İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik “İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü” soruşturması kapsamında gazeteciler Ruşen Çakır, Batuhan Çolak, Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan, Soner Yalçın ve Aslı Aydıntaşbaş’ın ifadeleri alınacak. Sabah saatlerinde Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan, Batuhan Çolak ve Soner Yalçın evlerinden alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü; öğle saatlerinde ise Ruşen Çakır ifadeye çağrıldı. Gazeteciler arasında yalnızca ABD’de bulunduğu belirtilen Aslı Aydıntaşbaş’ın ifadesi alınmadı.
Savcılık, gazetecilerin “yalan bilgiyi alenen yayma” ve “suç örgütüne yardım etme” suçlamalarıyla ifadeye çağrıldığını açıkladı. Soruşturma, Akşam gazetesinde yer alan ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun’un bazı gazetecileri finanse ettiği iddialarının ardından başlatılmıştı.
Sabah erken saatlerde başlatılan ve altı gazetecinin ifadeye götürüldüğü operasyon, basın meslek örgütleri ile siyasi partilerden tepki gördü.
ÇGD: Basın mensuplarına gözdağı niteliğindedir
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün yine meslektaşlarımız sabahın erken saatlerinde evlerinden gözaltına alınarak emniyete götürüldüler. Haklarında açılan binlerce soruşturma örneğinde olduğu gibi gazeteciler çağrıldıkları zaman ifadeye gitmektedir. Bu uygulamalar, sadece bugün gözaltına alınan meslektaşlarımızı değil, gazetecilik mesleğini yıpratmayı amaçlamakta, tüm basın mensuplarına gözdağı niteliğindedir. Son dönemde artan ‘fiili gözaltı’ denilen bu uygulamalara son verilmelidir.”
DEM Parti: Basını dizayn etme çabasından vazgeçilmeli
Konuya ilişkin açıklama yapan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) de şu ifadelere yer verdi:
“Gazetecilerin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sabah saatlerinde ifadeye çağrılması, basına yönelik devam eden baskıların son halkasıdır.
DEM Parti olarak medyaya yönelik bu baskıların dün olduğu gibi bugün de karşısındayız.
Son dönemlerde özellikle İstanbul’daki yargı çevrelerinde görülen bu anlayıştan, basını dizayn etme çabasından artık vazgeçilmelidir.
Bu ülkenin ihtiyacı daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve barıştır.”
Bakırhan: Baskılara karşı dayanışma içinde olacağız
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise sosyal medya hesabından operasyona tepki göstererek, şunları kaydetti:
“İstanbul’da 6 gazetecinin İmamoğlu soruşturması kapsamında ifadesi alınmak üzere gözaltına alınması, hukukun değil siyasetin talimatıyla hareket edildiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Gözaltına almanın, gözdağı vermenin yeni adı “ifade verme” olmuş. Bu kabul edilemez.
Gazeteciler halkın haber alma hakkını savunur, gerçekleri ortaya koyar. Gazeteciliği suç sayan bu anlayış, hem basın özgürlüğüne hem de demokratik değerlere açık bir saldırıdır.
Basın özgürlüğü demokrasinin nefesidir. Halkın haber alma hakkını ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Basına yönelik bu hukuksuz baskılara karşı dayanışma içinde olacağız. “
CHP’den tepki: Basına yönelik cadı avı sürüyor
CHP Halkla İlişkiler ve Medyayla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, gazetecilere yönelik sabah operasyonuna tepki gösterdi.
Bulut, X hesabında şu ifadeleri kullandı:
“Gazeteciler Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Batuhan Çolak sabahın erken saatlerinde yapılan bir operasyonla, polisler eşliğinde ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü.
Madem gözaltı yok, sabahın köründe polislerin evlerinde ne işi var? Telefonlarına neden el konuldu?
Gazeteciler emniyete davet edilemez miydi?
Bu “fiili gözaltı” bütün bir muhalefeti, özgür basını sindirmeye, susturmaya yönelik açık bir gözdağıdır. Türkiye’de basın üzerindeki bu sistematik baskı, artık bir cadı avına dönüşmüştür.”




