Katar’ın başkenti Doha’da, İsrail’in Katar’a yönelik saldırısını görüşmek üzere İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Zirvesi düzenleniyor.
Arap ve İslam devletleri, İsrail’in geçen hafta Doha’da Hamas yöneticilerine yönelik saldırılarına yapılacak misillemeyi görüşmek için Doha’da acil toplandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar’a gitti
Bugün devam eden zirve kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar’a gitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TC-TRK” uçağıyla saat 11.00’de Atatürk Havalimanı’ndan Katar’a hareket etti.
Erdoğan’ı, havalimanından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Valisi Davut Gül, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ile diğer ilgililer uğurladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sağlık Politikaları Başkanı Prof. Dr. Halit Yerebakan eşlik etti.
‘Zirve, Arap-İslam dayanışmasını yansıtacak’
Zirve öncesinde, 57 Arap ve İslam ülkesinin dışişleri bakanları ve temsilcileri Doha’da bir araya geldi. Görüşmelerin merkezinde, İsrail’in Katar’ın başkentinde konutları hedef alan saldırısını kınayan ortak bir bildiri taslağı yer aldı. Katar Dışişleri Bakanlığı, olağanüstü zirvenin “İsrail’in hain saldırısına karşı Arap-İslam dayanışmasını yansıtacağını” ve bu çerçevede uluslararası arenada daha güçlü bir siyasi iradenin inşasına katkı sağlayacağını duyurdu.
Ahmed Şara da Doha’da
Geçici Şam yönetimi Başkanı Ahmed Şara da zirveye katılmak üzere Doha’ya gitti. Şara’yı, Hamad Uluslararası Havalimanı’nda Katar Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı, Savunma Bakanı Şeyh Suud bin Abdurrahman bin Hasan Al Sani karşıladı.
Erdoğan: Saldırı İsrail’in haydutluğunu farklı bir boyuta taşıdı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede konuştu. Konuşmasına heyet üyelerini selamlayarak başlayan Erdoğan, zirveye ev sahipliği yapan Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed El Sani’ye teşekkürlerini iletti.
Sözlerinin başında İsrail’in Katar’a düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Filistinli ve Katarlılara başsağlığı dileyen Erdoğan, şöyle dedi:
“Bu zirvelerde İsrail’in artan saldırganlığının artık bölgemiz için kesin kes durdurulması gereken bir tehdit oluşturduğunu dünyaya ilan ettik. Terörden beslenen bu çarpık zihniyetin uluslararası istikrar ve güvenlik için risk teşkil ettiğini defalarca ortaya koyduk. İsrail, Filistin’den sonra Lübnan’a, Yemen’e, İran’a ve Suriye’ye saldırdı. Tunus açıklarındaki sivil gemileri hedef aldı. Seçilmiş siyasetçilere ve devlet adamlarına suikastler düzenledi. Şimdi de arabulucu Katar’a saldırdı. Son saldırı, İsrail’in haydutluğunu artık farklı bir boyuta taşımıştır.”
İsrail’in güçlü bir tepki ve yaptırımla muhatap olmadan kısa vadede durmayacağını vurgulayan Erdoğan, “İşgal ve istikrarsızlık politikalarına hız vereceğini biliyoruz. Bunu engelleyecek imkanlarımızın olduğunun farkındayız. Artık bazı alanlarda kendi kendine yeter seviyeye ulaşmamız şarttır. Bunların başında caydırıcı bir savunma sanayi ve kalkınma geliyor. Yeteneklerimizi ve tecrübelerimizi siz kardeşlerimizle paylaşmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim. Gelecek 10 yılları kazanmak için şimdiden bu alanlarda işbirliğimizi yoğunlaştırmamız gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye olarak İsrail’le tüm ticari işlemleri durdurduk’
İsrail’e yönelik alınması gereken yaptırımları sıralamaya devam eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“İsrail’in ekonomik olarak da sıkıştırılması gerektiğine inanıyorum. Daha önceki tecrübeler bu tür adımların netice verdiğini gösteriyor. Biz Türkiye olarak 1,5 senedir İsrail’le tüm ticari işlemleri durdurduk. Böylece yıllık olarak 9,5 milyar dolarlık bir rakamdan sarfı nazar ettik. Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan soykırım davasına desteğin de çok önemli olduğu kanaatindeyim. Keza bölgenin güvenliğini el birliğiyle kendimizin sağlayacağı somut adımları ve mekanizmaları hayata geçirebilmeliyiz. Bu noktada İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde yapılabilecekler olduğuna inanıyorum. Bizler 1967 sınırları temelinde coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti vücut bulana kadar mücadeleye azimle devam edeceğiz. Bu kutlu davada ne tehciri, ne soykırımı, ne de bölünmüşlüğü kabul edebiliriz.”
Ne olmuştu?
İsrail ordusu 9 Eylül’de Katar’da Hamas heyetinin bulunduğu bir mekana saldırı düzenlemişti.
Hamas, müzakere ekibinin saldırıdan sağ kurtulduğunu, ancak ekibin baş müzakerecisi Khalil al-Hayya’nın oğlu da dahil olmak üzere beş üyesinin öldürüldüğünü açıkladı. Katarlı bir güvenlik görevlisi de öldürüldü.
Arap Birliği, 14-15 Eylül tarihlerinde Katar’ın başkenti Doha’da olağanüstü bir zirve düzenleyeceğini duyurdu. Toplantının ana gündem maddesi, İsrail’in Katar’daki Hamas heyetine yönelik saldırısı olacak.
Rubio’dan Kudüs ziyareti: Netanyahu ile Mescid-i Aksa yakınlarındaki tünelleri gezdi




