Her hafta Galatasaray Meydanı’nda kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için bir araya gelenler, bu yıl da Anneler Günü’ne “derin bir acı ve kapanmayan bir boşlukla” girdiklerini kaydetti.
Cumartesi Anneleri/ İnsanları, Anneler Günü nedeniyle sosyal medya hesaplarından bir açıklama yaptı.
Açıklamada şunlar belirtildi:
“Bugün Anneler Günü… Biz bu Anneler Günü’ne de içimizde derin bir acı ve kapanmayan bir boşlukla girerken, Devleti yönetenler ise yine kamuoyuna “her daim hürmetlerin en büyüğünü hak eden annelerimiz” diyen kutlama mesajları yayınlayacak. Ama yıllardır evlatlarını arayan, adalet için mücadele eden anneleri görmezden gelmeye devam edecekler. Gözaltında kaybedilenlerin anneleri, aileleri için Anneler Günü, bir kez daha tarifsiz bir boşlukla geçecek.”
Bugün Anneler Günü… Biz bu Anneler Günü’ne de içimizde derin bir acı ve kapanmayan bir boşlukla girerken, Devleti yönetenler ise yine kamuoyuna “her daim hürmetlerin en büyüğünü hak eden annelerimiz” diyen kutlama mesajları yayınlayacak. Ama yıllardır evlatlarını arayan, adalet… pic.twitter.com/jz7UaWPboi
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) May 11, 2025
‘Ben, Anneler Günü’nü otuz yıl önce gözaltında kaybedilen oğlumla kaybettim’
Cumartesi Anneleri ayrıca 1995 yılında 19 yaşındayken İzmir’de gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız’ın mektubunu da paylaştı. “Ben, Anneler Günü’nü otuz yıl önce gözaltında kaybedilen oğlumla kaybettim.”
Mektupta şunlar yer aldı:
“ANNELER GÜNÜ
Dile hoş geliyor da bana göre bir söylemden öteye geçmiyor. Ben, Anneler Günü’nü otuz yıl önce gözaltında kaybedilen oğlumla kaybettim. Gideceğim bir mezarı bile yok… Anneler gününde, bayramlarda artık mutluluk değil de “her anneye acılar günü” olduğunu görüyorum.
Sevinecek anne de sevinemiyor; birimizin gözyaşları hepimizin gözyaşlarıdır. Ama kayıp, ama ölüm… Bir de cezaevleri önünde bekleyen anneler var. Bugün için yazdığım bu yazı öyle zor, öyle ağır geldi ki, gönül almak yerine bir annenin yüreğini sızlatırım korkusu geçti içimden.
Cebinde parası olmayan bir evlat düşündüm. Annesinin mezarına gitmek isterse eli boş nasıl gitsin? O da şöyle ağlıyor: “Ana kusura bakma. Bu sene de elim boş, gelemiyorum.” Ama reklamlar öyle mi? Anneler Günü’ne reklam yapanlar, günü ticarete çevirenler de var. Kapitalist düzen böyle yapıyor. Olanlar alıyor, olamayanlar öylece bakıyor…
Ben ne yapayım? Benim gibi Anneler Günü’nde evlatları için acı çeken annelerin acılarını paylaşıyorum. Çocukları ile kucaklaşan anneler, sıkı sıkı sarılın. Evlat kandır, candır.
Anneler günü de pazara kadar değil, mezara kadar.
Çiçek de evlat kokusudur, koklayın yeter.
Hanife YILDIZ