• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Bakırhan: Yolumuzu aydınlatacak meşale Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıdır

Bakırhan: Yolumuzu aydınlatacak meşale Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıdır

DEM Parti grup toplanrtısında Suriye’de 13 Mart’ta açıklanan anayasa taslağı bilgirgesini değerlendiren Tuncer Bakırhan, ‘Bu anayasa kapsayıcı olabilir mi?’ dedi.

Bakırhan: Yolumuzu aydınlatacak meşale Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıdır
Bakırhan: Yolumuzu aydınlatacak meşale Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıdır
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 18 Mart 2025 13:39
  • Güncellenme: 18 Mart 2025 21:39

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmelere dair konuştu. 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrıya atıfta bulunan Tuncer Bakırhan, “Yolumuzu aydınlatacak meşale Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıdır” dedi.

Konuşmasının başında yaşamını yitiren barış annesi Sakine Arat’ı anan Bakırhan, “Newroz aslında Sakine Arat demektir. Yaşadığı tüm acılara rağmen barıştan vazgeçmedi. Az değil. İnkara karşı verilen mücadelede sakine ana 4 tane çocuğunu kaybetti. 4 canını yitirmesine rağmen rağmen onurlu bir barış mücadelesinden asla vazgeçmedi” dedi.

Suriye’de 10 Mart’ta  SDG-Şam  arasındaki 8 maddelik anlaşmayı değerlendiren Bakırhan, “Halkların statülerinin tanındığını demokratik, eşit, adil Suriye için büyük bir fırsat ortaya çıktı. Suriye’deki anlaşmaya ve türkiyede barış sürecine  demokratik toplum çağrısı damgasını vurmuştur. Fakat bu mutabakata atılan imza henüz kurumadan Suriye’de halkların ve inançları görmezden gelen bir geçiş anayasası yürürlüğe girdi. Suriye geçici anayasası hazırladılar, bu Suriye’yi yeni bir karanlığa sürükleme girişimidir. 15 günde kurduğu geçicii komisyon bir taslak açıkladılar. Kürtlerle, Alevilerle, Süryanilerle, Dürzilerle görüşülmemiş… Bu anayasa kapsayıcı olabilir mi?​” dedi.

Suriye’de geçici Şam yönetimi ile Özerk Yönetim arasında görüşmeler devam ederken, kendilerinin de barışı örgütlemeye çalıştıklarını ifade eden Bakırhan, “Biz bunları yapmaya çalışırken, henüz Meclis koridorlarında ziyaret programımızı uygulamaya çalışırken, Kobanê’de 7’si çocuk 9 kişilik bir aile katledildi, acımasızca. Hem de Ramazan ayında ve sahura insanlar kalkmışken. Bu katliamı kınıyoruz. Bu katliam barışa, bu sürece kurulmuş bir provokasyon ve sabotajdır” dedi.

Yaptıkları görüşmede Öcalan’ın provokasyonlara karşı uyardığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu süreçte gelebilecek her türlü provokasyona karşı gereken bütün tedbirleri alacaklarını söylediğini hatırlatan Bakırhan, “Erdoğan’a soruyoruz: Kobanê’de 7’si çocuk 9 kişilik bir ailenin öldürülmesi sabotaj değil de nedir? Provokasyon değil de nedir? Bahsettiğiniz en üst seviyede tedbirleri ne zaman alacaksınız?​” diye sordu.

Yaptıkları halk toplantılarında barış, adalet, özgürlük taleplerinin net olduğunu belirten Bakırhan, “Zemin hazır, irade hazır, umut var. Biz de hazırız. Bu süreci, barışla taçlandırmak için, pedal çevirmeye devam etmeliyiz. İlk pedalı Sayın Öcalan büyük bir cesaretle, büyük bir sorumlulukla yerine getirdi. Şimdi pedal çevirme sırası iktidarda, devlettedir. Sayın Öcalan’ın çağrısının üzerinden 24 saat bile geçmeden, PKK kendini fesih etme kararı aldı. Fesih kongresinin yapılması da sürecin en kritik eşiğinin aşılması için ne lazım. Güvenli bir ortam lazım. Güvenli bir ortam lazım. buyurun güvenli ortamı sağlayın. Madem çok istiyorsunuz, kongre toplansın, Sayın Öcalan’ın çağrısını yerine getirsin. Sayın Öcalan ile kendi partisini kuracağı kongreyi yöneteceği, mekanizmayı bir zahmet oluşturun” diye konuştu.

“Barış ve özgürlük” temennisinde bulunan Bakırhan, “Önümüzdeki günlerde de Van’dan Amed’e, İzmir’den İstanbul’a kadar her yerde yine özgürlük Newroz’unu büyük bir coşku ve şevkle kutlamaya devam edeceğiz. Çünkü bu Newroz, milyonlarca Kürdün aslında dünya âleme ‘Em li vir in’ deme Newrozu’dur. Milyonlarca Kürt, barış ve demokratik toplum çağrısının yapıldığı bu süreçte nasıl durduğunu sadece Türkiye kamuoyuna değil, dünya kamuoyuna da göstereceği bir Newroz’dur” dedi.

Grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakırhan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “umut hakkı” ve “tecrit” açıklamalarına tepki gösterdi.

Bakırhan,”Sormak lazım Adalet Bakanı bu sürecin neresinde? Kimin nerede durduğunu bir zahmet netleştirmesi lazım” diye konuştu.

Tuncer Bakırhan’ın Tunç’a yönelik tepkisi şöyle:

“Bu konuda uluslararası mahkemelerin vermiş olduğu kararlar var. AİHM kararları var. Sanırım bu mesele Sayın Adalet Bakanı’nı aşan bir meseledir. Uluslararası evrensel hukuku uygulayacaksa, umut hakkı diye bir şey de var. Bu bizim icat ettiğimiz bir mesele değil. Çözüm, barış olacaksa, yeni demokratik bir zemin oluşturulacaksa umut hakkı da tabii ki gözden geçirilmelidir. Adalet Bakanı’na sormak lazım. Gerçekten Adalet Bakanı bu sürecin neresindedir? Bu cevap, bu sürece ne katkı sunuyor? Tecrit yokmuş… Biz inandık mı buna? 4 yıldır Sayın Öcalan avukatlarıyla, ailesiyle mi görüşüyor? Ayıptır. Kimin nerede durduğunu bir zahmet biraz netleştirmesi gerekiyor.

Bizim cephemizden, derli toplu, net, somut, bu sürece nasıl yaklaştığımızı siz basın emekçileri biliyorsunuz. Saklamadan sakınmadan her şeye yanıt olmaya çalışıyoruz. Bizim muhatabımız şimdi kim? Her gün bir AK Partili yetkili, Bakana cevap vermek zorunda kalmayalım. Umut hakkı vardır. Umut hakkı bir haktır. AİHM’in karar verdiği evrensel bir haktır. Ne yapacak, insanlar sonsuza kadar cezaevinde mi kalacaklar?”