• Ana Sayfa
  • Gündem
  • DEM Parti’nin komisyon üyesi Cengiz Çiçek: İmralı’dan kaçış çözümden kaçıştır

DEM Parti’nin komisyon üyesi Cengiz Çiçek: İmralı’dan kaçış çözümden kaçıştır

Meclis’te 12’nci toplantısını yapan komisyonun çalışmalarına ilişkin konuşan DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek, Kürt sorununun çözümünde baş muhatabın Abdullah Öcalan olduğunu belirterek, “İmralı’dan kaçış çözümden kaçıştır” dedi.

DEM Parti’nin komisyon üyesi Cengiz Çiçek: İmralı’dan kaçış çözümden kaçıştır
DEM Parti’nin komisyon üyesi Cengiz Çiçek: İmralı’dan kaçış çözümden kaçıştır
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 26 Eylül 2025 10:42
  • Güncellenme: 26 Eylül 2025 10:51

Komisyon üyesi DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek, “Sistemi temsil edenler gerçekten bu sorunu, sulhla, hukuki ve siyasi yöntemlerle çözmek istiyorlarsa bu yolun zorunlu durağı, İmralı’dır” dedi.

Kürt meselesinin demokratik çözümüne yönelik kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 12’nci toplantısını gerçekleştirdi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, çalışmalarda son aşamaya gelindiğini belirterek, “Komisyonun raporunun hazırlanması ve gerekli yasal düzenlemeler için bir çalışma dönemine giriyoruz” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, kamuoyunda çözüm sürecinin başmüzakerecisi olarak işaret edilen Abdullah Öcalan’ın henüz komisyonda dinlenmiş değil.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Cengiz Çiçek, komisyon çalışmalarına dair Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.

‘Sorunun adı Kürt sorunu’

Çiçek, komisyonda yapılan değerlendirmelerden çıkarılması gereken temel dersin, “sorunu adıyla çağırmak” olduğunu vurgulayan Çiçek, sorunun adının Kürt sorunu olduğunu belirtti. Çiçek, “Bugünün başlıca hedefi de Kürt sorununu diyalog ve müzakere yöntemiyle çatışma zemininden uzaklaştırmak, hukuki ve siyasi zemine yerleştirerek çözümünü sağlamaktır. Meselenin kendisini ve sürecin en temel hedefini böyle somutlaştırdığımızda her kesimin ve tarafın olgusal olarak kabul etmesi gereken temel husus şudur: Kürt meselesinin çözümünde baş muhatap Sayın Öcalan’dır. Bir başka değişle sorunun, siyasi ve hukuki zemine çekilmesi ve bu zemindeki çözüm çabalarının baş aktörüdür. Birileri çıkıp bu tespitimiz karşısında Öcalan ve liderliğini yaptığı harekete “tüm Kürtlerin temsilcisi değildir” diyebilir. Evet, Kürt halkının içinde de her halkta olduğu gibi farklı siyasal görüşler mevcuttur ve bu işin en doğal yanıdır. Vurgusu ısrarla yapılan hakikat şudur: Öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketi, Kürt sorununu siyasal ve toplumsal alanda kamusallaştıran, bu sorunun varlığını kabul ettiren tarihsel mücadelenin özneleridir. Bu yönüyle Sayın Öcalan, Kürt sorunu etrafındaki çözüm çabalarının politik olarak baş aktörüdür” dedi.

‘Dinlenmemesi siyasi rantçılıktır’

Altınının önemle çizilmesi gereken bir diğer konunun ise Abdullah Öcalan’ın siyasi pozisyonu olduğunu belirten Çiçek, “Sayın Öcalan Kürt halkının bütününün siyasal görüş itibariyle biricik temsilcisi olmayabilir; lakin Kürt sorununun çözümünün politik olarak biricik muhatabı ve baş aktörüdür. Kürt sorunu, Öcalan ve liderliğindeki hareketin mücadelesiyle gün yüzüne çıkmış, varlığı kabul edilmiş ve bu varlık kazanımının sonrasında demokratik, barışçıl, toplumsal çözümünü aramaktadır. O halde adına Barış ve Demokratik Toplum dediğimiz bu süreçte çatışmasızlık ikliminin tesisi ve Kürt sorununu yaratan kök nedenlerin ortadan kaldırılması için Sayın Öcalan’ı Komisyonun dinlemesi kadar doğal bir şey olamaz. Bunun yanı sıra 93 ateşkesinden bugüne kadar kesintili de olsa 32 yıllık barış çabalarının tecrübesine sahip tek aktör olduğunu da hatırda tutmak gerek. Tecrübe ve baş muhataplık özelliklerini bağrında taşıyan Sayın Öcalan’ın dinlenip dinlenmemesinin tartışılması bile ya büyük bir politik cehaletin ya da siyasi rantçılığın ifadesidir” diye konuştu.

‘Mezopotamya yüzyılı olacak’

Çiçek “Sistemi temsil edenler gerçekten bu sorunu, sulhla, hukuki ve siyasi yöntemlerle çözmek istiyorlarsa bu yolun zorunlu durağı, İmralı’dır” diyerek, İmralı’dan kaçışın çözümden kaçış olduğuna dikkat çekti. Çiçek, devamla şunları belirtti: “Bu pratik geleneksel yol ve yöntemlerde ısrardır. Bu konu bağlamında defaten dile getirdiğimiz gibi Kürt sorunu, 102 yıl önce temelleri atılan Cumhuriyetin sorunudur. Yüz yılı aşkın tecrübenin gösterdiği üzere bu sorun eşitlik, adalet temelinde çözümünü bulmadığı sürece Cumhuriyet demokratikleşmeyecektir. Çözüm adına tarihsel bir fırsatı yakaladığımız bir dönemde Cumhuriyet tarihi boyunca Kürt sorununda çözümsüzlüğün muhatabı olan siyaset kurumu, bir kez daha tarihi bir sınavla karşı karşıyadır. Ya her zamanki gibi çözümsüzlüğün aktörü olunacak ya da ilk defa katıksız bir şekilde çözümden yana inisiyatif alacak. Tüm çabamız, iktidarından muhalefetine; siyasetin çözümün muhatabı olması yönündedir. Bunu başarabilirsek, içinde bulunduğumuz yüz yıl, demokrasi sınavından başarıyla çıkmış; sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik olarak standardını yükseltmiş bir Anadolu ve Mezopotamya yüzyılı olacaktır” diye belirtti.

‘Her tekrar hamasettir’

Her tekrarın hamaset olduğuna dikkat çeken Çiçek, “Madem yeni bir hedefin peşindeyiz, o vakit tüm siyasi partilerin ve çevrelerin dilde, yaklaşımda, yol ve yöntemlerde yenilenmesi kaçınılmazdır. Her tekrar hamasettir, her ezber çözümsüzlüktür. Eski, Oligarşik Cumhuriyettir ve hepimize kaybettirmiştir. Yeni, Demokratik Cumhuriyettir ve herkese kazandıracaktır. Demokratik Cumhuriyet’te karar kılanlar, Oligarşik Cumhuriyete tarihsel itirazda bulunmuş Sayın Öcalan’ın Demokratik Cumhuriyete dair görüşlerini de dinlemek zorundadır. Kalıcı barış ve gerçek çözüm, tarihsel tüm deneyimleri, birikimleri Demokratik Cumhuriyet heybesine dahil etmekle sağlanacaktır. Yükümüz ağır; yol da yükü yüklenenlerin vakur duruşuyla, sarsılmaz iradesiyle tamamına erecektir” dedi. (MA)