Demos Araştırma, TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun barış sürecinde etkili olabilmesi için sivil toplumun düzenli ve anlamlı katılımını zorunlu gördüğünü açıkladı. Raporda komisyonun yasal dayanağının zayıf olduğu, çok dilli ve toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir yapı kurulması gerektiği vurgulandı.
Barış süreci nasıl başladı
2024 sonbaharında başlayan yeni barış süreci, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin girişimiyle ilan edildi. Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te yaptığı ‘barış ve demokratik toplum çağrısı’nın ardından örgüt 5-7 Mayıs tarihlerinde fesih kararı aldı. 11 Temmuz 2025’te sembolik bir silahsızlanma töreni düzenlendi.
Komisyonun yapısı ve belirsizlikler
TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 5 Ağustos 2025’te çalışmalarına başladı. Başkanlığını TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yürüttüğü komisyonun görev süresi ve yöntemine ilişkin belirsizlikler sürüyor. Demos, komisyonun ad hoc niteliğine (Yalnızca belli bir ihtiyaç veya amaca göre yapılan) ve yasal çerçevenin eksikliğine dikkat çekiyor.
Sivil toplum neden kritik
Rapora göre barışın toplumsallaşması, geçmişle yüzleşme ve demokratikleşme adımları için sivil toplumun bilgi birikimi ve izlemedeki kapasitesi hayati rol oynuyor. Sivil toplumun yalnızca dinlenen değil, karar süreçlerine dahil edilen bir aktör olması gerektiği vurgulanıyor.
Katılım sınırlı ve etkisiz
Komisyon bugüne kadar Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri, İHD, Mazlumder, Tahir Elçi Vakfı, barolar ve şehit aileleri dernekleri gibi birçok yapıyı dinledi. Ancak Demos, bu toplantıların sadece “dinleme” ile sınırlı kaldığını, soru-cevap ve yazılı katkıların değerlendirme mekanizmasının bulunmadığını belirtiyor.
Ne yapılmalı: Alt komisyonlar ve yasal dayanak
Raporda şu öneriler öne çıkıyor:
-
Sivil toplum alt komisyonu: STK’lardan yazılı görüş alınması, yasa taslaklarına katkı sağlanması
-
Geçmişle yüzleşme alt komisyonu: Hakikat, onarım, adalet ve hafıza başlıklarında çalışma yapılması
-
Toplumsal cinsiyet alt komisyonu: Kadın ve LGBTİ+ temsilinin güvence altına alınması
-
Çok dilli çalışma: Kürtçe dahil tüm dillerde beyan hakkının sağlanması, ayrımcı tutanak notlarına son verilmesi
-
Şeffaflık: Hangi kurumun neden dinlendiğinin ve katkıların nasıl değerlendirileceğinin kamuoyuna açıklanması
Uluslararası örnekler
Kolombiya, Filipinler ve Kuzey İrlanda barış süreçleri incelenerek, yasal zemin ve sivil toplum katılımı konusunda bu deneyimlerden dersler çıkarılması öneriliyor. Özellikle Kolombiya’da yürütülen geçiş dönemi adaleti mekanizmaları örnek gösteriliyor.
Sonuç: Barışın meşruiyeti katılımla güçlenir
Raporda, “Komisyon sadece üreteceği rapor ve yasa teklifleriyle değil, benimsediği usullerle de demokratikleşmeye örnek olmalıdır. Katılımcı, çok dilli, eşitlikçi ve şeffaf bir yapı kurulmadan kalıcı barış mümkün olmaz” deniliyor.