Halkların Demokratik Kongresi (HDK) operasyonu kapsamında 18 Şubat Salı günü düzenlenen İstanbul merkezli operasyonlarda ev baskınıyla gözaltına alınan ve 22 Şubat’ta tutuklanan gazeteci Ercüment Akdeniz, tutukluluğunun 160’ıncı gününde, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıkacak.
Yarın (31 Temmuz) görülecek duruşmadan önce ise arkadaşları, siyasiler ve gazeteciler, Tekin Yayınevi tarafından düzenlenen imza etkinliğinde bir araya gelerek Akdeniz’in kitaplarını okuyucuları için imzaladı.
Etkinliğe, Akdeniz’in oğulları, eşi, annesi, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, DEM Parti Erzurum Milletvekili ve HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, 27.Dönem HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, SOL Parti MYK üyesi Alper Taş’ın yanı sıra gazeteci Timur Soykan, İsmail Arı ve birçok meslektaşı katıldı.
‘Furkan Karabay ile gözlerimizle kucaklaştık’
İlk olarak oğlu ve avukatı Umut Akdeniz, Ercüment Akdeniz’in mektubunu okudu. Akdeniz’in mektubu şu şekildeydi:
“Pazartesi günü Saat 14.30 sıralarında avukat görüşü çıkışında Furkan’a rastladım. Sanırım cezaevindeyken bu üçüncü karşılaşmamız. Birincisinde görüş kabininde oturuyor, avukatıyla konuşuyordu. Camın önünden geçerken göz temasıyla selamlaşabildik. İkincisinde uzun koridorun iki ters ucundan birbirimize el sallayabildik. Pazartesi günü daha şanslıydık. Çünkü avukat görüşü sonrası koğuşa götürülmeden önce yan yana dizilerek üst aramasından geçirildik. Kısa da olsa konuşma imkanıydı bu.
-Nasılsın Furkan? Her şey yolunda mı? Gazetelerden haberini alıyorum gerçi.
+İyiyim Ercüment abi. Senin de az kaldı. Bu hafta galiba duruşman.
-Evet evet. Bu arada bir şeye ihtiyacın var mı Furkan?
+Yok abi sağ olasın. Kendine iyi bak.
Gazeteci kardeşim Furkan Karabay ile görüşmemiz bir, bilemediğin iki dakika sürmüştü. Ancak gözlerimizle kucaklaşıp ayrı olan koğuşlarımıza döndük. Hakikat peşinde koşan gazetecilerin serüvenlerinden sadece biriydi. Bugün bu salonda benimle dayanışmak için kitap imza gününde buluşan dostların meslektaşların ayrı ayrı yaşadıkları, serüvenleri de bunu ekleyebilirsiniz. Adliye koridorları, şafak baskınları, elektronik kelepçe veya cezaevi koridorlarında kesişen meşakkatli bir serüven bu. Meşakkatli olduğu kadar güzel ve hakikatin ışıklı gururuyla yüklü.
Bir gazeteci, yazar hele de göç çalışan bir araştırmacı için en anlamlı dayanışma sanırım böylesi ince ve nazik bir etki olabilirdi ancak. Çünkü dört duvarı ışık olan güneş haber, yazı ve kitaplarımızın kitlelere ulaşmasıdır ancak. Düşünen, akıl eden aklıyla bin yaşasın. Tekin Yayınevi’ne, Eğitim Sen’e, basın meslek örgütlerine teşekkür ediyorum. İmzalarıyla kitabımın sayfasına şeref veren birbirinden kıymetli dostlara şükranlarımı sunuyorum.
Edebiyatımızın ve öykü yapıtlarının çınarı Adnan ağabeye sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Salonda bulunan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hazır burada toplanmışken bir de müjdeli haber vereyim. Cezaevinde yeni kitabımın taslağını bitirmiş olarak karşınızdayım. Gerisi otoredaksiyon işine kaldı. Siyasi mülteci iken hayatını kaybeden kardeşimin göç romanıdır bu. Dolayısıyla cezaevi günlerini kayıp saymıyorum.
Umarım en kısa zamanda dışarıda ve yine birlikte oluruz. 160 gün sonra yarın nihayet duruşmam görülecek. Bugüne kadar gösterilen dayanışmaya bin Minnettarım. Barış, adalet, hakikat… Hepinize hasretle sarılıyorum, sevgiler.”
‘Babamla gurur duyuyorum’
Umut Akdeniz ise mektubun sonunda ,”Babam insan hakları savunucusu ve göçmen hakları savunucusu. Şu anda bunun bedelini ödüyor ama eninde sonunda adalet yerini bulacak. Ben babamla gurur duyuyorum. Yanlış hiçbir şey yapmadı” dedi.
Siyasetçiler ve gazeteciler, Ercüment Akdeniz’in yarın görülecek duruşmasına dair düşüncelerini dile getirdi.
Avukatı ve oğlu Umut Akdeniz: Hiçbir somut delil yok. Terör örgütü üyeliği ile suçlanıyor ama iddianameye konu bütün olaylar ya Emek Partisi dönemindeki siyasi faaliyetleri ile ilgili yani mitingler, toplantılar ya da o dönemki gazetecilik faaliyetleri… Dosyada herhangi bir delil olmadığı için de tahliye ve beraat alacağımızı umuyoruz.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık: Bence söylenecek şey şu, neden 5 aydır Ercüment içeride, neden böyle bir operasyon yapıldı? Bakın HDK’nın eş başkanı Meral Danış Beştaş burada. Ercüment Akdeniz HDK’nın içerisinde faaliyet yürüttü diye hapiste kaldı. Diğer arkadaşlarımız da öyle. Yani bunu bir hukuki bir saikle açıklamak mümkün değil. Çünkü Türkiye’de yargı, bağımsızlığı terk edileli çok uzun zaman oldu. Yargı hiçbir zaman bağımsız olmamıştı ama hakim savcıların elinde korkunç bir pespayelik düzeni yaşıyoruz. Elbet her kötü düzenin olduğu gibi bu düzenin de sonu gelecek. O zaman da o arkadaşlar hukuk saikiyle nasıl yargılanır tanık olacaklar, görecekler.
27.Dönem HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu: Bu ülkede yargı, muhalefeti bastırmanın temel aracına dönüşmüş durumda. Siyasiler, belediye yöneticileri, belediye başkanları, gazeteciler, öğrenciler… İktidara itiraz eden kim varsa yargı sopası marifetiyle susturulmaya çalışılıyor. Ercüment Akdeniz bir gazeteci ve gazetecinin tutuklanması, gazetecilerin gözaltına alınması demek aslında gerçeğin sesinin ülkeye duyurulmaması anlamına geliyor. Biz yarın Ercüment Akdeniz’in özgür olacağını, bugünkü imzaları artık bundan sonra kendisinin atacağını düşünüyoruz ve sadece Ercüment’in özgürlüğü de bize yetmiyor. Gazeteciler, belediye başkanları, içerideki tüm siyasi tutsaklar özgür olana kadar, parti önderleri, bizim başkanlarımız özgür olana kadar bu ülkeye demokrasi gelmeyeceğini biliyoruz ve onları özgür kılmak için her şeyi yapacağız.
DEM Parti Erzurum Milletvekili ve HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş: Öncelikle Ercüment Akdeniz’in 21 şubat’tan beri hala özgürlüğünden yoksun olması kabul edilemez bir şey. Hukuksuzluğun geldiği noktayı göstermesi açısından ibret verici. Yarın Ercüment’in tabii ki özgürlüğünü bekliyoruz. Şunu da söylemek isterim, hem Ercüment Akdeniz’e hem Furkan Karabay’a ve bu şekilde baskı altında tutulan bütün gazetecilere özgürlük ve özgür çalışma ortamı diliyorum.
Gazeteci İsmail Arı: Ercüment Ercüment Akdeniz yaklaşık 6 aydır haksız yere tutuklu. Onu orada tutanlar aslında bir suça imza atıyorlar. Ercüment Akdeniz gazetecidir. Herhangi bir suç işlememiştir. Ercüment Akdeniz’in yarın bir an önce serbest bırakılmasını bekliyoruz. Adliyede olacağız, duruşmada olacağız. Ercüment Akdeniz’le birlikte gazeteci arkadaşımız Furkan Karabay’ın, Fatih Altaylı’nın ve tüm gazetecilerin bir an evvel serbest bırakılmasını istiyoruz.
SOL Parti MYK üyesi Alper Taş: Gazetecilerin peş peşe tutuklandığı, cezaevlerine tıkıldığı, soruşturma yağmuruna tutulduğu bu karanlık dönemin bir an evvel sona ermesi gerek. Tabii gazeteciler niye tutuklanıyor? Esas mesele burada. Artık gazeteci arkadaşların tutuklanmasını istemiyoruz. Ercüment Akdeniz hukuksuz bir biçimde içeride boş yere yatıyor. Üretken bir arkadaş, üretken bir gazeteci. Yarın onu dışarıda göreceğimize inanıyoruz. (ANKA)