Cumartesi Anneleri 700. Hafta davasında beraat etti

Cumartesi Anneleri/İnsanları, 700. buluşmada gözaltına alınmalarına ilişkin davada karar çıktı.

Cumartesi Anneleri 700. Hafta davasında beraat etti
Cumartesi Anneleri 700. Hafta davasında beraat etti
Eylül Deniz Yaşar
  • Yayınlanma: 14 Mart 2025 11:24
  • Güncellenme: 14 Mart 2025 13:01

Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’nda 25 Ağustos 2018’deki 700. hafta buluşmasında gözaltına alınan 46 kayıp yakını ve hak savunucusuna “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamasıyla dava açıldı.

Davanın İstanbul Adliyesi’ndeki duruşması öncesinde basın açıklaması yapıldı.

Açıklama, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Sebla Arcan tarafından okundu. Dava sürecine ilişkin “Derhal beraat kararıyla sonlandırılması gereken yargılama, Anayasa Mahkemesi kararları yok sayılarak sürdürülmektedir” diyen Arcan, şunları kaydetti:

“Kamuoyunun da bildiği gibi 25 Ağustos 2018 tarihindeki 700. Hafta buluşmamız henüz başlamamışken ağır polis şiddetine maruz kaldık ve gözaltına alındık. Ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianame, İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve 18 Kasım 2020 tarihinde, gözaltına alınan 46 kişi hakkında ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ suçlamasıyla dava açıldı. Yargılamanın ilk duruşması ise 25 Mart 2021 tarihinde gerçekleşti. Yargılama devam ederken, Anayasa Mahkemesi; 16 Kasım 2022 tarihli Ocak Kışlakçı ve 29 Mart 2023 tarihli Gülseren Yoleri kararlarında, Cumartesi Anneleri’ne yönelik kolluk güçlerinin uyguladığı engellemelerin hak ihlali olduğuna hükmetti.”

’14. duruşma yapılacak, 6 kez hakim değişti’

“Herkesin adil yargılanma hakkı vardır. Bu hak; davanın makul süre içinde, bağımsız ve tarafsız bir mahkemede, hakkaniyete uygun biçimde görülmesini gerektirir. 700. Hafta buluşmasına ilişkin dava, dört yılı aşkın süredir devam etmektedir. Bu durum, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamında makul sürede yargılanma hakkımızın açıkça ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Bugün, davanın 14. duruşması yapılacak ve bu süreçte tam altı kez hakim değişmiştir. Yargılananlara soru sormayan, onları dinlemeyen bir hakim, haklarında karar verecektir. Oysa ‘doğrudanlık ilkesi’, yargılamayı yapan hakimin doğrudan sanığı sorgulamasını zorunlu kılar. Vicdani kanaat, duruşmada edinilen izlenimlere dayanılarak oluşur. Oturumlara katılmayan bir hakimin, yalnızca tutanaklar üzerinden karar vermesi adil yargılanma hakkımızı zedelemektedir.”

‘Kayıplarımızı istiyoruz’

“Öte yandan, Anayasa Mahkemesi tarafından iki kez hak ihlali olduğu tescillenen 700. Haftamıza ilişkin yargılamanın dört yıldır devam etmesi, artık bir yargı tacizine dönüşmüştür. Yaşam düzenlerimizi sekteye uğratan bu uzun yargı süreci son bulmalıdır. Bu dava daha fazla uzatılmadan, haklarımız daha fazla ihlal edilmeden, hakkımızda yöneltilen tüm suçlamalar düşürülmelidir. Bilinmesini isteriz ki; hiçbir baskı yöntemi bizi ne kayıplarımızdan ne de hakikat ve adalet mücadelemizden vazgeçiremez. Kayıplarımızı istiyoruz.”

Kayıp yakını ve Cumartesi İnsanı Besna Tosun ise yaptığı açıklamada, “Bugün burada toplanma özgürlüğünü konuşuyoruz ama bizim asıl konumuz kayıplarımız, hakikat ve adalet mücadelemiz. Biz bu davanın kapanmasını istiyoruz. Kayıplar meselesini konuşmak istiyoruz. Cumartesi Anneleri olarak 30 yıldır kayıplarımızın bulunması ve onları kaybedenlerin yargılanması için mücadele ediyoruz. 30 yılın sonunda geldiğimiz noktada kayıplarımızın failleri değil, onları aradığımız için aileler olarak bizler yargılanıyoruz. 15. kez hakim karşısında olacağız ama bu ülkede gözaltında kaybetme suçundan yargılanan ve ceza alan tek bir kişi bile yok” ifadelerini kullandı.

Duruşmaya yoğun katılım

Cumartesi Anneleri ve İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’ndaki 700. hafta buluşmasına yönelik açılan ve 2021 yılından beri İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın karar duruşması 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda başladı. Duruşmaya CHP, DEM Parti, DEVA Partisi, Af Örgütü, İnsan Hakları Vakfı, KESK’in temsilcileri de katılım sağladı.

Savcı beraat istedi

Duruşmada ilk sözü alan savcı 10 Ocak 2025’te sunduğu mütaalayı tekrar ederek 45 kişinin tamamının beraatini istedi.

Savcı yerleşik Yargıtay kararlarını hatırlatarak Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın kolluk kuvvetlerine hakaret etmek veya direnme göstermek şeklinde bir eylemde bulunduklarına dair iddianamede bir bulgu olmadığını belirterek “suçun maddi unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlerini talep etti.

Savcıdan Cumartesi Anneleri için yeni suç duyurusu

Beraat isteyen savcının mütalaasında geçen önemli ifadeler dikkat çekti. Mütalaanın tam metninde yer alan ifadelere göre savcı olay esnasında yaralanmaları sıfatıyla ifadeleri alınan polislerin yaralanmalarına ilişkin 25/08/2018 tarihli adli muayene raporlari tanzim edildiği fakat bu hususun iddianamede yer almadığını belirtti. Savcı kolluk kuvvetlerinin yaralandığı olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda bulunulmasını talep etti.

Savcının esasa dair mütalaasını sunmasının ardından yargılanan kayıp yakınlarına söz verildi.

Jiyan Tosun, “Aslında yargı makamlarından beraat talep etmiyorum. Biz kayıp yakınları olarak bu mahkeme salonlarında adalet bulamadık” derken yargılanan başka bir kayıp yakını ise “Yargılanması gereken Biz değil, 17 bin faili meçhulu yaratanlardır” dedi.

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın avukat Gülseren Yoleri söz alarak Anayasa Mahkemesi kararlarını hatırlatarak bu yargılama sürecinin hukuksuz olduğunu dile getirdi.

Avukat Yoleri: Bu yargılama dayanaksızdır

“AYM bu toplanmanın anayasaya uygun olduğunu, böyle bir toplantı ve gösterinin engellenmesi bir yana idarenin bunu kolaylaştırıcı rol oynaması gerektiğini çok net şekilde ortaya koydu” diyen Yoleri “AYM iki kararında da bu değerlendirmeyi yaptı. Bu yargılama bu nedenle dayanaksızır ki olaydan iki yıl sonra bu soruşturma bir davaya dönüştürüldü. Suç olmayan bir eyleme iki yıl sonra suç vakfedilerek dava açıldı” diye belirtti.

Avukat Yoleri davanın 2021 yılından bu zamana kadar devam ettiğini hatırlatarak bu kadar uzun bir yargılama sürecinin “adil yargılanma hakkı”nın ihlali olduğuna dikkat çekti:

“Çok uzun süren bu yargılama süreci adil yargılama hakkının ihlalidir ve bu sürecin kendisi bir cezaya dönüşmüştür.  Mikail Kırbayır ve Faruk Eren gibi yakınları 1980’li yıllarda kaybeden aileler de var, yani Cumartesi Anneleri bu toplanmayı 30 yıldır gerçekleştiriyor ama ailelerin kayıplarını arama süreci 40 yılı aşıyor.  Kayıp yakınları zaten sürekli bir yas halinde, 40 yıldan fazladır bu duyguyla adalet arayışındalar.”

‘Galatasaray Meydanı bir hafıza mekanıdır’

Yoleri Cumartesi Anneleri’nin 1000. Hafta buluşmasını hatırlattı, bu buluşmaların halen devam ettiğini ve hiçbir suç teşkil etmediğini dile getirdi ve şöyle ekledi:

“Galatasary Meydanı bir hafıza mekanı. Bir orada kayıplarını ararken yaşamını yitiren anneler, babalar biliyoruz. Biz onları o meydandan uğurladık.”

Avukat Yoleri: Suç oluşmadığı için beraat verilmeli

“Burada bir beraat talebi var ancak biz suç unsurlarının oluşmadığını başından beri ifade ettik” diyen avukat Yoleri,  “Eylemimizin saati 12’deyken sabah erkenden kayıp yakınları gözaltına alınmaya başladı. Bana yasak kararı tebliğ edildiğinde zaten gözaltı işlemleri başlamıştı” diye kaydetti. Yoleri başından beri yargılamanın meşru bir adalet talebini güçlendirmesi gereken idarenin sorumluluklarına aykırı düştüğünü söyleyerek yargılanan 45 kişinin tamamı için beraat istedi.

‘Kayıplarını arayanlarım sanık kürsüsüne oturtulması yargı açısından utanç kaynağı’

Avukat Yoleri’nin ardından avukat Davut Arslan söz alarak “AYM kararları görmezden gelinerek bu yargılamaya devam edildi. Gözaltına alınan tüm Cumartesi Anneleri ve İnsanları’nın adli tıp raporlarında darp edildikleri görülmüştür. Ancak bu darp vakalarına yönelik bir soruşturma başlatılmamıştır” notunu düştü.

Ardından yargılanan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın müdafi olan tüm avukatlar söz alarak beraat taleplerini yineledi.

Avukat Eylem Arzu Kayaoğlu söz aldığında şunları belirtti:

“Müvekiller savcılığın mütalaasında halen sanık sıfatıyla anılıyor. Müvekkilerimizi darp eden kolluk kuvvetleri hakkında hiçbir soruşturma dahi açılmazken müvekkilerimiz yıllardır bu mahkeme salonlarında sanık sıfatıyla yargılanıyor. Kayıplarını yıllardır arayan insanların sanık kürsüsüne oturtulması yargı ve devlet açısından utanç kaynağıdır. Siz bu dosyada altıncı hakimsiniz, bizler defalarca bu salonlardan çıkarılmakla tehdit edildik, sevdiklerini desteklemek için basın açıklaması yapmak isteyen insanlar mahkeme önlerinde gözaltına alındılar. Geldiğimiz hukuk düzeni açısından müvekkillerimizin yargıya bakış açısını gösteren bir cümle de beraat dahi talep etmemeleridir. Biz de beraat talep ediyoruz derken bu yüzden zorlanıyoruz, zira başından beri bu yargılama düşürülmeliydi. Ancak yine de tüm müvekkillerimizin beraatini talep ediyoruz.”

Cumartesi Anneleri davasında 45 kişi için beraat kararı çıktı.

Ne olmuştu?

Cumartesi Anneleri/İnsanları, zorla kaybedilen  yakınları için 25 Ağustos 2018 tarihinde 700. kez Galatasaray Meydanı’nda buluştu. Ancak resmi makamlara 48 saat önceden bildirimde bulunulmadıkları gerekçesiyle Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından toplanmaları yasaklanırken polis Cumartesi Anneleri ve İnsanları’na biber gazı ve tazyikli su kullanarak müdahale etti ve 46 kişiyi gözaltına aldı.

Gözaltına alınanlar daha sonra serbest bırakıldı ancak  2020 yılında haklarında “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşe silahsız olarak katılmak ve ihtara rağmen dağılmamak” suçundan iddianame hazırlandı.

46 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması, Mart 2021’de görüldü.

2024’te, 46 kişiden birinin dosyası, duruşmalara katılmadığı için ayrıldı.