• Ana Sayfa
  • Ekonomi - Emek
  • 6 işçinin hayatını kaybettiği fabrikanın önünde eylem: ‘Sorumlular istifa etsin’

6 işçinin hayatını kaybettiği fabrikanın önünde eylem: ‘Sorumlular istifa etsin’

Dilovası’ndaki parfüm fabrikasında 2’si çocuk 6 işçinin hayatını kaybettiği patlamanın olduğu yerde siyasi parti temsilcileri, meslek örgütleri ve sendikalar, eylem yaptı. Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Yürütme Kurulu üyesi Elif Yetigin, “Bina içinde yangın söndürme, algılama ve uyarı sistemlerinin olmadığı, iş yerinin faaliyetlerinin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’ne göre çok tehlikeli sınıfta yer almasına rağmen çocukların çalıştırıldığı, çalışanlara yeterli eğitim ve ekipmanın sağlanmadığı öğrenilmiştir” dedi.

6 işçinin hayatını kaybettiği fabrikanın önünde eylem: ‘Sorumlular istifa etsin’
6 işçinin hayatını kaybettiği fabrikanın önünde eylem: ‘Sorumlular istifa etsin’
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 9 Kasım 2025 18:12
  • Güncellenme: 9 Kasım 2025 18:38

Kocaeli’nin Dilovası ilçesindeki Mimar Sinan Caddesi’nde bulunan parfüm fabrikasında dün meydana gelen yangında ve patlamada 2’si çocuk 6 işçi yaşamını yitirdi. Tümü kadın olan işçiler, bugün son yolculuklarına uğurlandı.

Cenaze işlemlerinin ardından çok sayıda siyasi parti temsilcisi, meslek örgütü ve sendika, fabrika önünde eylem yaptı.

“Kaza değil, iş cinayeti. Çalışırken öldürülmek istemiyoruz” istemiyoruz yazılı pankart açılan eylemde, “Katiller halka hesap verecek”, “İşçinin katili, sermaye düzeni” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı.

‘Yangın tüpü bile görmedik’

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Mehmet Ali Elma, alınmayan önlemlere dikkat çekerek, “Yerleşim yerinin içerisine böylesi bir tesise izin verenler derhal hesap vermeli. Bizler yıllardır söylüyoruz. Bölgemiz sanayi bölgesi, endüstriyel kazalarla ilgili çok ciddi problemlerle karşı karşıya kalabiliriz. Önlem alabilmek için idari yetkililerin envanter çalışması yapması ve bu önlemleri tüm kamuoyuna bilgilendirmesi lazım. Maalesef mevcutta görmediğimiz tabelası bile yok. Yangına dair herhangi bir önlem hiçbir şekilde alınmamış. Yangın tüpü bile görmedik” dedi.

‘Nasıl vefat ettiklerini hep birlikte gördük’

Kocaeli Tabip Odası Sekreteri Kenan Cibaroğulları da “Burada binler, 10 binler yaşamaya çalışıyorlar. Dün gencecik çocukların, gençlerin alın terleri üzerine çöken, gasbeden, hayatını yaşayamamış 65 yaşında insanların burada nasıl vefat ettiğini hep birlikte gördük. ‘Buranın kötü kokusu var’ dedik. Bununla ilgili bilimsel çalışmaları da yaptı Onur Hamzaoğlu Hocamız. Ne yazık ki hamile kadınların bile sütlerinde kimyasal oranlarında rahatsızlık verici bulguları tespit etti. Ne oldu peki sonra, ne yazık ki soruşturmaya uğradı. Ne yazık ki şu anda mesleğine aynı yerde devam edemiyor” diye konuştu.

‘Çalışanlara yeterli eğitim ve ekipman sağlanmadı’

Kurumlar adına hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Yürütme Kurulu üyesi Elif Yetigin, fabrikaya ilişkin şu tespitleri dile getirdi:

“Yapının yangına dayanımı olmayan poliüretan paneller ile inşa edildiği, yapının konutların arasına ve konutları tehlikeye sokacak kadar yakın inşa edildiği, yakınındaki bazı binaların camlarının kırıldığı bir binanın ise çatısının yandığı görülmüştür. İşletmenin yaklaşık 50 metre uzağında akaryakıt istasyonu olduğu görülmüştür. Tek bir çıkışının olduğu ve Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe uygun acil kaçış yol ve çıkışlarının sağlanmadığı, çıkış kapısı önünde kaçışı zorlaştıracak şekilde malzeme ve ekipmanların bulundurulduğu görülmüştür. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikte ‘Toplam alanı bin metrekareden fazla olan, kolay alevlenici ve parlayıcı madde üretilen veya bulundurulan yapılarda’ yağmurlama sistemi zorunlu olmasına rağmen söz konusu binada hiçbir yangın tesisatının olmadığı görülmüştür. Bina içinde yangın söndürme, algılama ve uyarı sistemlerinin olmadığı, iş yerinin faaliyetlerinin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’ne göre çok tehlikeli sınıfta yer almasına rağmen çocukların çalıştırıldığı, çalışanlara yeterli eğitim ve ekipmanın sağlanmadığı öğrenilmiştir.”

‘Bu işletmeler bugüne kadar denetlendi mi?’

Yetigin ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Dilovası Belediyesi, Kocaeli Valiliği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na şu soruları yöneltti:

“Konutların arasında yanıcı parlayıcı maddeler ile çalışma yapan bir işletmenin faaliyetlerine nasıl izin verilmiştir? Bu işletmeler bugüne kadar denetlendi mi? Denetlendiyse neden faaliyetleri durdurulmadı? İş yerinde çocuk işçi çalıştırılmasına neden göz yumuldu? İşletme için CİMER’e yapılan şikayetlerin gereği neden yerine getirilmedi? Bu işletmenin çalışma ruhsatı var mı? Varsa bunca eksiğe rağmen neden faaliyeti durdurulmadı? Yoksa ruhsatsız bir iş yerinin çalışmasına neden izin verilmiştir? Bu iş yerinin itfaiye raporu var mıdır? Varsa işletme faaliyetlerinin durdurulmasını gerektirecek eksikliklere yer verilmiş midir? Yanıcı ve parlayıcı maddeleri işleyen ve depolayan bu iş yeri Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik kapsamına girmekte midir? Öyle ise bu kapsamda denetlenmiş midir? İlimizde çok sayıda yanıcı parlayıcı madde depolayan ve işleyen tesis bulunmaktadır. Bu tesisler ne ölçüde denetlenmektedir? İş cinayetlerinin önlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı daha etkin ve kapsamlı denetimler yapmasını engelleyen nedir? Çocuk işçi ölümlerine rağmen MESEM gibi uygulamalar ile çocuk işçilik neden özendirilmekte ve kolaylaştırılmaktadır?”

‘Bu katliamı tarihe not düşüyoruz’

Sendika temsilcilerinin ardından konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz da şunları söyledi:

“Dün burada büyük bir insanlık dramı yaşandı. Biz buna dur diyoruz. Biz bu katliamı kabul etmiyoruz. Hâlâ emekçilerimiz ölmeye, çocuklarımız babasız kalmaya, annesiz kalmaya devam ediyor. Bu sermaye düzeninin kirli çarkları içinde ezilen, can veren çocuklarımız, emekçilerimiz can vermeye devam ediyor. Şu anki AKP düzeni bizleri, kadınları, emekçileri, çocukları sadece bir maliyet olarak görüyor ve bu maliyeti düşürmek için de her geçen gün bizleri ölüme gönderiyor. Günde en az 6 emekçimiz canını kaybediyor bu ülkede. Yüksekten düşenler, asansör boşluğuna düşenler, asansörün halatı kopup ölenler, trafikte ölenler, patlamalarda, yangınlarda ölenler, madenlerde ölenler… Bir ülkenin nasıl yönetildiğini merak ediyorsanız insanların nasıl öldüğüne bakacaksınız. Soma’da, Hendek’te, Ermenek’te, Beşiktaş’ta, burada can veren emekçilerimiz işte bu kirli sermaye düzenine ve onun iktidarı olan AKP’nin tek adam rejimine maalesef kurban gittiler. Hesabı sorulmayan, denetlenmeyen her iş cinayeti bir sonraki cinayete kapı aralamaktadır. Acı her geçen gün büyümektedir. Biz CHP olarak burada, devletin gözü önünde İŞKUR binası, SGK binasının yanında meydana gelen bu büyük faciayı, bu katliamı tarihe not düşüyoruz.”

Sebahat Tuncel: Sorumlular istifa etsin

Burada konuşan Özgür Kadın Hareketi’nden Sebahat Tuncel, bu olayın bir katliam olduğunu söyleyerek, bunun aydınlatılması gerektiği çağrısında bulundu. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne işaret eden Sebahat Tuncel, şöyle konuştu: “Bizler kadınlar, çocuklar, işçiler katledilmesin diye çalışma yürütürken, yanı başımızda kadınlar katledildi. Ve biz buna artık yeter diyoruz. Sorumluları istifaya çağırıyoruz. İstifa bir erdemdir. Bundan sorumlu kim varsa hepsi istifa etmelidir.”

DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu da “Bu cehennem düzeninin son bulması için hep beraber mücadele etmeliyiz. İnsanların insanca yaşadığı insanca çalıştığı bir düzeni ve ülkeyi hep beraber kurmanın sözünü birbirimize verelim” şeklinde konuştu.

‘Göz boyamak için 5-6 görevliyi açığa aldılar’

DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, şöyle konuştu:

“Çocuk işçilerdi. Neden o çocuk orada çalışıyordu, biliyor musunuz? Çünkü onun babası kanser hastasıydı ve o yüzden mecbur burada çalışıyordu. Yoksulluğun, zalimliğin, kapitalizmin zirveye çıktığı bir yer Dilovası. İşte bundan dolayı ölüyor insanlar. Bizim hakkımız, bizim kaderimiz ölmek mi? Daha geçen hafta Gebze’de öldük, 4 kişi. Yoksullar ölüyor. Vali Bey ne demiş, ‘Ruhsatı vardı’ demiş. Şuna bak. Üstüne 1,5 kat kaçak yapı çıkmış. Ruhsat diye bir şey yok. Yanıcı madde dolu ve ruhsatı varmış. Vali Bey, sen ne dediğini biliyor musun? Göz boyamak için 5-6 tane görevliyi açığa aldılar. Şu manzara var ya, Çalışma Bakanlığı binasıyla yanan bina manzarası. İşte bu iktidarın tablosudur.” (ANKA)

Dilovası’ndaki patlama | Hayatını kaybeden 6 kişi toprağa verildi