Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı sonrasında Kürt meselesinin demokratik çözümüne yönelik süreç gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Türkiye’nin önünde bir fırsat penceresi aralanmıştır. Bunu ziyan etmenin vebali ağır olacaktır. “ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında “Bu devlet, Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla ve Sünniyle 86 milyonun ortak evidir. Siyasi görüşümüz ve kökenlerimiz farklı olsa da hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin asli sahipleriyiz” diye kaydetti.
‘Aynı evin fertleriyiz’
Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nu işaret eden Erdoğan, siyasi görüşler, hayat tarzları, kökenler ve fikirler farklı olsa bile herkesin Türkiye Cumhuriyeti’nin asli sahibi ve aynı evin ferdi olduğunu vurguladı ve şu değerlendirmelerde bulundu:
“Geçen hafta bu hedefe giden yolda anlamlı bir adım daha atıldı. Muhalefet partilerinin de katılımıyla kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, milli iradenin tecelli merkezi olan meclisimizin süreci sahiplenmesi ve desteklemesi bakımından son derece kıymetliydi. Bu sahiplenmenin gerçekleşmesinden memnuniyet duyuyoruz. Komisyonun ilk iki toplantısında kararların oy birliğiyle alınması ise ümit verici bir başka gelişmeydi. Bu yapıcı yaklaşımın sürdürülmesini temenni ediyoruz. Bir günden beri bu konuda tavrımız gayet nettir. Milli meselelerde milli duruş sergilemesi siyaset kurumunun millete karşı görevidir. Türkiye hepimizin ortak yurdudur. Bu devlet Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Alevisi ve Sünnisiyle 86 milyonun her bir ferdinin devletidir. Her karışında bir şehidin yattığı bu topraklar bizim ebedi vatanımızdır. Siyasi görüşlerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz, fikirlerimiz farklı olsa bile hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin asli sahipleriyiz, aynı evin fertleriyiz. Ne farklılıklarımız ne siyasi rekabetimiz ne de günlük tartışmalar bunun önüne geçemez, geçmemelidir. Hiçbirimiz buna izin vermemeliyiz. 86 milyonun bekasını, güvenliğini, huzurunu ve istikbalini ilgilendiren böyle bir meselenin çözümünde sorumluluk sahibi herkesin katkısını, desteğini, yol gösterici eleştirisini bu bakımdan ayrıca önemsiyoruz. Komisyon çalışmalarında mühim tercihinin çok iyi yapılması, süreci enfekte edecek söylemlerden uzak durulması şüphesiz çok mühimdir. Milletin yeşelen umutları ümit ederiz gündelik siyasetin mevzi kazanma hesaplarına kurban edilmez. Terörden kurtulmamız için Türkiye’nin önünde bir fırsat penceresi aralanmıştır. Bunu ziyan etmenin vebali ağır olacaktır. Komisyonun milletimizin beklentilerine uygun şekilde terörsüz Türkiye çabalarının başarısı için üzerine düşeni layıkıyla yapacağına inanıyorum. Gerek Cumhur İttifakı gerekse hükümet olarak bizler de komisyonun çalışmalarına her türlü desteği veriyoruz. Cuma günü Milli Savunma ve İçişleri Bakanımız ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız komisyona kapsamlı sunum yaptılar. Üyeleri bilgilendirdiler, soruları açık yüreklilikle cevapladılar. Hep beraber akan kanı durduralım, acıyı, gözyaşını dindirelim, milletimize karşı mesuliyetimizi hakkıyla yerine getirelim istiyoruz. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Sındırgı’da yaşanan deprem sonrası tekrar gündeme gelen kentsel dönüşümle ilgili, “İktidarı, muhalefeti, yerel yönetimleri ve elbette şehir sakinleri ile beraber ele verip bu mücadeleyi seferberlik ruhuyla yürütmemiz şart. Bu konuda artık bir mutabakat oluşmalı, ideolojik ön yargılar terk edilmeli, herkes elini taşın altına koymaktan kaçmamalıdır.” dedi.
Dün akşam saatlerinde merkez üssü Balıkesir’in Sındırgı ilçesi olan 6,1 büyüklüğündeki depremden etkilenen tüm yurttaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, enkazdan çıkarıldıktan sonra vefat eden kişiye Allah’tan rahmet, hastanelerde tedavileri sürenlere acil şifalar diledi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
“Kabinemizin tüm üyelerini teyakkuza geçirdik. Biz de yürütülen çalışmaları anbean takip ettik. Arama-kurtarma çalışmaları tamamlandı, hasar ve zarar tespit çalışmaları sürüyor. Bakan arkadaşlarımız kendi alanlarıyla ilgili bilgileri çok şeffaf bir şekilde kamuoyumuzla paylaştılar. Devletimizin tüm kurumları depremden etkilenen vatandaşlarımızın yanındadır. Yaşanan her deprem ve sarsıntıyla depreme hazırlık konusunun önemini tekrar hatırlıyoruz. Hükümetimizin kentsel dönüşüm başta olmak üzere yapı stokumuzun yenilenmesi noktasındaki gayretleri bilinmektedir. Ancak hep söylediğimiz gibi bu merkezi idarenin tek başına altından kalkabileceği bir yük değil. İktidarı, muhalefeti, yerel yönetimleri ve elbette şehir sakinleri ile beraber ele verip bu mücadeleyi seferberlik ruhuyla yürütmemiz şart. Bu konuda artık bir mutabakat oluşmalı, ideolojik ön yargılar terk edilmeli, herkes elini taşın altına koymaktan kaçmamalıdır. Biz bunu sağlamak için her türlü işbirliğine açığız. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten muhafaza eylesin.”
Hafta sonu Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile bir telefon görüşmesi yaparak İsrail’in Gazze’ye yönelik yeni işgal planlarını değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye’nin bu konudaki kararlı duruşunu Abbas’a ifade ettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Netanyahu ve katliam şebekesinin siyasi ömürlerini uzatmak uğruna bölgemizi daha büyük felaketlere sürüklemelerine izin vermeyeceğiz. Konsey dönem başkanı sıfatıyla İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanlarını olağanüstü toplantıya çağırdık. Gazze’deki vahşeti durdurmak, açlıktan kırılan Gazzeli kardeşlerimize insani yardımları kesintisiz ulaştırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz.
Gazze’ye umut ışığı olabilmek için devletimizin tüm imkanlarını, tüm diplomatik kapasitemizi seferber etmiş durumdayız. Şunu aziz milletimin bilmesini isterim. Terör devleti İsrail’in Filistinli kardeşlerimize yönelik vahşeti, barbarlığı, kıyımı, işkencesi, zulmü karşısında en net tepkiyi veren ülke, Türkiye’dir. Sivil toplum kuruluşlarımız, vakıflarımız, derneklerimiz başta olmak üzere milletimiz de Gazze halkını asla yalnız bırakmıyor. Buna 50 bin genç arkadaşımızın katıldığı Türkiye Gençlik Vakfı Yaz Okulları Finali Programında bizzat şahit olduk. Gözleri ümitle, sevgiyle, imanla ışıldayan genç kardeşlerimin varlığı bize hem umut verdi hem de bizleri çok farklı dünyalara götürdü. Vicdanıyla, ahlakıyla, ufkuyla, özgüveniyle ve tabii ki başarılarıyla kıvanç kaynağımız olan bir gençlik maşallah kükremiş sel misali gümbür gümbür geliyor.”