevimi yerine getirmeye devam edeceğim.”
Tarhan, kurulmakta olan ‘Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na seslenerek, kayıplar dosyalarının açılması gerektiğini söyledi:
“Şimdiye kadar gözaltında kaybedilen herkesin dosyası devletin arşivlerinde saklanmaktadır. Bunun örneklerini Arjantin’de, Şili’de gördük. Türkiye’de TBMM’nin Cemil Kırbayır Raporu’nda da gördük. Devlet her şeyi belgeliyor; bunları kamuoyuna açmalı ve barış sürecini gözaltında kayıplarla başlatmalıdır.”
