Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır İl Örgütü, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü dolayısıyla gerçekleştirdiği basın toplantısında, DEM Parti Diyarbakır Çocuk Komisyonu’nun kurulduğunu açıkladı.
Parti binasında yapılan toplantıda konuşan İl Eşbaşkanı Gülşen Özer, 52 yıldır süren çatışmalı süreçten en çok çocukların etkilendiğine dikkat çekerek, bu nedenle çocuklara özel bir komisyon kurma kararı aldıklarını söyledi.
Çocuk işçiliğine karşı uyarı
DEM Parti Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Beritan Güneş Altın, dünya genelinde 160 milyon çocuğun çalıştırıldığını belirtti. “Bu, her 10 çocuktan birinin işçileştirildiği anlamına geliyor. 79 milyon çocuk ise madencilik, kimyasallar ve ağır sanayide çalışıyor” dedi. Çocuk işçiliğinin temel nedenlerinin yoksulluk, savaşlar, eğitime erişimsizlik ve kapitalist sistemin ucuz iş gücü arayışı olduğunu ifade etti.
Beritan Güneş Altın, Türkiye’de resmi verilere göre 869 bin çocuğun çalıştırıldığını, mevsimlik işçiler ve mesleki eğitim merkezlerindeki çocukların dahil edilmediğini vurgulayarak, yaz ayları da eklendiğinde bu sayının 4 milyona kadar çıkabileceğini dile getirdi.
‘742 çocuk iş cinayetinde hayatını kaybetti’
2013-2024 yılları arasında Türkiye’de en az 742 çocuğun iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini söyleyen Altın, “Her dört çocuktan biri okula aç gidiyor” dedi. Türkiye’de çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu illerin başında Şırnak, Mardin ve Diyarbakır geldiğini belirtti.
‘Çocuklar için barışta ısrar ediyoruz’
Beritan Güneş Altın, Kürt kentlerinde yaşanan bölgesel eşitsizlik, savaş ve yoksulluğun çocukları daha da savunmasız hale getirdiğine dikkat çekerek, “Eğitimde eşitsizlik ve okul terklerinin en yoğun yaşandığı yerler yine bu kentler. Bu nedenle çocuklar için barışta ısrar ediyoruz ve bu komisyonu bu kararlılıkla kuruyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Çocuklarla birlikte demokratik toplumu inşa edeceğiz’
DEM Parti Diyarbakır Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Necla Korkmaz da komisyonun kuruluş deklarasyonunu okudu. Korkmaz, çocukların toplumsal özneler olarak özgür, eşit ve sömürüsüz bir yaşam sürebilmesi için çalışacaklarını söyledi.
Çocukların yaşam, eğitim, sağlık, adalet, barınma ve güvenlik haklarının korunması gerektiğini belirten Korkmaz, çocuk istismarı, ihmal ve sömürüye karşı yasal ve toplumsal mekanizmaların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Çocuk emeğinin sömürü aracı olarak kullanılmadığı bir yaşamda çocukların özne olabilmesi için mücadele edeceğiz” diyen Korkmaz, özellikle yaşam hakkı elinden alınan, işçileştirilen, mültecileştirilen ve ayrımcılığa maruz bırakılan tüm çocuklar için barışın hâkim olduğu bir toplumu çocuklarla birlikte kuracaklarını ifade etti.
İHD ve Her Yer Çocuk Derneği: ‘Denetim mekanizmaları kurulsun’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi ve Her Yer Çocuk Derneği, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla açıklama yaptı. İHD binasında yapılan açıklamada, çocuklara dönük sömürünün arttığına dikkat çekildi.
İHD Çocuk Hakları Komisyonu Sözcüsü Emine Esmer, TÜİK 2024 verilerine işaret ederek, 15-17 yaş arası 970 bin çocuğun zorla çalıştırıldığına ifade etti. Kayıt dışı çalışanların da dahil edilmesiyle bu sayının 3 buçuk milyona yaklaştığını dile getiren Emine Esmer, sadece MESEM (Mesleki Eğitim Merkezleri) kapsamında 1,4 milyon çocuğun işletmelerde, atölyelerde ve fabrikalarda çalıştırıldığını kaydetti.
Çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin ciddi biçimde zarar gördüğüne dikkati çeken Emine Esmer, çocukların parasız, nitelikli ve erişilebilir bir eğitim sistemine dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. Emine Esmer, çocukların çalıştırılmasının yasaklanmasını ve etkin denetim mekanizmalarının kurulmasını istedi.
CHP: ‘Çocuklar çalışırken büyüyor’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğini Önleme Günü dolayısıyla “Son resmi verilere göre Türkiye’de kayıtlı çocuk işçi sayısı 869 bine ulaştı. Ancak bu, yalnızca görünen kısım. Uzmanlara göre kayıt dışı çalışanlarla birlikte bu sayı en az 2 milyona yaklaşıyor. Bu çocuklar, tarlalarda, atölyelerde, sokaklarda, ev işlerinde ağır koşullarda, denetimsiz ve güvencesiz şekilde çalıştırılıyor” açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğini Önleme Günü sebebiyle yazılı açıklama yaptı. Aksaz Şahbaz, şunları kaydetti:
“Bugün, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğini Önleme Günü. Ancak ne yazık ki Türkiye’de bugün, çocuklarımızın alın teriyle ayakta kalan sömürü düzenini bir kez daha hatırlattığı karanlık bir gün olarak geçiyor. Son resmi verilere göre Türkiye’de kayıtlı çocuk işçi sayısı 869 bine ulaştı. Ancak bu, yalnızca görünen kısım. Uzmanlara göre kayıt dışı çalışanlarla birlikte bu sayı en az 2 milyona yaklaşıyor. Bu çocuklar, tarlalarda, atölyelerde, sokaklarda, ev işlerinde ağır koşullarda, denetimsiz ve güvencesiz şekilde çalıştırılıyor. Çocuklar çalışırken büyüyor. Oysa onların büyürken öğrenmeye, oyun oynamaya ve korunmaya ihtiyaçları var. Bu hakları sistematik biçimde ellerinden alınıyor.
‘Çocuk işçiliği; yalnızca bir hak ihlali değil, ekonomik adaletsizliğin acı bir yansımasıdır’
İSİG meclisi verilerine göre, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocukların sayısı, son 12,5 yılda en az 770. Bu çocuklardan 261’i 5-14 yaş arası, 53’ü ise sadece 5-9 yaşındaydı. Bu rakamlar birer ‘kaza’ değil, ihmalin ötesinde, tercihlerle şekillenen bir düzenin sonucudur. Türkiye’de çocuk işçiliğinin en temel nedeni çocuk yoksulluğudur. Aileler gelir güvencesinden yoksun, sosyal destekler yetersiz, eğitim sistemine erişim ise eşitsiz. Her üç çocuktan biri yoksulluk riski altında. TÜİK’in 2024 verilerine göre her 10 çocuktan 4’ü sosyal dışlanma veya yoksunluk riski taşıyor. Çocuk işçiliği; yalnızca bir hak ihlali değil, derinleşen ekonomik adaletsizliğin acı bir yansımasıdır. En kırılgan grup ise mülteci ve göçmen çocuklardır. Eğitim dışına itilmiş, sosyal güvenceden yoksun bırakılmış bu çocuklar, tarımda, sokakta, atölyelerde en ağır işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Onların emeği, hem yoksulluğun hem de ayrımcılığın hedefi haline geliyor.
‘MESEM “staj” adı altında meşrulaştırılan devlet destekli sömürü mekanizmasına dönüştü’
AKP’nin neoliberal politikalarının ürünü olan Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğini ‘staj’ adı altında meşrulaştıran devlet destekli bir sömürü mekanizmasına dönüşmüştür. Binlerce çocuk, haftanın dört günü sanayide, işletmelerde ‘çalıştırılmakta’; bu süreçte eğitim hakları ellerinden alınmakta, iş kazalarına ve psikolojik şiddete maruz bırakılmaktadır. En kırılgan grup ise mülteci ve göçmen çocuklardır. Eğitim dışına itilmiş, sosyal güvenceden yoksun bırakılmış bu çocuklar, tarımda, sokakta, atölyelerde en ağır işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Onların emeği, hem yoksulluğun hem de ayrımcılığın hedefi haline geliyor. Bir ülkenin geleceği, çocuklarının ne kadar mutlu, sağlıklı ve eğitimli olduğuyla ölçülür. Çocuklar ucuz iş gücü değil; insan onuruna yaraşır bir yaşamın en temel hakkıdır. Bu düzen değişmeli. Çocuklar için adalet, herkes için gelecek demektir!”
Şahbaz, açıklamasında çocuk işçiliğinin önlenmesi için şu önerileri sıraladı:
“-MESEM uygulamaları sonlandırılmalı, çocuklar haftanın dört günü işletmelerde değil, okullarda olmalıdır.
-Bağımsız, etkin ve sıkı denetim mekanizmaları kurulmalı, çocuk işçi çalıştıranlara ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.
-Çocuk yoksulluğuyla mücadele, kamucu sosyal devlet ilkeleriyle yürütülmeli; ailelerin gelir güvencesi sağlanmalıdır.
-Mülteci ve göçmen çocuklar için kapsayıcı sosyal politikalar geliştirilerek eğitim ve sosyal güvenceye erişimleri sağlanmalıdır.
-ILO’nun 138 ve 182 no’lu sözleşmeleri tam anlamıyla uygulanmalı; çocuk işçiliği tüm biçimleriyle yasaklanmalıdır.” (MA, ANKA)