Gazeteci Abdurrahman Gök’ün mesleki faaliyetleri ve itirafçı Ümit Akbıyık’ın beyanları gerekçe gösterilerek “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla yargılandığı davanın 9’uncu duruşması Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Gök ile avukatları Resul Tamur ve Mehmet Emin Aktar duruşmada hazır bulundu.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) temsilcileri duruşmayı takip etti.
Gök, “K8Ç4B3L1T5” adlı gizli tanık ifadeleriyle hazırlanan ve bu dosyayla birleştirilen iddianameye karşı savunma yaptı.
Şu ana kadar hem gizli tanık hem de açık tanıklarla işin dönüp dolaşıp Kemal Kurkut’un fotoğraflarını çekmesine geldiğini söyleyen Gök, bu nedenle yargılama nedeninin Kemal Kurkut’un fotoğrafını çekmesi olduğunu belirtti.
Bütün tanıkların bu noktaya dayanmasıyla, emniyetin hazırladığı “şablon ifadelerin” iddianameye dönüştüğünü dile getiren Gök, “Bu mahkemede Dicle Müftüoğlu arkadaşım yargılandı. Orada geçen gizli tanık benzer ifadeleri Müftüoğlu için kullanmıştı, beraat etti. Gazeteci Sedat Yılmaz içinde benzer ifadeler verilmiş ve beraat etmişti. Gazetecilik mesleği dışında bir meslekle uğraşmadım. Gazeteci meslek örgütleri dışında hiçbir yere üyeliğim yok. Söylenen her şey yalan. Tanık silsilesiyle karşı karşıyayım. Bunun sonucunda yıllardır yurt dışı yasağıyla yargılanıyorum. Gizli tanığın gazetecilik yaptığım dışındaki söylemleri dışında söylediği doğru bir şey yoktur. Yeni işe başlayan gazetecilere eğitim verdiğim söyleniyor. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin düzenlediği atölyelerde, deneyimlerimi, birikimimi mesleğe yeni başlayanlarla paylaşıyorum. Bunun duyurusu yapılıyor, bunun sonucunda bu insanlar bu atölyelere katılıyor” ifadelerini kullandı.
Gök, hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılarak beraatini talep etti.
Gizli tanık beyanı
Ardından, “K8Ç4B3L1T5” kod adlı gizli tanığın beyanları alındı. Gök’ün Mezopotamya Ajansı’nda (MA) yönetici olarak çalıştığı, Suriye’ye giderek örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda haber yaptığını iddia etti. Gizli tanık, Gök’ün örgüt lehine haber yaptığını iddia ederek, bunun dışında bir bilgisi olmadığını söyledi.
Gizli tanığın beyanlarına karşı söz alan Gök, en son 2017’de Suriye’ye gittiğini ve Mezopotamya Ajansı’nın 2018’de açılan bir ajans olduğunu hatırlattı. Bu anlamda tanığın beyanlarının doğru olmadığını ifade eden Gök, “Google benim adımı yazan herkes yaptığım haberli görür. Bu gizli bir şey değildir. Çatışmalı alan gazeteciliği yapan bir gazeteciyim. O yüzden yurt dışı yasağının ikinci bir cezalandırmaya dönüştüğünü söylüyorum. Burada suç teşkil eden bir şey yok” diye konuştu.
‘Teşhis tutanakları dosya arasına alınsın’
Gök’ün Kurkut’un haberini yapması sonrası emniyetin hedefi haline geldiğine dikkat çeken avukat Mehmet Emin Aktar, müvekkilinin adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını istedi. Avukat Resul Tamur ise, gizli tanığın yaptığı teşhis tutanaklarının dosyaya alınması durumunda, Gök hakkındaki iddiaların asılsız olduğunun ortaya çıkacağına dikkat çekti. Adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını isteyen Tamur, beraat talebinde bulundu.
İddia makamı adli kontrol tedbirinin devamına karar verilmesini ve eksik hususların giderilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, yurt dışına çıkış yönündeki adli kontrol tedbirinin devamına ve gizli tanığın teşhis tutanaklarının dosya arasına alınmasına yönelik talebin reddine karar verdi. Bir sonraki duruşma 26 Şubat 2026’da görülecek.(MA)




