Can TV programcısı Gazeteci Ezgi Soysal, İstanbul’un Ataşehir ilçesinde bulunan evine giderken, evinin sokağında komşusu olan bir ailenin saldırısına uğradı. Dün akşam saatlerinde 3 erkek, 4 kadın ve 3 çocuğun saldırısına uğrayan Ezgi Soysal, saldıranlar hakkında şikayette bulundu.
MA’ya konuşan Ezgi Soysal, yaşadıkları mahallede etrafı kirlettikleri ve rahatsızlık verdikleri için haklarında şikayetçi olduğu ailenin saldırısına uğradığını söyledi.
Ezgi Soysal’ın Ocak ayından bu yana sistematik olarak bu ailenin saldırısına uğradığı yaptığı suç duyurularıyla ortaya çıktı. Ancak saldırganlar hakkında yapılan şikayetlerin dikkate alınmadığı öğrenildi.
Evinin sokağında aynı aileden 10 kişinin saldırısına uğrayan Ezgi Soysal, yaşadıklarını anlattı.
Yaklaşık 3, 4 yıldır yaşadığı Ataşehir’de yan binalarında oturan kişiler tarafından sürekli rahatsız edildiğini belirten Ezgi Soysal, “Yaşadığım çevreyi de kirletiyorlar bununla alakalı şikayetlerimi de gerekli yerlere yapmıştım, CİMER’e de belediyeye de. Ama hiçbir önlem alınmadı. Daha sonra benim burada aracıma da zarar verdiler. Bununla ilgili o kişilere uyarılarda bulundum. Ama yine aynı tavırları sergilediler” dedi.
‘Babama adeta pusu kurdular’
Geçtiğimiz Ocak ayında 3 kadının kendisine saldırdığını vurgulayan Ezgi Soysal, “3 kadın birden bana saldırdı. O saldırıda benim parmağım kırıldı, vücudumda yaralar vardı, doku kayıpları oluştu. Nisan ayında ise babama adeta pusu kurarcasına durakta, ‘Senin kafanı kopartırız’ ifadelerini kullandılar. Babam otobüse binerken çocuğunun yanında ona saldırdılar. Babamın gözünde ve burnun da morluklar oluştu” ifadelerini kullandı.
10 kişi saldırdı
Ezgi Soysal, dün yaşananları ise şöyle anlattı:
“Dün ise 28 Ekim günü ben evime gelmek için sokağıma girerken, benim sağ tarafımdan bir kişi arabanın arkasından aniden karşıma çıktı. Ben yoluma devam ederek birkaç adım ilerlerken, sokakta o kişilerin dairelerinin ışığının açık olduğunu ve perdenin arkasından birbirleriyle bakıştıklarını fark ettim. Zaten ben sokağa girdiğimde sürekli bu insanların tehditlerine maruz kalıyorum. O gün de yürümeye devam ettim. Fakat onlardan bir kişi karışma aniden çıktı. Yine bana ağza alınmayacak küfürler etti. Ben bir iki adım daha yoluma devam edeyim derken, sırtım dönükken bana arkadan saldırdı ve yere düştüm. Yere düştüğüm esnada darp edildim ve karşılıklı bir boğuşma hali oluştu. Bir süre sonra bana saldıran kişinin yakını olduğunu bildiğim kişiler, aşağı indiler. Kadın, erkek çocuklar… Büyükler 7 kişiydi, çocuklarla birlikte toplamda 10 kişi beni aralarına aldılar.”
‘Özellikle kafama, vücuduma tekme attılar’
10 kişinin “öldürmek maksadıyla” kendisine saldırdığını vurgulayan Ezgi Soysal, “Beni öldürmek maksadıyla özellikle kafama, vücuduma tekmeler attılar. Bunu yapanlar içerisinde erkekler de vardı. O esnada yoldan geçenler yetişmeseydi şayet beni orada öldüreceklerdi. Bunu çok net söyleyebilirim. Çünkü ben kendimi ne kadar sıyırmaya çalışsam da sıyıramadım yerdeydim ve kalkacak bir durumum yoktu. Çünkü her tarafımı sarmışlardı” diye konuştu.
‘Saldıranlar hakkında işlem yapılmadı’
Ocak ayından bu yana sürekli taciz, tehdit, şiddete dair şikayetlerde bulunduğunu dile getiren Ezgi Soysal, “Ama üzerinden 10 ay geçmiş halen iddianame hazır değil. Ve bugün yine saldırıya maruz kaldım, ölümden döndüm. Birileri yardıma gelmeseydi bugün ölmüş olacaktım. Ne önlem alındı ne benim şikayetlerim bir karşılık buldu. 27 Ekim’de 2 kere İçerenköy karakoluna gittim. Ama kapıdan döndürüldüm. ‘Savcılığa gidip şikayet edin, daha iyi olur’ bahaneleriyle beni karakoldan gönderdiler. 28 Ekim günü ben evime gelirken pusuya düşürüldüm. Organize bir şekilde bana saldırdılar. Bununla ilgili de şikayette bulundum. Ama bu kişilere dair bir gözaltı, bir ifade alma işlemi yapılmadı. Halen daha yapılmış değil. Ben bu durumdan da şikayetçiyim” dedi.
‘Adalet arıyorum’
Ezgi Soysal, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu duyarsızlık ve adaletin sağlanmaması yüzünden ben canımdan olacaktım. Burada ne benim ne babamın can güvenliği yok. Bu insanlar nereden güç alıyor bilmiyorum. Gece gündüz plan yapıp benim eve giriş saatimi gözleyip beni o yolda pusuya düşürdüler. Ama yargının bu denli yavaş işlememesi gerekiyor. Binlerce insan bu yüzden ölüyor. Bunca suç kaydı olan insanlar, sokakta olduğu için bu kadar sorun yaşanıyor dışarıda. Ben de medya çalışanıyım ve adalet arıyorum ne yazık ki. Sokaklar güvensiz adalet zamanında işletilmiyor suç kaydı olan insanlar sokaklarda rahatça geziyor bundan cesaret alan böyle pervasız insanlar da tıpkı Gazeteci Hakan Tosun’a yapılan o saldırı gibi sokak ortasında pusu kurarak öldürme amaçlı saldırı gerçekleştirebiliyorlar, tıpkı Hakan gibi benim de kafamı hedef alarak tekmeler atıldı kadın erkek çocuk hepsi tarafından, eğer birileri yetişmeseydi ben de bugün aranızda olmayacaktım, Hakan Tosun bu cezasızlık politikasından güç alanlar tarafından sokak ortasında katledildi ona yardım eden kimse olmadı ne yazık ki.”




