Geçici Şam Yönetimi Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı’ndan sorumlu bir kaynak, SDG liderliğinin Geçici Şam Yönetimi’yle diyaloğun sürdüğüne dair açıklamalarına rağmen, bu temasların somut sonuçlar üretmediğini” belirterek, SDG’nin “fiilî bir durgunluk ve uygulamaya geçme yönünde gerçek bir iradenin yokluğu ortamında, daha çok medya amaçlı ve siyasi baskıları hafifletmeye yönelik” davrandığını öne sürdü.
Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’ya konuşan yetkili, SDG’nin adem-i merkeziyetçilik önerisinin “idarî bir çerçevenin ötesine geçerek devletin birliğini tehdit ettiğini” savundu.
Açıklamada, görüşlerde yakınlaşma olduğu yönündeki söylemlerin, açık ve bağlayıcı resmi anlaşmalara ve belirlenmiş zaman çizelgelerine sahip uygulama mekanizmalarına dönüşmediği sürece somut bir değer taşımadığı ileri sürüldü.
Entegrasyona dair söylemlerin, “şimdiye kadar net uygulama adımları ya da açık bir zaman takvimi içermeyen teorik açıklamalarla sınırlı kaldığını” belirten yetkili, bu durumun 10 Mart Anlaşması’na bağlılık konusunda soru işaretleri yarattığını ifade etti.
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi dün, Şam ile diyaloğun sürdüğünü ve Türkiye’de özellikle hükümete yakın medyada 31 Aralık’ta sona ereceği belirtilen 10 Mart Mutabakatı’nın sona ermesi noktasında bir zaman belirlenmediğini açıklamıştı.
Abdi ayrıca, Suriye’nin geleceğine ilişkin görüşlerinin adem-i merkeziyetçilik esasına dayandığını vurgulamıştı.
Yetkili, SDG’nin adem-i merkeziyetçilik yaklaşımının “idarî çerçevenin ötesine geçerek siyasi ve güvenlik boyutları olan bir yapıya” evrildiğini, bunun da “devletin birliğini tehdit ederek fiilî durumlara dayalı yapıları kalıcı hâle getirdiğini” savundu.
Yetkili ayrıca, sınır kapıları ve sınır hatları üzerindeki tek taraflı kontrolün sürdürülmesi ve bunların müzakere aracı olarak kullanılması yaklaşımının da ulusal egemenlik ilkeleriyle “açıkça çeliştiğini” öne sürdü.
Kaynak, resmi anlaşmalar ve belirli bir uygulama takvimi olmadan “görüşlerin yakınlaşması” hakkında konuşmanın “değersiz” olduğunu ifade etti.




