• Ana Sayfa
  • Manşet
  • DEM Parti’den uluslararası kamuoyuna Ezidi soykırımını tanıma çağrısı

DEM Parti’den uluslararası kamuoyuna Ezidi soykırımını tanıma çağrısı

DEM Parti, uluslararası kamuoyuna ve Türkiye’ye Ezidi soykırımını tanıma ve yüzleşme çağrısı yaptı.

DEM Parti’den uluslararası kamuoyuna Ezidi soykırımını tanıma çağrısı
DEM Parti’den uluslararası kamuoyuna Ezidi soykırımını tanıma çağrısı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 3 Ağustos 2025 11:05
  • Güncellenme: 3 Ağustos 2025 12:55

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 2014’te DAİŞ’in gerçekleştirdiği Ezidi soykırımının 11’nci yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu, imzasıyla yapılan açıklamada, uluslararası camiaya “Êzidî soykırımını tanıma ve yüzleşme” çağrısı yapıldı.

Katliamda, kadın, çocuk ve yaşlıların da içinde bulunduğu 5 binden fazla Êzidî’nin katledildiği ve binlerce çocuk ve kadının kaçırıldığı hatırlatılan açıklamada, “Binlercesi kaçırılmış; kadınlar ve çocuklar köleleştirilmiş, sistematik işkencelere maruz bırakılmıştır. Aradan geçen 11 yıla rağmen binin üzerinde Êzidî kadın ve çocuk hâlâ kayıptır ve akıbetleri bilinmemektedir. Êzidî halkına yönelik bu saldırılar, bazı uluslararası kurum ve devletler tarafından soykırım olarak tanınmış olsa da uluslararası kamuoyunda hâlâ bütünlüklü ve bağlayıcı bir tanıma iradesi oluşmamıştır” denildi.

‘Şengal’deki demografik yapı hala tehdit altında’

Ezidilere yönelik tehdidin hala güncelliğini koruduğunun altı çizilen açıklamada, “Ezidi halkı bu topraklarda yüzyıllardır varlığını sürdüren kadim bir inancın ve kültürün taşıyıcısıdır. Tarih boyunca 74 fermanla yok edilmeye çalışılan bu halk her seferinde direnerek varlığını sürdürmüş, inancını ve kimliğini korumuştur. 3 Ağustos yalnızca bir anma günü değil, aynı zamanda Ezidi halkının hakikat, adalet ve onur mücadelesinin de güncel bir çağrısıdır. Ne yazık ki, geçen 11 yıla rağmen Ezidilerin yaşadığı büyük acılar tam anlamıyla telafi edilmemiş; adalet ve yüzleşme süreci tamamlanmamıştır. Şengal’deki demografik yapı hâlâ tehdit altındadır. Ezidilerin kendi topraklarına dönüş hakkı fiilen engellenmekte, IŞİD’in ideolojik ve askeri uzantıları farklı biçimlerde varlığını sürdürmektedir” ifadelerine yer verildi.

Özgürlük mücadelesine destek

Suriye’de Alevi ve Dürzilere yönelik katliamlar gerçekleştirilen zihniyetin IŞİD’le aynı zihniyeti paylaştığına işaret edilen açıklamada, şunları kaydedildi: “Ortadoğu’da, özellikle Suriye’de aynı karanlık zihniyet Alevilere, Dürzilere, kadınlara ve farklı inanç topluluklarına yönelik baskı, tehdit ve saldırılarını sürdürmektedir. Kadınların yaşam hakları yok sayılmakta; halklara kimlik ve inanç temelinde sistematik saldırılar gerçekleştirilmektedir. Uluslararası toplumun bu sessizliği, adaletin gecikmesine ve hakikatin görünmez kılınmasına yol açmaktadır. DEM Parti olarak Ezidi halkına yönelik gerçekleştirilen soykırımı lanetliyor, soykırımda yitirdiklerimizi bir kez daha derin bir acıyla anıyoruz. Kadim Ezidi halkının adalet, hakikat ve özgürlük mücadelesinin yanında olduğumuzu güçlü bir şekilde vurguluyoruz. Uluslararası kamuoyunu ve Türkiye devletini Ezidi halkına yönelik bu soykırımı tanımaya, Şengal halkının iradesine saygı göstermeye, kayıpların bulunması için gerekli girişimleri başlatmaya ve Êzidîlerin kendi topraklarında özgürce ve güven içinde yaşamlarını sürdürebilmeleri için sorumluluk almaya çağırıyoruz.”

Özgür Kadın Hareketi: Ezidi soykırımı tanınmalı

Özgür Kadın Hareketi tarafından yapılan açıklamada, Şengal’e yönelik saldırının yalnızca Ezidi halkının inancına ve kimliğine değil, Ortadoğu’da gelişen kadın özgürlük çizgisine ve halkların eşit, özgür geleceğine dönük kapsamlı bir yok etme planı olduğunun altı çizildi. Açıklamada, şu çağrıda bulunuldu: “3 Ağustos, Kadın Kırımı ve Soykırıma Karşı Uluslararası Eylem Günü olarak kabul edilmelidir. Şengal katliamı, Ezidi soykırımı ve kadın kırımı olarak tanınmalı, sorumlular uluslararası ceza mekanizmaları önünde yargılanmalıdır. Kayıp Ezidi kadınlar ve çocuklar için uluslararası bağımsız araştırma ve kurtarma mekanizmaları derhal oluşturulmalıdır. Ezidi halkının ve özelde Şengal’in statüsünün tanınmasına yönelik adımlar atılmalı, halkın iradesini esas alan siyasi, toplumsal ve kültürel bir statü derhal sağlanmalıdır. Şengal’de DAİŞ eliyle gerçekleştirilen kadın kırımına karşı geliştirilen direniş, Kürt kadın özgürlük mücadelesiyle birleşerek bugün bölgesel ve uluslararası bir karşı duruşa dönüşmüştür. Êzîdî kadınlar bu çizgiyle buluşarak kendi örgütlü savunmalarını kurmuş, hesap sorma iradesini büyütmüştür. Bu mücadele sadece geçmişin hesabını sormak değil, geleceği özgürlük temelinde kurma iddiasıdır. Kadın kırımına karşı örgütlü direnişi büyütmeye, faillerden ve işbirlikçilerinden hesap sormaya devam edeceğiz.”

DBP: Alevi ve Dürzi katliamları Ezidi soykırımının devamı

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi de 3 Ağustos soykırımına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, DAİŞ’in ideolojik mirası farklı biçimlerde yeniden canlandırıldığı belirtildi. HTŞ gibi yapılarda cisimleşen bu zihniyetin, erkek egemenliğini ve sömürgeci politikalarını sürdürdüğü belirtilen açıklamada, “Alevi ve Dürzi halklarına yönelik gerçekleştirilen katliamlar da Êzidî soykırımının bir devamı niteliğindedir” denildi.
Açıklamada, “Êzidî kadınların mücadelesini, adalet arayışlarını ve yeniden yaşam kurma iradelerini sahipleniyoruz. 74. fermanın sorumlularının yargılanması, kayıpların bulunması ve faillerin uluslararası mahkemelerde hesap vermesi için mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadeleri yer aldı.

Kürt Kadın Birliği: Şengal’in statüsü tanınmalı

Kürt Kadın Birliği Platformu ise yaptığı açıklamada, “Uluslararası kamuoyunun Ezidi halkına güçlü destek sunması gerekir. Şengal’in kendi iradesiyle oluşturduğu statü tanınmalı, bu katliam Ezidi Kürt halkına yönelik soykırım ve kadın kırımı olarak kabul edilmelidir” çağrısında bulundu.

Diyarbakır Barosu: Soykırım tanınsın

Amed Barosu ise katliamın yıl dönümüne ilişkin yaptığı açıklamada, uluslararası kurumları ve devletleri Şengal’de yaşananları “soykırım” olarak tanımaya çağırdı.  (MA)