Serap Avcı’nın yargılandığı davanın 5’inci duruşması 2 Aralık Salı günü Küçükçekmece Adliyesi’nde görüldü. Duruşmayı takip eden Serap için Feministler Kampanya Grubu, duruşmanın ardından açıklama yaptı.
Açıklamada, savcının son duruşmada mütalaasını vererek Serap’ın kasten öldürmenin nitelikli halinden cezalandırılmasını ve haksız tahrik indirimi uygulanmasını talep ettiği aktarıldı. Savunma için süre talep edilmesi üzerine karar duruşmasının 9 Aralık saat 10.00’a ertelendiği belirtildi.
“Serap hayatta kaldığı için hapiste” diyerek duruşmaları ilk günden bu yana takip eden feministler savcının mütalaasına ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Bugün duruşmada karşı tarafın avukatları, Serap’ın vücudundaki yaralanmaların, anlatımı tamamen Adli Tıp raporlarıyla uyumlu olmasına rağmen, basit tıbbi müdahaleyle giderilebileceği tespiti üzerinden, kendini savunmayı gerektirecek düzeyde bir şiddet görmediğini iddia etti. ‘Birkaç kırık olsaydı durum başka olurdu’ gibi cümleler kuruldu. Yani dayak yerken yaşadığı şiddetin düzeyini, beyin sarsıntı geçirme ihtimalini ölçüp tartması bekleniyor Serap’ın.
‘Çiçeklerle aklanan erkek şiddeti
Dinlenen tanıklardan biri, Yasin’in Serap’ı dövdüğüne tanık olduğunu, şiddet uyguladıktan sonra kendini affettirmek için çiçekçiye gidip Yasin’in çiçek aldığını söyledi. Yasin Avcı’nın avukatları bu durumu ‘en ufak bir şiddetten sonra pişman olup çiçek alan bir adamdır Yasin’ diye savundu. Biz biliyoruz: Şiddet uygulayan erkeklerin hediye alması münferit değil! Şiddet uygulayan erkekler kadınları şiddet döngüsünün içinde tutmak, değişeceklerine inandırmak, iyi bir insan olduklarına ikna etmek için sık sık hediye alır, sevgi sözlerine boğar, pişman olduklarını söylerler. İlk duruşmada Serap’ın ayakkabı sayısı gündem olduğu gibi bu duruşmada da Yasin’in aldığı çiçekler gündem oldu. Failleri tanıyoruz, biliyoruz. Aldığı hediyeler Yasin’in uyguladığı şiddetin affı da bahanesi de olamaz ancak ispatı olur.
‘Meşru müdafaa yerine haksız tahrik: Kadınlar için adalet yine tersinden işliyor’
Bugün savcının verdiği mütalaada Serap’ın anlattığı sistematik şiddet beyanı yok. Komşusunun olay gecesine dair anlattıkları, evde yerin yerinden oynadığına ve Serap’ın öldürülmesinden korktuğuna dair söyledikleri yok. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın raporu yok. İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı raporu yok. Sadece haksız tahrik indirimi var.
Aylardır duruşma salonlarında nasıl ölümle burun buruna geldiğini anlatan Serap’a savcının uygun gördüğü haksız tahrik indirimini biz iyi biliyoruz. Kadınları öldüren erkeklerin, 2004’ten beri savunmalarında, ‘Beni aldatıyordu, başkasıyla ilişkisi vardı, mesajlaştı, çorbanın tuzu yoktu’ gibi kadınları suçlayan beyanlarına mahkemelerin verdiği indirimlerden tanıyoruz. Yıllardır hiçbir maddi zemine dayanmadan kadınları öldüren erkeklere bu erkeklik indirimi uygulanıyor. Erkek şiddeti mahkemelerde de normalleştiriliyor.
‘Serap’ın yaşadığı ölüm tehdidi görünmez kılındı’
Bugün, savcılık tarafından, Serap’ın kafasının duvarlara vurulması, balkondan atılmaya çalışılması haksız tahrik kapsamına alınıyor. Ancak bu sefer sanık bir kadın. Ve bu sefer bir maddi zemin, yani şiddet var. Yasin’in Serap’ı balkondan atmaya çalışması, bunun raporla kanıtının dosyada olması haksız tahrik için maddi zemini oluşturuyor. Ancak biz başından beri söylüyoruz, balkondan atmaya çalışmak, darp etmek, yani Serap’ın o gece gördüğü şiddet, mütalaada gerçeklikten çok daha azıyla yer almışsa da, bu gerekçeyle haksız tahrik değil meşru müdafaa değerlendirmesi yapılması gerekir.
‘Bu dava hayatta kalmaya çalışan bir kadının hikayesi’
Biz, bugün, savcılık tarafından Serap’ın darp edilmesine, balkondan atılmaya çalışılmasına aynı muamele yapılıyor olmasına isyan ediyoruz. Bu dosyada kadına yönelik sistematik şiddet var. Hayatını savunmak için öldürmek zorunda kalmış, bundan da üzüntü duyan, çocuğunu aylardır göremeyen bir kadın var. Ceza dosyalarında kalıplaşmış, kural gibi uygulanan, ‘hiddet ve şiddetli elem’ kapsamında yapılan bu değerlendirmeye ‘hiç yoktan iyidir’ dememiz bekleniyorsa bunu kabul etmiyoruz. Bu dava, failin uyguladığı şiddetle sonu ölüme varan bir olay ve yaşamak için direnen bir kadının hikayesi.
Biz, 9 Aralık’ta yine Serap’ın yanında olacağız. Herkesi karar duruşmasına çağırıyoruz. Bu defa çıkışta Serap’ı karşılamak istiyoruz. Serap’ın özgürlüğünü istiyoruz.”
Ne olmuştu?
18 Nisan 2024 gecesi Serap Avcı, boşanmak istediği ve sistematik şiddet gördüğü, evli olduğu erkek Yasin Avcı tarafından yatağında uyandırılarak saldırıya uğradı.
Gece saat 03.30’da başlayan şiddet, ölüm tehditleri ve 12’nci kattan atılma girişimiyle devam etti. Serap, kendini korumak için eline geçirdiği bıçakla Yasin Avcı’yı yaraladı. Güvenlik görevlisinin çağırdığı ambulansla Yasin Avcı hastaneye kaldırıldı ancak hayatını kaybetti.
Olay sonrası Serap Avcı, “kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.




