• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Dilbilimci Zana Farqini: Eğer kardeşlikten söz edilecekse, bir kardeş diğerinin dilini tanımalı

Dilbilimci Zana Farqini: Eğer kardeşlikten söz edilecekse, bir kardeş diğerinin dilini tanımalı

Dilbilimci Zana Farqini, Kürtçenin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek devletin pozitif ayrımcılık yapması gerektiğini söyledi. Farqini, tekçi politikaların çatışmaya neden olduğunu vurguladı.

Dilbilimci Zana Farqini: Eğer kardeşlikten söz edilecekse, bir kardeş diğerinin dilini tanımalı
Foto: Zana Farqini / Fotoğraf: Mevlüt Oğuz
Dilbilimci Zana Farqini: Eğer kardeşlikten söz edilecekse, bir kardeş diğerinin dilini tanımalı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 28 Mayıs 2025 13:21

Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalar devam ederken, Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması yönündeki talepler yeniden gündemde. Bu doğrultuda Kürtçe faaliyetlerde bulunan dernek ve örgütler çeşitli eylemler düzenliyor.

Dilbilimci Zana Farqini, Kürtçeyi tehdit olarak gören zihniyetin değişmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’nin “teklik” anlayışı üzerine inşa edildiğini hatırlatan Farqini, Türkçe dışındaki dillerin, kültürlerin ve kimliklerin uzun yıllar boyunca yasaklandığını ifade etti.

‘Kürtçe kamu hizmetlerinde yer almıyor’

Farqini, Kürtçe üzerindeki baskılara dikkat çekerek, “Devlet dairelerinde, kamusal hizmetlerde bu dille hizmet verilmiyor. 100 yıldan fazladır Türkiye’de Türkçe dışındaki dillere tahammülsüzlük söz konusu. Hala Kürtçe konserler ve tiyatrolar yasaklanıyor. Kürtlerle ilgili her şey engelleniyor” dedi. Buna rağmen Kürt halkının son 40 yılda daha örgütlü bir şekilde hak talebinde bulunduğunu vurguladı.

‘Tekçilikte ısrar çatışmaya neden oluyor’

Farqini, dünyanın çok dilli örneklerinden yola çıkarak şöyle konuştu: “Bu ülke başından beri tekçilik üzerine inşa edildiği için, başka halkların dili veya özgürlüğü söz konusu olduğunda endişeler ortaya çıkıyor. Oysa çok dillilik ve kültürlülük toplumun zenginliğidir. Devlet, toplumun sosyolojisine uygun biçimde kendini yeniden dizayn etmeli. Tekçilikteki ısrar huzursuzluğa ve çatışmaya neden oluyor.”

‘Demokratik sistem kurulmalı’

Abdullah Öcalan’ın çağrısının ardından başlayan yeni sürece dikkat çeken Farqini, “Devlet eski anlayışını terk etmeli. Demokratik mücadeleyi hak olarak görüp önünü açmalı. İnsanlar kendini özgürce örgütleyebilmeli. Çok dilli, çok kültürlü ve toplumsal çeşitliliği esas alan bir sistem inşa edilmeli” ifadelerini kullandı.

‘Kürtçenin statüsü Türkçeye engel değildir’

Farqini, “Bir halk kendi diliyle, kimliğiyle var olursa barış olur. Kürtçenin statüsü Türkçe için bir tehdit değildir. Toplum ‘birlikte eşit yaşamak istiyoruz’ dediği zaman, bu mümkündür. Ama birinin diğerinin hakkını inkar etmesi halinde demokratik bir toplumdan söz edilemez” dedi.

‘Devlet pozitif ayrımcılık yapmalı’

Farqini, mevcut politikalar değişse bile Kürtçenin kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, “Devlet borçlu; pozitif ayrımcılık yapmalı ki bu dil kaybolmasın. Eğer kardeşlikten söz edilecekse, bir kardeş diğerinin dilini tanımalı. Hak ve adaletle kurulan bir kardeşlik gerçek olur” diye konuştu.

‘Devlet inandırıcı adım atmalı’

Farqini, devletin yeni paradigmayı toplumun ihtiyaçlarına göre şekillendirmesi gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Devlet samimi adımlar atmalı, bu toplumda güven oluşturur. Kürtler süreç için adım attı, artık devletin de güven verici adımlar atması gerekiyor.”

Son olarak Farqini, anadil hakkının önemini şu sözlerle vurguladı: “Aileler çocuklarıyla Kürtçe konuşmalı, sanatçılar, akademisyenler, siyasetçiler ve tüm Kürtler diline sahip çıkmalı. Dil, bir halkın varlığının temel göstergesidir. Kendi dilini bırakıp başka dile geçmek asimilasyondur, felakettir.” (MA)