• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Dil çalıştayında Kürtçenin statüsü için seferberlik çağrısı

Dil çalıştayında Kürtçenin statüsü için seferberlik çağrısı

Kürt dil mücadelesi için strateji ve politikalar çalıştayı sonuç bildirgesinin okunmasının ardından sona erdi.

Dil çalıştayında Kürtçenin statüsü için seferberlik çağrısı
Dil çalıştayında Kürtçenin statüsü için seferberlik çağrısı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 16 Ekim 2025 19:34

Kürt Dil Kurumları tarafından düzenlenen ve Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) tarafından desteklenen iki günlük “Kürt dil mücadelesi için strateji ve politikalar çalıştayı” sonuç bildirgesinin açıklanmasının ardından sona erdi.

Sonuç bildirgesi Kurmancî ve Kirmançkî olarak okundu.

Bildirgeyi Kurmancî olarak okuyan Çalıştay Hazırlık Komitesi üyesi Heval Dilbihar, Abdullah Öcalan’ın “Dil bir halk için ekmek ve sudan daha önemlidir ve kendi dillerine sahip çıkamayanlar hiçbir şeye sahip çıkamazlar” sözünü hatırlatarak konuşmasına başladı.

Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin dilin özgürlüğü için de tarihsel önemde olduğu ifade edilen bildirgede, Kürtçenin statüye kavuşması için seferberlik çağrısı yapıldı.

Heval Dilbihar konuşmasında, “Bu sürecin temel noktalardan biri Kürt statüsü meselesi, Kürtçe eğitim, Kürtçenin tüm yaşam alanlarında özgürlüğü ve serbestliğidir. Kalıcı bir barış ve demokratik bir toplum için bunun gerçekleşmesi ve Kürt halkının yaşamın her alanında özgürce kendi diliyle örgütlenebilmesi ve tüm alanlarda kendi diliyle yaşayabilmesi gerekir. Bu Kürtler için kırmızıçizgi ve yaşamsal bir noktadır. Bunun gerçekleşmesi için de temel görev ve sorumluluğumuz, tüm mücadele alanlarımızda, özellikle tüm toplumsal ve yaşamsal alanlarda Kürtçeyi her yönden örgütlemektir. Kuşkusuz bu da, her şeyden önce ‘Kürtçe için mücadelenin strateji ve politikalarının’ belirlenmesi ve bunların hayata geçirilmesiyle mümkündür” diye belirtti.

Çalıştayın her şeyden önce, Kürtçenin kamusal alan, eğitim, yerel yönetimler, siyaset, hukuk, basın, yayıncılık, diplomasi, inanç, kültür ve edebiyat, kadın, çocuk, genç ve tüm toplumsal alanlarda hak ettiği düzey ve statüye ulaşması olduğunu söyleyen Dilbihar ortaya çıkan önerileri ise şöyle sıraladı:

“* Kürtler adına özgürlük mücadelesine öncülük eden tüm alan, kurum, parti, organ ve bileşenlerin, Kürtçenin korunması ve geliştirilmesi için kendi özel strateji ve politikaları temelinde, Kürtçenin özgürlüğünün kendi elimizde olduğu bilinciyle gerekli mekanizmalarını kurmaları gerekiyor. Kürtlerin yaşadığı her yerde bilinçlendirme, örgütlenme, kurumsallaşma ve eğitim çalışmalarını yürütmeleri gerekir.

* Kürt dili stratejisi sadece bir kültür politikası değil, aynı zamanda bir özgürlük, var olma ve özbenlik ideolojisidir. Yerel yönetimler bu ideolojinin taşıyıcı gücüdür. Bu nedenle dil politikası belediyeler için teknik bir mesele değil, siyasi ve toplumsal kimlik meselesidir. Ayrıca, dilde ısrar kimlikte ısrardır. Bu nedenle yerel yönetimlerde bu ısrarı sürdüreceğiz ve buna göre Kürtçe çalışmalarını hem kendi içimizde hem de toplum içinde yürüteceğiz.

* Çocuklar ve gençler bizim geleceğimizdir. Bu nedenle çocuklar ve gençler için özel politika ve programlar belirlenecektir. Ailelerin bilinçlendirilmesi çalışmaları yapılacak, ayrıca bu çalışma kreş, dil atölyeleri, kültür vb. çalışmalarla tamamlanacaktır. Yine, Kürt çocuklarının asimilasyonunun önünü kesmek için Kürt çocuklarının gerçekliğine uygun çok yönlü çalışmalar yürütülecektir.

* Kadınlar toplumsal oluşumun inşacıları olarak hem kültürün aktarımında hem de dil üretiminde önemli bir yere sahiptirler. Bu nedenle Kürtçenin korunması ve geliştirilmesi için Kürt dili strateji ve politikaları konusunda özel çalışmalarını belirleyecek, her mücadele alanında bunun öncülüğünü yapacaklar. Bu amaçla her köy, mahalle, ilçe ve şehirde kadınların Kürt dili komisyon, meclis ve farklı mekanizmaları kuracaklardır.

* Dil, toplumun tamamı için ortak bir yaşam zemini oluşturan toplumsal bir anlaşmadır. Bu zemin de ortak bilinçle inşa edilir, korunur ve güçlendirilir. Bu ortak bilinç kültür yoluyla ifade edilir ve edebiyat ile sanat da bu ortak bilincin ürünleridir. Bu esasta, kültür, sanat ve edebiyat alanları güçlü bir yaratıcılık, çeşitli üretim ve faaliyetlerle Kürtçenin korunması, geliştirilmesinde rollerini yerine getireceklerdir.

* Bir dilin varlığını sürdürmesi ve ilerlemesi için en büyük ihtiyaç ana dilde eğitimdir. Eğitimi tüm program, müfredatıyla düşündüğümüzde, demokratik bir yaşam felsefesi ve bilinci üzerine inşa edilir. Tüm dil ve eğitim bileşen ve kurumlarıyla birlikte gerekli eğitim programlarını, müfredat materyallerini hazırlayacağız ve bu çalışmaların altyapısını oluşturacağız. Kürtçenin sağlık alanı da dahil tüm kamusal alanlarda kullanılması için mücadele ve çalışmalarımızı güçlendireceğiz. Bu amaçla tüm kamusal alanlarda Kürtçenin kullanımının altyapısını kuracağız.

* Kürt halkının bir diğer yönü göç gerçeğidir; göç de sadece kendi topraklarından uzaklaşma değil, çoğu zaman dilden ve toplumun doğal bağlarından uzaklaşmadır da. Kürt toplumu başına gelen kötülükler karşısında direnişi sayesinde göç alanında da ayakta kalmayı ve dilini korumayı başarmıştır. Bu süreçte zaman zaman ekolojik ve doğayla uyumlu bir temelde topraklara dönüş planı vardır. Döneceğiz ve kendi toprağımızda yaşamımızın inşasını kendi dilimizle yapacağız.

* Kürtçenin korunması ve geliştirilmesinin temel alanlarından biri inanç alanıdır. Bu nedenle hem tüm Kürt düşmanı politika ve uygulamalara karşı mücadele yürütülecek, hem de Kürt toplumu içinde tüm inançların Kürtçeye yönelik çalışmalar yürütülecektir.

* Kürt basını ve yayıncılığı, Kürt toplumunun doğru bilgilendirilmesi ve Kürtçenin sistematik bir şekilde yayılması ve işletilmesinde önemli bir yere sahiptir. Kürt basını ve yayıncılık çalışmaları, Kürtçenin ortak bir şekilde korunması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasında, dil öğretim kaynakları ve eğitim materyallerinin hazırlanması ve yayınlanmasında temel role sahiptirler. Bu rolünü yerine getirmek için basın ve yayıncılık alanı şimdiden çok daha kapsamlı ve yoğun mücadele ve çalışmalar içinde olacaktır.

* Kürt hukuku alanında şimdi yeni bir aşamadayız. Hukukta Kürtçenin güçlenmesi hem Kürtlerin kimlik bilincini güçlendirecek, hem Kürtçenin korunması ve geliştirilmesinin bir alanı olacak, hem de tüm toplum için adalete erişimi kolaylaştıracaktır. Kürtçe hukuk çalışmaları artık bir hayal değil, pratiğinin mümkün olduğu seviyeye gelmiştir.

* Kürtçenin korunması ve geliştirilmesi için diplomasi alanı önemli bir alandır. Bu nedenle Kürtlerin demokratik ulusal birliği temelinde iç diplomasi çalışmaları yürütülecek, ayrıca Kürtçenin uluslararası alanda tanınması için diplomaside de gerekli çalışmalar yürütülecektir.

* Bu çalıştay bizim için öz eleştirel bir başlangıçtır. Mücadeleyi yükselterek öz eleştirimizi yerine getireceğiz.

* Bu temelde herkesi düşünce, inanç, akıl ve ruhla Kürtçe için mücadelenin seferberliğini yaşamın her alanında daha güçlü yapma çağrısı yapıyoruz.”