DEMOS Araştırma Kolektifi, İnsan Hakları Okulu ve Aramızda Derneği, geçtiğimiz günlerde LGBTİ+ karşıtı yasa teklif taslağına ilişkin bir forum düzenlemişti. Dernekler, forumun ardından bir bildiri hazırlayarak tüm hak örgütlerini yasaya karşı karşı bir arada durmaya çağırdı.
Derneklerin hazırladığı bildiri 31 Mayıs 2025 tarihine kadar imzaya açık. Bildiriyi imzalamak isteyen örgütlerin yanyanaforumankara@gmail.com adresine mail göndermesi gerekiyor.
Bildiri metninin tamamı şöyle:
“Biz, Türkiye’de tüm canlıların hak ve özgürlükleri için mücadele eden örgütler olarak, LGBTİ+ karşıtı bir politika olarak kamuoyuna yansıyan Türk Ceza Kanunu’nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklif Taslağı’nın son yıllarda uygulanan baskıcı politikalarla giderek daralmış olan yaşam alanlarımızı bütünüyle ortadan kaldıracağını biliyoruz.
LGBTİ+’ların uygulamada uzun zamandır maruz kaldıkları temel hak ihlallerinin yasalaşması sadece LGBTİ+’lar için değil hepimiz için büyük bir tehdit oluşturuyor. Zaten uzun süredir denetimlerle taciz edilen hak örgütleri çalışamaz hale getirilmek isteniyor. Sesleri kısılmaya, alanları daraltılmaya çalışılıyor ve kapatılma tehdidiyle karşı karşıya bırakılıyorlar.
Bu yasa tasarısı gündemleştirilirken kadınların yıllarca mücadele ederek elde ettikleri anayasal haklar yok sayılmak isteniyor. Kürtaj hakkı engellenmek isteniyor, kadınların kaç çocuk doğuracağı, bu çocukları hangi yolla doğurması gerektiği belirlenmeye çalışılıyor. Erken yaşta evlilikler teşvik ediliyor. Kadınlar ve LGBTİ+’lar istihdam alanının dışına itiliyor.
Akademik özgürlüklerin uzun zamandır askıya alındığını zaten biliyoruz, bu yasa taslağıyla bilimsel üretimin önüne bir kez daha büyük bir set çekilmek isteniyor. Toplumsal cinsiyet alanında çalışanların sesi kesilmeye ve yaptıkları çalışmalar suç unsuru olarak gösterilmeye çalışılıyor.
Bizi ayırmak ve yalnızlaştırmak istediklerinin farkındayız. Çünkü biliyorlar: Birlikte güçleniyoruz, güçlendikçe özgürleşiyoruz. Farklılıklarımızla yan yana durmamız bu nedenle onları tedirgin ediyor.
Kayyum atamaları, İstanbul Sözleşmesi’nin iptali, sokak hayvanlarına yönelik şiddetin ve katlin meşrulaştırılması, hapis cezasının ve gözaltıların hem gözdağı vermek hem de rıza üretmek üzere koz olarak kullanılması ve son olarak bu yasa taslağı sistemli bir kötülükle karşı karşıya olduğumuzun apaçık kanıtıdır. Varlığımızı suç haline getirmeye çalışanlardan çok daha fazlayız ve yaşamlarımızı savunmaya devam edeceğiz.
Evde, okulda, iş yerlerimizde; kadınlar, LGBTİ+’lar, işçiler, öğrenciler, hak savunucuları, sağlıkçılar, gazeteciler, akademisyenler, sporcular, oyuncular, yani saydığımız sayamadığımız hepimiz, her birimiz birbirimize temas etmeye, sesimizi duyurmaya ve yan yana durmaya devam edeceğiz. Ne olursa olsun, biz her zaman birbirimizle dayanışmanın bir yolunu bulduk, yine bulacağız.
Tüm hak örgütlerini bu yasa taslağına karşı ses çıkarmak ve bir dayanışma ağı örgütlemek için yan yana durmaya davet ediyoruz.”
Bildiriye imza veren hak örgütleri
Bildiriye şimdiye kadar imza veren hak örgütleri şöyle:
Adana Kadın Da(ya)nışma Merkezi ve Sığınma Evi Derneği, Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği, Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, Aramızda Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Derneği, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Çanakkale Pride, DEMOS Araştırma Kolektifi, Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği, Eğitim-Sen 5 No’lu Şube, ELDER Çanakkale, Eskişehir Okulu, Eşit Haklar için İzleme Derneği, Feminist Bellek, Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği, Hacettepe Kuir Araştırmaları Topluluğu, Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi, İHD Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu, İnsan Hakları Okulu Derneği, Ka.Der Ankara, Kadın Dayanışma Vakfı, Kadının İnsan Hakları Derneği, Mülkiyeliler Birliği, ODTÜ Mezunlar Derneği, Patikara Hayvan Koruma ve Hayvanlara Acil Müdahale Derneği, Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği, Sportif Lezbon, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 17+ Alevi Kadınlar.
Yasa teklifi hakkında
AK Parti hükümeti geçtiğimiz aylarda 2025 yılını ‘Aile Yılı’ olarak ilân etti.
Bu kapsamda, Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklif Taslağı gündeme geldi. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan taslak, 23 Ocak 2025’te Erdoğan tarafından açıklanan 4’üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne dayandırılarak oluşturuldu.
Değişiklik teklifleri şöyle:
Taslağa göre; değişiklik yapılması beklenen kanun maddelerinden ilki Türk Medeni Kanunu’nun “cinsiyet değişikliği” başlığını taşıyan 40’ıncı maddesi. Taslağın yasalaşması halinde; 18 olan cinsiyet uyum sürecine başlayabilme yaşı 21 olarak değişecek.
Cinsiyet uyum sürecine başlamak isteyen kişilerin, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen tam teşekküllü hastanelerden alınacak resmî sağlık kurulu raporlarıyla, “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olduklarını” belgelemeleri istenecek.
İzin almadan cinsiyet uyum sürecine ilişkin operasyon yapanlar, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve 1000 günden 10 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak. Yurt dışında cinsiyet uyum sürecine ilişkin operasyon yapan translar, Türkiye’de cinsiyetlerinin tanınması için başvurduklarında cezai yaptırımla karşılaşacaklar.
‘Biyolojik cinsiyet’ ifadesinin eklenmesi
Kanun teklifinde değişiklik yapılması öngörülen maddelerden birisi de Türk Ceza Kanunu’nun ‘Hayasızca Hareketler’ başlığını taşıyan 225’inci maddesi.
Taslağın yasalaşması halinde “biyolojik cinsiyet” ifadesi Ceza Kanunu’na eklenecek. LGBTİ+ ifade biçimleri ‘hayasızlık’ olarak nitelendirilecek ve bu ifade biçimlerini görünür kılmak cezalandırılacak.
Taslağın yasalaşması halinde söz konusu maddeye eklenecek hükümler şöyle:
“Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
“Aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapmaları halinde bu kişilere, bir yıl altı aydan dört yıla kadar hapis cezası verilir.”
Sembolik evlilik seremonilerine ceza
Öte yandan, LGBTİ+ hak savunuculuğu yapan sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri, ‘biyolojik cinsiyetle aykırı tutum ve davranış’ olarak nitelenerek yasal takibe uğrayacak.
LGBTİ+ çiftlerin sembolik nişan ve düğün seremonilerinin de taslağın yasalaşması halinde cezalandırılacak.
Bu düzenlemelerle, transların cinsiyet geçiş süreci daha da zorlaştırılacak, LGBTİ+ hak savunuculuğu yasa dışı olarak görülebilecek ve cezalandırılabilecek.