Gazzeli Maha: O sese asla alışamıyorsunuz
Sevda Çetinkaya 25 Ağustos 2025

Gazzeli Maha: O sese asla alışamıyorsunuz

“Tek bir düğmeye basarak, bir asker hayatınızı sonlandırabilir… O sese asla alışamıyorsunuz.”

Bu cümleler, Gazze’de İsrail’in insansız hava araçlarının gölgesindeki yaşamlarını, Al Jazeera English’in hazırladığı haber belgeselde anlatan Maha Hussaini’ye ait.*

Gazze’de gökyüzüne artık mavi değil, dronların rengi hakim. İnsansız hava araçlarının hiç durmayan mekanik vızıltısı, yalnızca teknolojik bir aygıtın sesi değil. Ölümün her an her yerden gelebileceğinin; bu ölümü getirecek düğmeye basmaya hazır bir parmağın gölgesini hatırlatıyor. Gazzelilerin yaşamı, görünmeyen bir askerin parmağının ucundaki düğmenin insafına kalmış.

Bu sadece askeri bir strateji değil; psikolojik savaşın da en rafine, en acımasız biçimi. Dronlar gökyüzünde dolaşırken, çoğu zaman füze bırakmasa bile, varlıklarıyla Gazzelilerin zihnine ve bedenine çöküyor. Geceleri uykularına sızıyor, gündüzleri çocukların oyunlarını yarıda bıraktırıyor, annelerin kalbine taş gibi oturuyor. Ölümün kendisi kadar, ölüm ihtimalinin her an hissedilmesi, bir işkenceye dönüşüyor.

Yalnızca bir bombanın patlaması değil, bombanın patlayabileceği ihtimalinin sürekli canlı tutulması… Dronların sesi bir makinenin gürültüsü değil; kolektif bir travmanın fon müziği. Gazze’de insanlar, “yaşamak” ile “öldürülmeyi beklemek” arasında askıya alınmış bir halde tutuluyor.

‘İsrail’de üretildi Filistin’de test edildi’

Ama hikâye burada bitmiyor. Çünkü bu gözetim ve infaz teknolojileri, aynı zamanda küresel bir pazarın parçası. Al Jazeera’nın belgelerine yansıyan ifadeyle: “İsrail’de üretildi, Filistin’de test edildi (Made in Israel, tested in Palestine).” Gazze, savaş endüstrisinin laboratuvarına dönüştürülmüş durumda.

The Palestine Laboratory” belgeseli, işgalin nasıl bir test sahasına çevrildiğini de gözler önüne seriyor: Gözetleme sistemlerinden insansız hava araçlarına, yapay zeka destekli hedefleme programlarına kadar bütün ürünler önce Gazze’nin sokaklarında deneniyor; ardından dünya piyasalarına “savaşta onaylı” etiketiyle sürülüyor.

Gazze yalnızca bir kuşatma coğrafyası değil; aynı zamanda küresel savaş ticaretinin karanlık vitrini.

Soykırımın küresel ekonomisi

BM Özel Raportörü Francesca Albanese’in 3 Temmuz 2025’te BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunduğu “From Occupation Economy to Genocide Economy” (İşgal Ekonomisinden Soykırım Ekonomisine) başlıklı rapor, bu tabloyu çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Albanese, İsrail’in Filistin topraklarını yalnızca askeri değil, aynı zamanda ekonomik bir sömürü alanına dönüştürdüğünü vurguluyor. Rapora göre:

Kaynakların gaspı: Filistinlilerin toprakları, suyu, tarım arazileri ve doğal kaynakları sistematik biçimde el konularak İsrail’in kontrolüne geçiriliyor.

Ekonomik bağımlılık: Filistin ekonomisi, İsrail’in dayattığı izinler, geçiş noktaları ve ithalat-ihracat kısıtlamalarıyla işlevsiz hale getiriliyor.

Soykırım ekonomisi: 7 Ekim sonrası saldırılar, yalnızca askeri yıkım değil; Filistin’in toplumsal, kültürel ve ekonomik altyapısının bilinçli olarak imha edilmesi anlamına geliyor. Albanese, bu durumu “yavaş ilerleyen bir soykırımın ekonomik boyutu” olarak nitelendiriyor.

Silah sanayii ile bağlantı: İsrail’in Gazze’de uyguladığı kuşatma, aynı zamanda yeni silahların ve gözetim teknolojilerinin “canlı pazarlama” sahası işlevi görüyor.

Bu raporun en sarsıcı vurgularından biri şu: Gazze’deki yıkım, sadece Filistinlilerin hayatlarını hedef almıyor; aynı zamanda kar düzenekleri üzerinden küresel savaş ekonomisine entegre ediliyor.

Silah ve teknoloji devlerinden tarım ve enerji sektörüne

Lockheed Martin, Elbit Systems, Leonardo gibi savunma şirketleri; Amazon, Google, Microsoft, IBM, Palantir gibi teknoloji devleri; Caterpillar, Volvo ve Hyundai gibi inşaat ekipmanı üreticileri; BNP Paribas, Barclays, BlackRock gibi finans kuruluşları, Gazze ve Batı Şeria’daki yıkım ve yerleşim politikalarına altyapı sağlıyor, gözetim sistemleri kuruyor.

Bunun adı ‘Gazzeleştirme’:

Kuşat, yerinden et, aç ve susuz bırak, ölmeyenleri gözetim altında yaşat.

Gazzeleştirme; bir bölgenin sistematik abluka altına alınması, askeri kuşatma ile altyapısının çöktürülmesi, sivillere yönelik sürekli şiddet ve uluslararası hukukun askıya alındığı bir çatışma coğrafyasına dönüştürülmesi.

Bölgedeki insan hakları örgütleri, benzer bir planın Batı Şeria için de usul usul devreye sokulduğu uyarısı yapıyor.

Bu durdurulmazsa, bütün bir coğrafyanın Gazzeleşmeyeceğini kim garanti edebilir?

Bölge halklarının, barışı garanti edecek, soykırıma ve her türlü ırkçılığa, ayrımcılığa karşı çoğulcu ve demokratik rejimlerin kurulmasına ve güç kazanmasına ihtiyacı var…

Maha Hussaini’nin sözleriyle: “O sese asla alışılmıyor.”

Alışılmaz…

Ama insan en ağır kuşatmada bile yaşamak için direnen bir varlık ve o sese alışmayı reddediyor.

*“Business of War” 3. bölüm

https://x.com/AJEnglish/status/1959254300825358357?t=eNIOic89E7v1nXR-soRs4w&s=08

 

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.