Fidan: YPG bizim ne istediğimizi biliyor

Hakan Fidan, ‘Şam’daki yeni yönetimle bir araya gelmeyi planlıyorum’ dedi.

Fidan: YPG bizim ne istediğimizi biliyor
Fidan: YPG bizim ne istediğimizi biliyor
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 21 Aralık 2024 15:26

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Fransa merkezli France 24 televizyonuna gündemi değerlendirdi. Suriye’deki gelişmelerle ilgili soruları yanıtlayan Fidan, “YPG bizim ne istediğimizi gayet iyi biliyor. Biz, ülkemize yönelik herhangi bir tehdit görmek istemiyoruz. Mevcut tehditleri de potansiyel tehditleri de istemiyoruz” diye konuştu.

Üst düzey ABD heyetinin Şam’daki yeni yönetimle bir araya gelmesinin önemine ilişkin soruya Fidan, “Bence çok önemli. Amerikalı yetkililerden önce bazı Avrupa ülkelerinin ve uluslararası kuruluşların temsilcileri de Şam’ı ziyaret ettiler. Şam’daki yeni yönetimle temas kurulmakta olduğunu görüyoruz. Bu, önemli bir gelişme” yanıtını verdi.

Bakan Fidan, “Şam’ı ziyaret etmeyi ve HTŞ lideriyle görüşmeyi planlıyor musunuz?” sorusu üzerine, “Evet, planlıyorum. Şam’daki yeni yönetimle bir araya gelmeyi planlıyorum” ifadelerini kullandı.

YPG ne istediğimizi biliyor

Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik askeri harekat yapıp yapmayacağı sorusu üzerine Fidan, “YPG, Türkiye’den, Irak’tan, Suriye’den, bir kısmı da Avrupa’dan gelmiş kişilerden suni olarak ortaya çıkarılmış organize bir terör örgütüdür. Bu suni terör örgütünün derhal dağıtılması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda Suriye’de yeni bir yönetim var. Bence bu işi onlar halletmeli. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği bunu zorunlu kılıyor. Bunun yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Fidan, bu meselenin Suriye’deki yeni yönetim tarafından ele alınmasının “tercih edecekleri yollardan biri” olduğunu belirterek, “Tercih edilen yol bu ama bu olmaz ise o vakit biz elbette kendi ulusal güvenliğimizi korumak zorundayız” dedi.

“Yani askeri müdahale ihtimal dahilinde mi?” sorusu üzerine Fidan, “Ne gerekiyorsa yapılır” cevabını verdi. 

ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı 

“ABD’nin Suriye’deki varlığının bilinenden iki kat fazla olduğunu biliyor muydunuz?” sorusu üzerine Fidan, sayılarının son haftalarda arttığını fark ettiklerini dile getirdi.

Fidan, ABD’nin Suriye’deki askeri varlık nedeninin IŞİD’li mahkumları hapiste tutmak olduğunu savunan Fidan, IŞİD’lilerin hapiste tutulması, YPG’nin tasfiyesi, Kürtlerin, Arapların ve Türkmenlerin temel hak ve güvenliklerinin nasıl sağlanacağı gibi konularda ABD ile anlayış birliğine varmaları gerektiğini söyledi.

HTŞ’nin terör listesine alınması

Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) Türkiye’nin terör listesinden neden çıkarılmadığına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, “Bizim onları listeye almamız, BM listesiyle alakalı bir konu. BM Güvenlik Konseyi kararlarına tabii ki uyuyoruz ama şimdi hukuki boyut ile fiili boyutun birbiriyle çeliştiği farklı bir durum var” dedi.

Fidan, HTŞ’nin son 10 yılda fiiliyatta herhangi bir terör faaliyeti içinde olduğunu görmediklerini belirterek, “Bu, sadece bizim değil Batılı istihbarat örgütlerinin de tespit ettiği bir husus” değerlendirmesini yaptı.

HTŞ ile istihbarat işbirliği

“Dışişleri Bakanı olmadan önce istihbarat şefiydiniz. Ahmed eş Şara olarak bilinen HTŞ lideriyle temasınız olduğunu varsayıyorum. IŞİD ya da El Kaide gibi terörist gruplarla mücadelede faydalı oldular mı? Artık terörist olmadıklarını ve terörist gruplara karşı işbirliği yaptıklarını göstermek için mi sizinle ve Batılı yetkililerle işbirliği yaptılar?” sorusuna yanıtında Fidan, HTŞ’nin özellikle IŞİD ile mücadelede istihbarat paylaşımı konusunda iyi işbirliklerinin olduğunu ve kendilerine çok yardımcı olduklarını belirtti.

Meselenin hassasiyeti nedeniyle o dönemde bunu kamuoyuna açıklamadıklarını anlatan Fidan, “IŞİD ve El-Kaide ile bağlantılı örgütler hakkında istihbarat toplama konusunda HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu” dedi.

Suriyelilerin geri dönüşü  

Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine geri dönüp dönmeyeceklerinin sorulması üzerine Fidan, “Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki Suriyelilerin gönüllü olarak, ülkelerine güvenli bir şekilde geri dönebilecekleri bir ortam hazırlamaya çalışıyoruz. Kendilerini orada güvende hissedebilecekleri bir zemin oluşturmak için çok çalışıyoruz ama bu zorla yaptırılacak bir şey değildir. Onları geri dönmeye elbette zorlayamayız” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Fidan, “Ama önümüzdeki dönemde Suriye’ye geri dönüşlerde elbette büyük bir artış yaşanabilir. Böyle düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Trump’ın açıklamaları: Menfi bir niyet yoktu 

ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın Suriye’deki iktidar değişikliğinde Türkiye’nin rolüne ilişkin iddialarına yönelik soruya Fidan, “Seçilmiş Başkan Trump’ın onu söylerken menfi bir niteleme kullanma niyetinin olmadığını düşünüyorum. Yaşananları övme amacıyla öyle dediğini sanıyorum ama Suriye’de yaşanan hadise, Türkiye’nin ‘ele geçirmesi’ olarak nitelenemez. Bir ele geçirme söz konusu ise bu, Suriye halkının yönetimi ele geçirmesidir” yanıtını verdi.

İran ve Rusya’nın Suriye’den çekilmesi 

Fidan, “Pek çok insanın inanmakta güçlük çektiği şey, birkaç yıl önce (Suriye’de devrik lider Beşşar) Esed’i desteklemek için büyük yatırımlar yapan İran ve Rusya’nın birdenbire tek bir kurşun bile atmadan çekilmeleri. Bir mutabakat vardı, değil mi?” sorusu üzerine, “Ben bunu mutabakat diye nitelemem” ifadesini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yıllardır iktidarda olmanın da katkısıyla, “taktiksel yöneticiden iyi bir stratejik düşünüre dönüştüğünü” görebileceklerini kaydeden Fidan, “Neyin önemli olduğunu, neyin daha az önemli olduğunu, neye yatırım yapılabileceğini, bir şeyin sürdürebilir olup olmadığını çok iyi biliyor. Dolayısıyla Suriye konusunda nihai hesabı yaptığını, daha fazla devam etmemeye karar verdiğini düşünüyorum” değerlendirmesinİ yaptı.

Fidan, bunun Putin’in “Esad’i terk etmesi” olarak algılanıp algılanamayacağı sorusuna, “Terk etti’ denilebilir mi bilemiyorum. Pek öyle görünmüyor. Neticede Esad, şu anda Moskova’da” yanıtını verdi.

İran’ın Esad rejimine desteğini neden kestiği yönündeki soru üzerine Fidan, “Bence İran da bütün seçenekleri yeniden hesapladı ve çok gerçekçi bir yaklaşım sergiledi” görüşünü paylaştı.

Gazze’de ateşkes ve Tel Aviv-Tahran gerilimi 

Gazze’de yakın vadede bir ateşkes ihtimalinin gerçekçi olup olmadığının sorulması üzerine Fidan, şunları kaydetti:

Bugünlerde konuştuğum tüm ilgili aktörler daha iyimser, biz de daha iyimseriz ancak bu bir temenniye mi yoksa bir gerçekliğe mi dayanıyor, tam emin değilim. Şimdi İsrail’in ve Hamas’ın, her iki tarafın çözüme yakınlaşmakta oldukları bir dereceye kadar doğru ancak buna ne kadar yakınlar? Aradaki uçurumu gerçekten kapatabilecek denli yakınlar mı? Ateşkesi bu kez sağlayabilecekler mi? Yakında hep beraber göreceğiz.

Hamas’ın da buna yakınlaşıp yakınlaşmadığı sorusu üzerine Fidan, Hamas’ın da buna yakınlaştığını söyledi.

“İsrail ile İran arasında bir savaş çıkmasından endişe duyuyor musunuz?” sorusuna Bakan Fidan, “Çok” cevabını verdi.

Bunun nedeninin sorulması üzerine Fidan, her ne sebeple olursa olsun, böyle bir şeyin olabileceğini, böyle bir ihtimalin bulunduğunu dile getirdi.

Fidan, “Bildiğim tek şey, İranlıların böyle bir savaş istemediği. Büyük çatışma olsun istemiyorlar. Biliyorsunuz, İranlı dostlarımızla görüşüyoruz. O görüşmelerde onlardan doğrudan aldığım bilgiler bu yönde” diye konuştu.