Gazze ‘Ortadoğu’nun Rivierası’ olur mu?
Yıldız Önen 12 Şubat 2025

Gazze ‘Ortadoğu’nun Rivierası’ olur mu?

4 Şubat, Salı günü İsrail Başbakanı Netanyahu ile ortak bir toplantı düzenleyen Amerika Başkanı Trump, Gazze Şeridi’nin ABD tarafından ilhak edilmesi çağrısında bulundu. Trump, Gazze Şeridi’nin “orada sefil bir yaşam süren aynı insanlar tarafından yeniden inşa ve işgal sürecinden geçmemesi gerektiğini” söyledi. Trump “diğer ülkelere” “Gazze’de yaşayan 1,8 milyon Filistinlinin yerleşeceği çeşitli alanlar inşa etmeleri” çağrısında bulundu. Asker gönderme ile ilgili bir soruya da “Gerekirse bunu yaparız. Orayı devralacağız ve geliştireceğiz, binlerce ve binlerce istihdam yaratacağız.”

Trump, fütursuzca “Filistinliler ‘yıkılmış’ Gazze’de yaşayacak durumda değiller, başta Arap ülkeleri olmak üzere Filistin davasını destekleyen ülkeler bunları alsınlar, Arap dünyasının vereceği paralar ile Gazze’yi yeniden inşa edelim ve Ortadoğu’nun Rivierası yapalım” demiş oldu.

Trump, bu açıklaması ile başkan olduktan sonra yaptığı açıklamalarla dünyayı tehdit etmeye devam ediyor. Grönland’ı satın alma, Kanada’yı ilhak etme, Panama Kanalı’nı geri alma ve Meksika Körfezi’ni yeniden adlandırma açıklamalarından sonra Gazze’yi alma açıklaması geldi.

 İsrail hariç tüm ülkeler, Batı’daki müttefikleri de dahil olmak üzere, ABD’nin yerinden etme önerisine karşı çıktı.

İsrail başbakanı Netanyahu öneriyi destekleyerek, Trump’ın yaklaşımını kendi güvenlik politikalarına uygun buldu. Savunma Bakanı Israel Katz yaptığı açıklamada orduya Trump’ın planını hayata geçirmek üzere hazırlık yapma talimatı verdiğini söyledi.

Hamas, Filistin halkının topraklarından edilmesinin ve zorla başka ülkelere gönderilmesinin, 1948’deki Nakba olayının bir tekrarı olacağını belirtti.

Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap ülkeleri, Filistinlilere yönelik tehditler ve zorla göç ettirme planları karşısında net bir tavır aldılar. Trump’ın açıklamalarını kınayarak, bu tür bir çözümün Ortadoğu’daki barış çabalarına zarar vereceğini belirttiler.

Avrupa Birliği, Trump’ın açıklamalarına karşı net bir duruş sergileyerek, Filistinlilerin kendi topraklarında barış içinde yaşama haklarının desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Çin Dışişleri Bakanlığı, Gazze halkının zorla nakledilmesine karşı olduğunu ve tüm tarafların ateşkesi ve çatışma sonrası yönetimi Filistin meselesinin iki devletli çözüme dayalı siyasi bir çözüme kavuşturulması için bir fırsat olarak değerlendirmesini umduğunu belirtti.

Trump’ın planı, son yıllardaki Amerika başkanlarının açıklamalarına yüzde yüz ters bir açıklama.

Gazze’nin Riviera yapılması planı, ABD’nin son 20 yılda Orta Doğu’daki en büyük askeri ve mali taahhüdü. Amerika, en son 2003’te Ortadoğu’da Irak işgali ile bu büyüklükte bir girişim başlatmıştı. Afganistan ve Irak yenilgilerinden sonra Amerika’nın bir kez daha kara harekâtı yapması beklenmiyordu. 2008’den beri tüm başkanlar savaşlardan kaçındıklarını söylediler. Özellikle Trump, hem ilk döneminde hem seçim kampanyasında savaşları bitireceği ve askerleri eve getireceği sözünü vermişti.

Son 20 yılın dış siyasetine aykırı bir açıklama olan bu planın nasıl uygulanabileceği de büyük bir soru. Amerika’da açıklama yapan uzmanlar bunun ne ekonomik ne askeri olarak mümkün olmadığını söylüyor. Filistin meseleleri üzerine çalışan İsrailli analist Michael Milshtein; Ürdünlü, Mısırlı, Körfez Arapları ve Filistinli meslektaşlarıyla yaptığı görüşmelerde “kimse bu anlaşmayı tartışmak bile istemiyor, çünkü Hamas Gazze’yi boşaltmayacak ve Filistinlileri kabul etmeye istekli tek bir Arap ülkesi ya da lideri bulunmuyor” dedi.

Bu plan, Netanyahu ve hükümetinin ateşkesi bozması için elini güçlendiriyor.

Plana en çok sahip çıkanlar tabi ki Siyonist, aşırı sağcı İsrailli siyasetçiler oldular. Ateşkes yüzünden Netanyahu’nun iktidardaki koalisyonunu “dağıtmakla” tehdit eden Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, X’te Trump’a şunları yazdı “Birlikte dünyayı yeniden büyük yapacağız.”

Planın Netanyahu, hükümeti ve Siyonist çevreler tarafından bu kadar çabuk sahiplenilmesi gösteriyor ki Trump bu kararı almakla, bölgede İsrail’in yeni katliamlarına kılıf hazırlıyor. Gazze nüfusunu 2,2 milyondan 1,8 milyona düşüren, Gazze’yi yakılmış, yıkılmış bir bölgeye çeviren, yüzbinlerce kişinin katili Netanyahu hükümeti için düşünülmüş bir plan bu.

19 Ocak’ta yürürlüğe giren 45 günlük ateşkesin ikinci aşamasında Netanyahu’nun elini güçlendiren, ateşkesi kolaylıkla bozmasını sağlayacak bir plan.

Ateşkes anlaşmasının şartlarına göre Hamas, birinci aşamada yüzlerce Filistinli mahkûmun karşılığında 33 rehineyi serbest bırakacaktı, bu süreç devam ediyor. Ayrıntıları üzerinde hala anlaşma sağlanamamış olan ikinci aşamada ise İsrail yüzlerce Filistinli mahkûmu serbest bırakacak, askeri güçlerini Gazze’den tamamen çekecek, karşılığında Hamas hayatta kalan tüm rehineleri serbest bırakacak.

Tüm açıklamaları okurken fark ettiğimiz eksik olan da bu: Trump ve Netanyahu ikinci aşama için ne konuştular, anlaşma şartlarını yerine getirmeye razılar mı?

Obama ve Biden döneminde Orta Doğu politikaları danışmanlığı yapan uzman Andrew Miller, “ABD’nin Gazze’yi ele geçirme tartışmaları, toplantıdan çıkan asıl önemli konuyu gözden kaçırmamıza neden oluyor” dedi.  Netanyahu, geçen ay yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını uzatması yönünde herhangi bir kamuoyu baskısıyla karşılaşmadı ve bu da ona nasıl ilerleyeceği konusunda geniş bir hareket alanı sağladı diyen Miller, “Eğer İsrail ile ABD arasında en ufak bir görüş ayrılığı olmadığını gösteren bir kanıt varsa, işte bu görüşme tam olarak oydu” ifadelerini kullandı.

İsrail hükümetinin, bütün dünyadaki Filistin’le dayanışan hareketlerin baskısı ve kendi iç kamuoyunda “rehineleri kurtarma” talebi nedeniyle razı olduğu ateşkesi en ufak bir bahane ile bozabileceği ortada. Trump’ın Gazze planı, katil, soykırımcı Netanyahu hükümetine yeni bir ufuk açıyor. Artık soykırımına “Gazze’yi modernleştirmek” kılıfıyla ve ABD desteği ile devam edebilir.

İsrail ve dünyadaki aşırı sağcı politikacılar dışında pek çok ülke ve uluslararası kuruluş, planın açık bir tehcir ve insan hakları ihlali olduğunu söyledi.

Aylardır Gazze soykırımını protesto eden Filistin’le dayanışma platformları bu planı durdurmak için seferber olacaklarını duyurdular.

Trump Netanyahu görüşmesini protesto eden Amerikalı göstericiler Gazze planına karşı olduklarını sloganlarla gösterdiler. Beyaz Saray’ın önünde Trump’ı “Filistin’in satılık olmadığı” konusunda uyardılar.

Gazze halkının tüm dünyaya net bir mesaj veriyor: “Buradan ayrılmayacağız. Nakba’yı tekrarlamayacağız. Hiribya’yı terk ettiğimiz gibi Gazze’yi de terk etmeyeceğiz. Bu kez, bedeli ne olursa olsun kalacağız.”

Filistin’le dayanışmak isteyenlerin önünde çok önemli bir görev var: Ateşkes antlaşmasına İsrail’in uymasını, 4 Mart’tan itibaren Gazze’den tamamen çekilmesini sağlamak.

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.