Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu, sendika genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak tarafından yapılan açıklamada, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, önceki gün yaptığı bir konuşmada isim vermeden sendikamız Eğitim Sen’i hedef alarak Filistin konusunda ‘tek kelime etmediğimiz’ yönünde gerçeği çarpıtan ifadeler kullanmıştır. Bu açıklama, Bakan’ın daha önce de birçok kez yaptığı gibi, kamuoyunu yanıltma ve sendikamızı hedef gösterme amacını taşımaktadır” denildi.
‘Bizim mücadele tarihimizde savaş çığırtkanlığı değil, barış talebi var’
Eğitim-Sen’in kuruluşundan bu yana barıştan ve halkların kardeşliğinden yana bir sendika olduğunu söyleyen Irmak, “Gazze’de yaşanan katliam karşısında susan, hatta bu vahşeti kınamayı politik hesaplarla erteleyen iktidar temsilcilerinin bize ‘duyarlılık’ dersi vermesi büyük bir ikiyüzlülüktür. Eğitim-Sen, Filistin halkının uğradığı zulme karşı sesini defalarca yükseltmiş; emperyalist işgale, savaş politikalarına ve her türden insanlık suçuna karşı kararlılıkla mücadele etmiştir. Bizim mücadele tarihimizde savaş çığırtkanlığı değil, barış talebi vardır. Gazze’de yaşanan acıların sorumlularıyla siyasal ve ekonomik ilişkilerini sürdüren iktidar temsilcilerinin bize ders vermeye ne hakkı ne de inandırıcılığı vardır” diye konuştu.
‘Bu durum, sahte bir vicdan gösterisinden başka bir şey değil’
“Aylardır süren Gazze ablukasını kırmak ve Filistin halkına insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu İsrail donanmasının saldırısına uğradığında, Eğitim Sen ülkenin dört bir yanında alanlara çıkarak İsrail saldırılarını protesto etmiştir” diyen Irmak, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bakan’ın Filistin konusundaki sözde ‘duyarlılığı’ üzerinden Eğitim Bir-Sen Başkanı’na teşekkür etmesi, iktidar ile yandaş sendika arasındaki çıkar birlikteliğini bir kez daha görünür kılmıştır. Bu durum, sahte bir vicdan gösterisinden başka bir şey değildir. Gazze halkının yaşadığı acılar üzerinden siyasal meşruiyet devşirmeye çalışanların bu ikiyüzlülüğü, gerçek dayanışmanın sesi olan Eğitim-Sen’e saldırarak açığa çıkmaktadır. Ayrıca Bakan bey, isim vermeden sendikamızı okullarda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalarımızı gerekçe göstererek hedef göstermiştir. Kendisine hatırlatmak isteriz ki, şu an koltuğunda oturduğu bakanlık 2019 yılına kadar liselerde toplumsal cinsiyet eşitliği dersi uygulanmıştır. Bakan bey sendikacılık yapmak istiyorsa görevinden istifa etmeli ve teşekkür ettiği sendikanın başına geçmelidir. Milli Eğitim Bakanı kamu görevlisidir ve her sendikaya eşit mesafede durmak zorundadır.”
‘Videolar pedagojik açıdan sakıncalı’
“Milli Eğitim Bakanlığı’nın Filistin’de yaşanan vahşetle ilgili olarak okullarda gösterdiği videolar çocukların üstün yararını gözetmeyen bir içerikte hazırlanmıştır ve pedagojik açıdan ciddi sakıncalar taşımaktadır. Bu tür içerikler, yaşlarına uygun olmayan şiddet ve travmatik unsurlar içerdiklerinde çocukların duygusal dengesini bozabilir, kaygı düzeylerini artırabilir ve empati yerine korku ya da çaresizlik duygularını tetikleyebilir. Özellikle küçük yaş gruplarındaki öğrencilerin bu tür ağır konuları anlamlandırmakta zorlanması kaçınılmazdır. Eğitim ortamlarında, çocukların yaş ve gelişim düzeylerine uygun, rehberlik eşliğinde sunulan içeriklerin tercih edilmesi; onların psikolojik ve duygusal sağlığını korumak açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak MEB’in böyle bir derdinin olmadığı görülmektedir. Bugün bakanlık koltuğunda oturanların görevi, öğretmenleri, sendikaları ve muhalefeti hedef göstermek değil; ülkenin gerçek eğitim sorunlarına somut ve kalıcı çözümler üretmektir. Sendikamıza yönelik bu tür açıklamalar, örgütlü mücadelemize yönelik siyasal ve ideolojik bir saldırı niteliğindedir ve asla kabul edilemez. Eğitim Sen olarak bir kez daha açıkça ifade ediyoruz: Bizi susturamaz, mücadelemizi engelleyemezsiniz.”