Dilovası yangını soruşturması: İddianame hazırlandı

Yedi işçinin öldüğü yangın sonrası bazı yerel kamu görevlileri ile Dilovası Belediyesi’nden bazı yetkililer görevden alınmıştı.

Dilovası yangını soruşturması: İddianame hazırlandı
Dilovası yangını soruşturması: İddianame hazırlandı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 16 Aralık 2025 21:31

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde, 8 Kasım’da bir parfüm fabrikasında, yedi işçinin yaşamını yitirdiği yangınla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında iddianame hazırlandı.

Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, fabrika binasında üretimin yapıldığı yerin kaçak olmasından, yangına karşı hiçbir önlem alınmamasına, denetimlerin eksikliğinden çalışanların sigortasız olmasına kadar birçok sorundan bahsedildi.

Savcılık, olayın “öngörülebilir ve önlenebilir bir endüstriyel kaza olduğu” sonucuna varıldığını açıkladı.

16 kişiden dördü hakkında “olası kastla öldürme” suçundan yedişer kez müebbet, diğer kişiler için ise “bilinçli taksir ve suçluyu kayırma” suçundan çeşitli hapis cezaları talep edildi.

Olayda üçü çocuk yedi kişi hayatını kaybederken yedi kişi ise yaralanmıştı.

Bazı yerel kamu görevlileri ile Dilovası Belediyesi’nden bazı yetkililer görevden alınmıştı.

‘Üretimin yapıldığı üst kat kaçaktı, yangın merdiveni yoktu’

İddianamede, işyerinin bulunduğu kaçak üst katın ruhsatının olmadığı belirtiliyor.

Elektrik tesisatının projesiz ve uygunsuz olduğu, acil aydınlatma ve topraklama düzeneklerinin hiç bulunmadığı, alarm sisteminin ve yangın söndürme sisteminin olmadığı aktarılıyor.

Metinde, binada acil çıkış kapısı ve yangın merdivenin dahi olmadığı yazıyor.

‘Bina için yıkım kararı alınmıştı’

İddianamede Dilovası Belediyesi tarafından bina için yapı tatil tutanağı (ruhsatsız veya ruhsata aykırı binalarla ilgili tutanak) düzenlendiği, encümen kararıyla yıkım kararı alındığı, savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtiliyor.

Buna rağmen binanın neden yıkılmadığı ise şöyle aktarılıyor:

“Yıkım kararının ekonomik koşullar, bütçe kısıtları, pandemi sürecinin uygulamaları yavaşlatması, ilçedeki kapsamlı kaçak yapı stoğu ve yıkım ihalelerine ilişkin operasyonel güçlükler nedeniyle öngörülen hızda icra edilemediği görülmüştür.”

Yanan binanın birkaç metre yanında İŞKUR’un hizmet merkezi var.
Savcılık, kontrol-takip süreçlerinde yeterli etkinliğin sağlanamadığını, bu yüzden Dilovası Belediyesi yönünden “sınırlı düzeyde idari nitelikte tali kusur bulunduğu” tespitini yapıyor.

Aynı şekilde, iskanı bulunmayan binaya elektrik veren Sakarya Elektrik (SEDAŞ) de savcılık tarafından “tali ve sınırlı düzeyde teknik kusurlu” bulunmuş.

Fabrikada bulunan 13 kişiden sadece biri sigortalıydı. Olay günü fabrikada 13 işçi çalışıyordu.

Ancak savcılığa göre bu 13 işçiden sadece biri sigortalıydı.

İddianamede yangından kurtulanların ifadeleri de yer aldı.

Bu kişiler, hiçbir eğitim almadıklarını, kendilerine koruyucu kıyafet verilmediğini, denetimlerde sigortasız işçilerin dışarı çıkartıldığını anlattı.

İfadelere göre aylık maaşlar 10 bin TL’ye kadar iniyordu

İfadelerde işyerindeki düşük maaşlara da işaret ediliyor.

Hayatını kaybedenlerden Nisanur Taşdemir’in babası, kızının ayda 10-12 bin TL aldığını söylüyor.

Esma Gikan’ın eşi, karısının aylık 12 ila 15 bin TL arası maaş aldığını belirtiyor.

Şengül Yılmaz’ın kocası ise eşinin günlük 700 TL aldığını aktarıyor.

Bu arada ifadeler, fabrikada hayatını kaybedenler dışında da çocuk işçilerin çalıştırıldığına işaret ediyor.

Fabrikanın bulunduğu Mimar Sinan Mahallesi’nin bir sakini, ilkokul öğrencilerinin dahi bu işyerinde çalıştırıldığı yönünde ifade verdi.

‘İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri yürütülmedi’

Savcılık, bütün eksiklikler değerlendirildiğinde, “olayın tamamen uygunsuz üretim koşulları, teknik yetersizlikler, denetimsiz yapı kullanımı ve işveren yükümlülüklerinin ihlali sonucunda meydana geldiği” sonucuna ulaştı.

Savcılık, yangını “öngörülebilir ve önlenebilir nitelikte bir endüstriyel kaza” olarak niteliyor.

Savcılığın tespitine göre iş sağlığı ve güvenliğini yürütmekle yükümlü Küresel OSGB şirketi de sahada hiçbir fiili hizmet yürütmedi.

İşyerine ilişkin keşif, risk değerlendirmesi, ATEX kontrolü (Patlayıcı ortamlarla ilgili kontrol), periyodik denetim, uygunsuzluk bildirimi veya çalışan eğitimleri gerçekleştirilmedi.

Ayrıca üretimin fiilen yürütüldüğü kaçak üst katın da iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi tarafından hiç denetlenmediği belirtiliyor.

Bu nedenle şirketin yöneticileri “tali ağır kusurlu”, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ise “tali kusurlu” bulundu.

Müebbet talebi

İddianamede; Ravive Kozmetik şirketi adına İsmail Oransal, Altay Ali Oransal ve aralarında ortak üretim ilişkisi bulunduğu belirtilen Lykee Kozmetik adına Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör hakkında “olası kastla öldürme” suçundan yedişer kez müebbet, “nitelikli mala zarar verme” suçundan ise üçer kez yedi aydan dört yıla kadar hapis cezası istendi.

İddianamede bu kişilerin “olursa olsun” düşüncesi ile hareket ederek yüksek risk içeren faaliyetlerine uzun süre devam ettirdikleri belirtiliyor.

Diğer kişiler ise binanın eski ve yeni sahipleri, iş güvenliği ve sağlığı konusuyla ilgili Küresel OSGB şirketinden kişiler ve üç şüphelinin kaçma girişimine yardım etmekle suçlanan kişiler.

Bu kişilerden sekiz sanığın, “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 22 yıl altışar aya kadar, dört sanığın ise “suçluyu kayırma” suçundan beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Üç kişi savunma yapmadı

İddianameye göre İsmail Oransal, Altay Ali Oransal ve Kurtuluş Oransal, hem Emniyet’te hem Cumhuriyet Başsavcılığı’nda hem de Sulh Ceza Hakimliği’ndeki sorgularında susma hakkını kullandı ve savunma yapmadı.

Kurtuluş Oransal daha sonra cezaevinde kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Aleyna Oransal ifadesinde Ravive kozmetik şirketin yetkilisinin eşi İsmail Oransal ve eşinin ağabeyi Altay Ali Oransal olduğunu, yaşanan olayla alakalı hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığını, suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Gökberk Güngör de ifadesinde, fabrikaya birkaç kez ürünleri kontrol için gittiğini ancak içeri girmediğini, yangınla hiçbir ilgisinin olmadığını belirtti.

Yeşil pasaport detayı

Bu arada iddianamede, olaydan sonra İsmail Oransal ve Altay Oransal’ın Tekirdağ’da gözaltına alınmasıyla ilgili detaylara da yer verildi.

Buna göre iki kiş gözaltına alındıklarında yanlarında, “adlarına tanzim edilmiş yeşil pasaport, kırmızı pasaport ile nakit para, iki adet valiz ve iki adet laptop” vardı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politika Kurulu Başkanı ve Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer olayı Meclis gündemine taşıdı.

Taşçıer yeşil pasaportların, “meselenin siyasal bir boyutu olduğunu gösterdiği” yorumunu yaptı ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın yanıtlaması isteğiyle verdiği soru önergesinde pasaportlarla ilgili detayları sordu.