• Ana Sayfa
  • Manşet
  • DEM Partili Saki: Hatay’da yüz binlerce depremzede hâlâ konteynerlerde yaşıyor

DEM Partili Saki: Hatay’da yüz binlerce depremzede hâlâ konteynerlerde yaşıyor

DEM Parti milletvekilleri Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden İçişleri Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçelerine dair konuştu.

DEM Partili Saki: Hatay’da yüz binlerce depremzede hâlâ konteynerlerde yaşıyor
DEM Partili Saki: Hatay’da yüz binlerce depremzede hâlâ konteynerlerde yaşıyor
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 15 Aralık 2025 20:48

TBMM Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçeleri üzerine söz alan DEM Parti milletvekilleri, hükümetin politikalarını eleştirerek sosyal politika eksikliğine ve deprem konutlarının durumuna dikkat çekti.

Görüşmelerde söz alan DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, Afet ve Acil Durum Başkanlığı’na (AFAD) işaret etti. Türkiye’de son üç yılda 110 bin depremin kayda geçtiğini, büyük İstanbul depreminin kapıda olduğunu belirten Özgül Saki, pek çok yetkili kurumun hazırladığı rapora işaret ederek, önlem alınmaması halinde insani felaketin yaşama durumu olduğunu belirtti. Özgül Saki, AFAD’ın hazırladığı rapora da işaret etti. Özgül Saki, “Bu raporunda âdeta kendisinin lime lime döküldüğünü açıklıyor, ‘Bir yılda teslim edilecek.’ denilen evlerin hayal olduğunu kendisi söylüyor. Bakın ‘konteyner kentler’ diye bir başlık koymuş, konteynerleri kent yapmış ve diyor ki bu raporunda ‘649.632 kişi 6 Şubat 2023’ten sonra hâlâ konteynerlerde yaşamaya devam ediyor.’ Ve yıkımın en büyük olduğu yer Hatay. Hatay’da yüz binlerce depremzede hâlâ konteynerlerde yaşıyor. Evleri bitmeyenlere bir de ‘Konteynerlerden de çıkın.’ deniyor ve tahliyeler başladı” dedi.

Henüz temeli atılmayan evler nedeniyle depremzedelere verilen kira desteğinin kesildiği bilgisini de paylaşan Özgül Saki, “İnsanların deprem sonrası yaşamı konusunda tek bir politikanız yok. AFAD nasıl çalışıyor? AFAD Erdoğan’a yurt içinde ve yurt dışında desteği artırmak için tasarlanmış bir yardım kuruluşu ağı olarak çalışıyor. Bu yardım kuruluşlarını da sakın ola ki alanında gerçekten çalışanlar diye düşünmeyin, AFAD da dinî temelde -aynen MEB’de olduğu gibi, Aile Bakanlığında olduğu gibi- cemaatlerle birlikte iş görmeyi kendine görev bilmiş vaziyette. Mesela, 6 Şubatın ilk kırk sekiz saatinde AFAD’ın döküldüğünü sadece biz söylemiyoruz, uluslararası raporlara girdi bu hikâye” diye kaydetti.

Özgül Saki, AFAD’da kadın uzmanın olmadığını ve bu nedenle afet dönemlerinde kadınların afet ve etkileri ile baş başa bırakıldığını belirtti.

Özgül Saki, “Deprem yardımı zamanlarında da gördük siz yandaşlarınıza her şeyi biriktirmek için bu AFAD’ı da kullanıyorsunuz. Ben gözlerimle gördüm, orada bir sürü insan can havliyle kamyon kamyon yardımlar gönderdi, el koydunuz; seçim zamanı dağıtmak üzere depolarda beklettiniz, biz bunlara izin vermeyeceğiz, olası afet durumlarında tüm göçmenlerin, kadınların, herkesin insani bir şekilde yaşaması için gerekli olan ne varsa yapacağız. Sizin afet yönetimi politikanız iflas ediyor, batıyor ama biz mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kayyım uygulamaları ve sosyal politikaların eksikliği vurgusu

İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi üzerine söz alan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, Bakanlığın politikalarını eleştirdi.

Son 11 yılda 156 belediyeye kayyım atandığını dile getiren Eren, Bakanlığın bu uygulama ile “sandıktan çıkan iradeyi gasbettiğini” belirtti.

DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü ise, Türkiye’de uyuşturucu kullanımının 12 yaşına kadar düştüğünü, bunun çok üzücü bir durum olduğunu belirtti.

Bakanlığın bütçe teklifinde “sosyal politika, önleyici çalışma ve bağımlılıkla mücadele merkezlerine” yönelik gerçek bir yatırımın olmadığını belirten Hülakü, “Çünkü iktidar sorunu kaynağından çözmek yerine polisiye görüntülerle başarı hikayesi yazıyor.” diye konuştu.

Hülakü, Bakanlığın uyuşturucuyla mücadeledeki operasyonlarını eleştirerek, “Uyuşturucunun kaynağına inilmediği, baronlara, çetelere müdahale edilmediği sürece yaptığınız bütün şovlar boştur.” ifadesini kullandı.

Asgari ücret artık ortalama ücret olmuştur

DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, “2025 yılında asgari ücret 22.104 lira olarak belirlendi ve bu ücret yıl boyunca sabit kaldı, oysa fiyatlar her ay arttı. Her ayın TÜFE değişimine göre belirlenen fiyat artışı uygulandığında, yılın tümünde asgari ücretlinin 49.302 lira kayba uğradığı sonucuna varıyoruz.” dedi.

Oluç, ücretli çalışanların ve emeklilerin alım gücünün çöktüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

“Çalışan nüfusun 4’te 3’ü açlık riski altında yaşamaya mecbur bırakılmıştır. Ayrıca emeklilerin önemli bir kısmı 16 bin 881 lira gelirle yaşamaya mahkum edilmişlerdir. TÜRK-İŞ verileri açlık sınırının 30 bin liraya, yoksulluk sınırının 97 bin liraya ulaştığını göstermektedir. Maalesef asgari ücret artık ortalama ücret olmuştur ve bu iktidar asgari ücretliyi, işçiyi, emekçiyi, emekliyi yani milyonlarca insanı enflasyona ezdirmeye devam etmektedir.”

Son yıllarda, ülkede servet ve gelir dağılımının iyiden iyiye bozulduğunu belirten Oluç, emekçilerin en temel ihtiyaçlarını dahi borçlanarak karşılamak zorunda kaldığını söyledi.

Oluç, Türkiye’de vergi sisteminin adaleti sağlamadığını ifade ederek, “Emekçi ve işçiler, toplumun dar gelirlileri ve ücretli çalışanları vergi yükünü sırtlamışlardır. Vergi dilimleri adaletsizdir. Vergi adaletsizliğinde Avrupa Birliği ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyoruz. Milyonlarca insana ‘dolaylı vergi cehennemini’, bir avuç varlıklıya da ‘doğrudan vergi cennetini’ yaşatıyorsunuz.” diye konuştu.

DEM Parti Van Milletvekili Gülderen Varlı ise “İktidarın kendisinin çalıp kendisinin söylediği bütçeyi değil, halkın bütçesini konuşmak gerekiyor. Yıllardır uygulanan yanlış politikaların yükünü işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler ve çocuklar omuzlarında taşırken, kamu kaynakları sermayeye hunharca akıtılıyor.” ifadesini kullandı.

Gülderen Varlı, Kamu İhale Kanununun 22 yılda 200’den fazla kez değiştirilerek “yamalı bohçaya döndüğünü”, yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.

Tasarruf tedbirlerinin yurttaşlara yönelik uygulandığını ifade eden Gülderen Varlı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e seslenerek, “‘Bir sabredin’ diyorsunuz ama Sayın Bakan, para iktidara ve yandaşına kalırken sabır neden halka kalıyor? Oysa bu enkazı yaratan da hala başka enkazlara sebep olan da bu iktidar değil mi?” değerlendirmesinde bulundu.