Tigris Gazetesi Haber Yayın Koordinatörü ve yazarı Naci Sapan’ın, “Kayyumlar, kayyumcuklar!” başlıklı köşe yazısı nedeniyle “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret” iddiasıyla yeniden yargılandığı davanın 3’üncü duruşması Diyarbakır 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmayı Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ve Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC) de izledi.
Savcı, Naci Sapan’ın “hakaret” suçundan cezalandırılması yönündeki mütalaasını tekrar etti.
‘Böyle bir cezanın verilmesi benim için onurdur’
Esasa karşı savunma yapan Sapan, daha önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, “Söyleyeceğim bir şey yok. Gazetecilik yaptım. Kamu yararı için gazetecilik görevimi yaptım. Hakaret veya iftira gibi bir kastım yoktu. Bu görevimi yaparken, bu görevi yaptığım için böyle bir cezanın verilmesi benim için onurdur” dedi.
Avukat Sertaç Eke ise bu davanın ifade ve basın özgürlüğünü tartışmalı bir noktaya getirdiğini belirterek, “Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle açılan davalar, gazeteciler üzerinde caydırıcı etki yaratıyor. Gazetecilerin bu davaların gündeme getirmekten çekiniyor ve kendisine otosansür uyguluyor” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ifade özgürlüğü noktasında verdiği kararları mahkemeye sunan Eke, müvekkilin dava konusu haberde ifade ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde hareket ettiğini belirterek, beraatını istedi.
Savunmanın ardından kararını açıklayan mahkeme, Sapan’ın hakkında 9 bin 440 TL adli para cezası vererek, cezayı erteledi.
‘Basın susturulamaz, gazetecilik yargılanamaz’
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’ndan konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada,
50 yılını gazeteciliğe emek vererek geçiren meslek büyüğümüz Naci Sapan’a verilen bu ceza, anayasal bir hak olan basın özgürlüğü ile düşünce ve ifade hürriyetine ağır bir darbedir. Bu cezayı Türkiye’deki özgürlükler açısından da endişe verici bulduğumuzu belirtiyoruz.
Bizler, hür bir irade ve temiz bir vicdanla halkın haber alma özgürlüğü için mücadele eden gazeteciler olarak Naci Sapan’ın duruşmada söylediği, “Halkın haklarını savunduğum için verilecek bir ceza benim için onur madalyasıdır” sözlerinin altına imzamızı atıyoruz.
Gazetecilerin yazdıkları yazılar nedeniyle cezalandırılması, halkın haber alma hakkına ve demokrasinin temel değerlerine ağır bir darbe vurmaktadır.
Naci Sapan’ın kaleme aldığı yazı, kamuoyunu bilgilendirme ve eleştiri hakkı çerçevesinde değerlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki; basın özgürlüğü sadece gazetecilerin değil, toplumun tamamının özgürlüğüdür.
GGC olarak, meslek büyüğümüz Naci Sapan’ın yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyor ve bu tür yargılama ve cezaların bizleri susturmayacağını, bilakis basın özgürlüğü konusunda daha da kamçılayacağını ifade ediyoruz.
Tüm yetkilileri, ifade özgürlüğünü koruyan bir yaklaşım benimsemeye ve gazeteciliği suç saymaktan vazgeçmeye çağırıyoruz! Basın susturulamaz, gazetecilik yargılanamaz!”
Gazeteci Yelda Çiçek’in yeniden yargılandığı dava görüldü
Bu arada Diyarbakır’da belediyelere kayyım atanmasına karşı 21 Ağustos 2019 tarihinde düzenlenen protestolara ilişkin haber takibi yaparken gözaltına alınan gazeteci Yelda Çiçek’e “20911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet Etmek” iddiasıyla verilen cezada Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal kararı vermesi üzerine yeniden yargılama yapıldı. Diyarbakır 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, gazeteci Yelda Çiçek ile avukatı Burhan Arta hazır bulundu. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) üyeleri de duruşmayı takip etti.
Duruşmada savunma yapan Yelda Çiçek, haber takibi sırasında basın kartını göstermesine rağmen gözaltına alındığını belirtti. Şiddete maruz kalarak gözaltına alındığını dile getiren Yelda Çiçek, “Bu ilk değil gazeteciler sahada hala işkenceyle gözaltına alınıyor” diyerek, beraatını talep etti. Müvekkilinin sözlerine iştirak ettiğini belirten avukatı Burhan Arta da, beraat talebinde bulundu.
Mahkeme, alınmayanların ifadeler gerekçesiyle avukata gelecek celseye kadar süre vererek, duruşmayı 27 Mayıs’a erteledi.
Dava hakkında
Diyarbakır’da , belediyelere kayyım atanmasına karşı 21 Ağustos 2019’da düzenlenen protestolara ilişkin haber takibi yaparken gözaltına alınan gazeteci Yelda Çiçek hakkında, “20911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmekten” iddianame hazırlandı. İddianameyi kabul eden Diyarbakır 4’üncü Asliye Ceza Hakimliği, 22 Eylül 2021’de görülen karar duruşmasında 5 ay hapis cezası verdi. Hakimlik, kararın hükmünün açıklanmasını ise geriye bırakılmasına karar vererek, cezayı erteledi. Yelda Çiçek’in avukatı karara itiraz etti. Diyarbakır 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi ise yapılan itirazı reddetti.
Bunun üzerine Yelda Çiçek avukatı aracılığıyla, “Basın ve ifade özgürlüğü ihlal edildiği” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. “Muhammet Yavuz Aktepe ve Diğerleri Başvurusu” başlığıyla kararını açıklayan AYM, Yelda Çiçek ve diğer başvurucuların adli yardım taleplerinin kabulüne karar verdi. Anayasa’nın 36’ncı Maddesi’nde güvence altına alınan “adil yargılanma hakkı” ihlaline karar veren AYM, “Kararın bir örneğinin adil yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere belirtilen mahkemelere gönderilmesine” karar verdi.
