Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Urfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in SİHA saldırısıyla öldürülmesi ve protesto eden gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklamasına yönelik Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi.
Dilan Kunt Ayan, Meclis Başkanlığına sunduğu önergede, iki gazetecinin öldürülmesine ilişkin ulusal ve uluslararası hukukun gereği olarak etkin soruşturma yürütülmesini talep etti.
Dilan Kunt Ayan, Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 158’inci sırada olduğunu belirttiği önergede, Türkiye’nin gazeteciler için “çok vahim” ülkeler kategorisinde bulunduğu ifade etti
Türkiye’de bir yıl içinde en az 366 gazetecinin yargılandığını vurgulanan önergede, “Türkiye’nin bu durumu, ülke içerisinde demokrasi ve hukuk ilkelerinin ne kadar uygulandığı ile yakından ilgilidir. İktidarın, kendinden olmayanı hedef göstererek gazeteciliğin ‘doğasında’ var olan muhaliflik ilkesini büyük bir tehdit olarak görmesi ve temel insan haklarını ayaklar altına alması bu durumun temel sebeplerinden biridir” denildi.
‘Cinayetlere tepki gösterenler hedef oldu’
Kuzey ve Doğu Suriye’de öldürülen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in hedef alınarak öldürüldüğüne vurgulanan önergede, şöyle denildi:
“İktidar, açıklama yapmak yerine gazetecilerin katledilmesine tepki gösterenlere yönelik bir baskı furyası yürütmektedir. Çatışma bölgelerinde sivillerin, gazetecilerin hedef alınarak katledilmesi Türkiye’nin hem iç hukukuna aykırıdır hem Roma Statüsü 8/2/b/ii (tecavüz, cinsel kölelik, zorla fuhuş, zorla hamile bırakma ve zorla kısırlaştırma savaş suçu teşkil eden eylemlerdir) maddesinde savaş suçlarından biri olarak tanımlanmıştır. Çatışma bölgesindeki gazetecilerin korunması ve hedef alınmamasına dair kurallar uluslararası İnsancıl Hukuk bünyesinde de belirtilmiştir. Bu kapsamda Türkiye’nin bu cinayette rolü olup olmadığına dair kamuoyu bir açıklama beklerken hukuk mekanizmaları yok sayılmakta, bu cinayetlere tepki gösterenler hedef olmaktadır.”
Açılan soruşturmalara değinildi
Önergede, PYD Merkez Konsey Üyesi Salih Müslim ile röportaj yapan Nevşin Mengü’nün gözaltına alınması ve YouTube kanalında Suriye’deki gelişmeleri yorumladığı için gözaltına alınan Özlem Gürses hakkında ev hapsi kararı verilmesine de atıf yapıldı.
Önergede, Daştan ile Bilgin’in öldürülmesiyle ilgili, ‘Sustukça, küçüldük’ şeklinde paylaşımda bulunan gazeteci Seyhan Avşar ile haberini yapan T24 haber sitesine soruşturma açılması, gazetecilerin öldürülmesini protesto eden 6 gazetecinin tutuklanması ve İstanbul Barosu hakkında soruşturma açılmasına da yer verildi.
‘Araştırma komisyonu kurulsun’
Önergede, şöyle denildi:
“Gazetecilerin, basın yayın kuruluşlarının, ifade özgürlüğü kapsamında fikirlerini belirten kişi ve kurumların doğrudan hedef alınması ne hukuki ne insanidir. Başta sınır dışında hedef alınarak katledilen gazetecilerin ölümüne dair süreçlerin soruşturulması, hakikatlerin açığa çıkarılması, Türkiye’deki ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılarak hukuk ve demokrasi çerçevesinde yaklaşılmasının önünün açılması amacıyla Meclis’te araştırma komisyonu kurulması gerekmektedir.”
Ne olmuştu?
8 Aralık’tan bu yana Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü’ndeki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 20 Aralık günü saat 15:20’de Tişrin Barajı ile Sirin beldesi arasındaki yolda SİHA saldırısına hedef olmuştu. Saldırıda iki gazeteci hayatını kaybederken, araç şoförü Azîz Hec Bozan yaralanmıştı.
Cumhuriyet Başsavcılığından konuya ilişkin açıklama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cihan Bilgin hakkında Mardin Sulh Ceza Hakimliğince “Örgüt üyeliği” suçundan yakalama kararı bulunduğunu açıkladı. Nazım Daştan hakkında ise Gaziantep 2. Ağır Ceza Hakimliğince “Örgüt üyeliği” ve “Örgüt propagandası yapmak” suçlarından 5 farklı yakalama kararı bulunduğu, ayrıca “Örgüt kurma ve yönetme” ile “terör örgütüne üye olmak” suçlarından 6 adli kaydının bulunduğu kaydedildi.
Başsavcılık, “örgüt mensuplarını övücü nitelikteki sözler” ve “sözde gazetecilik faaliyetleri” ile “gazeteci kimlikleri nedeniyle öldürüldükleri” şeklinde yanıltıcı bilgilerin yayılması tespitleri üzerine resen soruşturmalar başlattı.