• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Grup Yorum üyeleri kuyu tipinde: ‘Güneş bile yasak, gülüm, güley, gülüm’

Grup Yorum üyeleri kuyu tipinde: ‘Güneş bile yasak, gülüm, güley, gülüm’

‘Eskisi gibi değil’ denilen Grup Yorum neden eskisi gibi değil? Sürekli eskiyle kıyaslanan Grup Yorum’un genç müzisyenlerinden Vedat Doğan kamuoyunda Grup Yorum’a dönük tartışmalara açıklık getiriyor…

Grup Yorum üyeleri kuyu tipinde: ‘Güneş bile yasak, gülüm, güley, gülüm’
  • Yayınlanma: 4 Ekim 2025 15:20

‘Kuyu tipi’ cezaevleri olarak bilinen yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında açlık grevleri devam ediyor.  Serkan Onur Yılmaz arkadaşlarının kuyu tipi cezaevinden sevk edilmesi için açlık grevini sürdürürken isteği dışında hastaneye kaldırıldı. İstanbul Barosu’nun başlattığı Adalet Nöbeti’ne mektup gönderen Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan da kuyu tipi cezaevinde “ışığın en az girdiği hücrelerde” kaldığını yazdı.

Avukatlardan Youtube programcılarına ve Grup Yorum üyesi pek çok müzisyene kadar ‘siyasi’ davalardan yargılanan çok geniş kesimden insan tutuklama kararları sonrası kendisini kuyu tipinde bulmaya başladı. Grup Yorum üyesi Vedat Doğan da onlardan biriydi; o artık dışarıda, ancak içerideki arkadaşlarının sesini duyurmaya çalışıyor. Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 178 gün açlık grevi yapmış olan Doğan adeta ‘ölüm sınırına’ geldiğinde ‘kuyu tipi’nden çıkabilmiş. Aslında zurna çalıyor, ama cezaevine zurna sokmak da ‘yasak’ olduğu için tutuklu olduğu boyunca enstrümanını hiç çalamamış. Şimdilerde bağlama çalmayı öğreniyor, kendisi gibi genç Grup Yorum üyeleriyle birlikte Grup Yorum geleneğini sürdürmeye çabalıyor.

Bu röportajda sık sık “artık eskisi gibi değil” denilen Grup Yorum’un neden eskisi gibi olmadığını, genç Grup Yorum müzisyenlerinin müziklerini nasıl ve hangi koşullarda icra edebildiğini ve kuyu tipi hapishanelerde kalan Grup Yorum üyelerinin neden açlık grevi yaptığını Vedat Doğan ile konuştuk – bir de son dönemde sosyal medyada tartışma yaratan o Grup Yorum açıklamasını…

22 üyesi hapiste, peki Grup Yorum bitti mi?

Grup Yorum üzerine en çok sorulan sorulardan biri, “Artık Grup Yorum bitti mi?” sorusu. Sosyal medyada sıkça gündeme gelen bu tartışmayı sorduğum Doğan, net bir yanıt verdi:

“Grup Yorum faaliyetlerini sürdürüyor. Neredeyse her ay bir beste yayımlıyoruz. Uzun yıllardır konser veremediğimiz için insanlarda bir algı oluştu, ama hayır, Grup Yorum bitmedi, bitmez. Grup Yorum tek tek kişilerden ibaret değil ki; Grup Yorum halktır, susturulamaz diye boşuna söylemiyoruz. Çünkü Grup Yorum bir okuldur.”

Grup Yorum’un yeni müzisyenleri sürekli ‘eskiyle’ kıyaslanıyor. Bunun böyle olduğunun Doğan da farkında… “Ben yaklaşık üç yıldır grubun içindeyim ama kendi sanatımı icra edecek alan bulmakta zorlanıyorum” diyen Doğan bir şeyin daha altını çiziyor; evet Grup Yorum bugün eskisinden farklı, ama Grup Yorum’a dönük baskılar da eskisinden farklı:

“Geçmişe oranla baskılar çok yüksek. Sadece bugün 22 üyemiz hapiste. Biz dışarıdakiler sürekli bağlama, gitar, yan flüt çalışıyoruz, koro çalışmalarımız var. Ama sahneye çıkamıyoruz konserler yasak olduğu için. Yani geçmişe nazaran müzikal anlamda kendimizi geliştirme imkanlarımız çok kısıtlı. Hatta 9 yıldır Grup Yorum’da olup hiç sahneye çıkamayan arkadaşlarımız var.”

‘Belki eski Grup yorum kadar iyi olmadığımızı düşünebilirler ama…’

“Kendi yağımızda kavruluyoruz deriz ya, şu anda kendi kendimize ilerlemeye çalışıyoruz” diyen genç müzisyen, Grup Yorum’a dönük tartışma yürüten demokratik kesimlerin bir noktayı ısrarla atladığını düşünüyor:

“Gözaltında gitar çalanların parmakları özel olarak kırıldı. Solist arkadaşlarımızın kulak zarları patlatıldı. Mesleğimizi nitelikli şekilde yapamıyorsak bunun önündeki engellerin görülmesi gerekiyor.”

Bu şartlarda “halkın türkülerini söyleme amacında” olan genç Grup Yorum üyeleri konser yasaklarına karşı yaratıcı yöntemler geliştiriyor, müziklerini dinleyiciyle buluşturmak için her yolu deniyor. Hatta onlar için “bir köy pikniği” de bir konser sahnesi olabiliyor:

“Konser yasaklarına karşı alternatif olarak internet konserleri düzenliyoruz. Geçen ay da böyle bir konser yaptık. Düğünler, etkinlikler, bir köy pikniği de Grup Yorum’un sahnesidir. Konserleri yasaklayarak da müziğimizi halkla buluşturmanın önüne geçemediler. Bizim bir yerde türkülerimizi söylemek için adımızın geçmesine de ihtiyacımız yok. Etkinliklere adeta korsan giriş yaparak performans sergiliyoruz. Yani elimizden geleni en mükemmel şekilde yapmak için gerçekten azim gösteriyoruz. Birçok kesim belki eski Grup Yorum kadar iyi olmadığımızı düşünebilir. Ama ısrarcıyız, önemli olan bu ısrar.”

Açlık grevinde ölümle burun buruna

Grup Yorum’un üyeleri sadece konser yasaklarıyla değil, aynı zamanda ağır hapishane koşullarıyla da boğuşuyor:

“Hayal edin, 24 saat kapalı bir hücredesiniz. Güneş bile yasak. Her canlıya lazım olan bir şeyi elimizden alıyorlar. Bu hapishaneler Guantanamo tipi. Üç katlı, tekli hücrelerden oluşan, altı adımlık alanlarda, güneş görmeden, temiz hava almadan, sohbet etmeden yaşamak zorundasınız. Çok ağır bir işkence bu.”

“Bahattin Işık, Ali Aracı, Rezan Şengül, Cem Dursun, ben… Altı kişi kuyu tipi hapishanelere gönderildik. Hepimiz açlık grevi yaptık” diye ekledi Doğan. Her birinin açlık grevinin ortalama altı ay sürdüğünü anlattı: “Açlık grevleri sonucunda kuyu tipi hapishanelerden çıktık, bunun da başka bir yolu yoktu” diyen Doğan, Kırşehir Cezaevi’nde açlık grevine başladığında ‘ölümle burun buruna’ gelmiş:

“Neredeyse ölüm sınırına gelinceye kadar talebimizi kabul etmediler. En son yürüyemiyordum. Bilincim çok etkilenmişti, unutkanlık başlamıştı. Hepimizi bu hale getirdiler. Bizi orada tutamayacaklarını anladıklarında sevkimizi yaptılar.”

Kamuoyunda açlık grevine dönük tartışmalara geldiğimizde genç müzisyen hemen konuyu anlıyor ve “Yine Grup Yorum, yine açlık grevi diyenler olduğunu biliyorum” diyerek açıklıyor:

“Açlık grevi yaptık, çünkü bizi oradan çıkaracak dışarıda güçlü bir toplumsal muhalefet yok. Kuyu tipi hapishaneler ne yazık ki gündem değil. Dışarıda gündem çok farklı, insanların kuyu tipi hapishanelerden haberi bile yok. Böyle bir durumda bizim orada yapabileceğimiz en etkili eylem biçimi açlık greviydi.”

Manifest’ tartışmasında Grup Yorum ne anlatmak istedi?

Grup Yorum’un yakın zamanda sosyal medyada tartışma yaratan bir açıklaması oldu, Manifest müzik grubuna yönelik soruşturma sonrasında gelen bu açıklama kısa sürede büyüyerek ‘kadın düşmanlığı’ ve ‘ahlakçılık’ ithamlarıyla karşılık buldu.

Bu tartışmaya bir açıklık getirilmesi gerektiğini düşünen genç müzisyen Grup Yorum’un başından beri bir “kültür-sanat” tartışması yürütmeye çalıştığını vurguladı. “Her sanatçı gibi bizim de kültür ve sanata bir bakışımız var” diyen Doğan, Grup Yorum olarak sanatı ‘sınıfsal’ bir kavram olarak gördüklerini belirtti ve Amerikan müzik endüstrisini örnek gösterdi:

“Bugün düzen sanatı halkı uyutmak, yozlaştırmak üzerine kurulu. Amerikan pop müziğine bakın, köklerinde CIA’nın Vietnam Savaşı döneminde düzenlediği festivaller var. Kore’deki pop akımı da aynı şekilde Amerikan güdümünde gelişen bir tarz. Biz bu kültürün neyi temsil ettiğini tartışmaya açmak istedik. Ama lafı kadın düşmanlığına, ahlak bekçiliğine çektiler.”

Doğan, asıl tartışmanın hiçbir zaman ‘tek tek kişileri’ hedef almak niyeti taşımadığını açıklarken ‘demokratik kamuoyuna’ vermek istedikleri mesajı daha açık bir dille ifade etti:

“Biz tek tek kişileri hedef almadık. Hiçbir zaman kadın düşmanlığı yapmadık. Bir şov dünyası var, bir şov sahnesi var; biz de sanatçılar olarak bu sahnelerin ne amaçla kullanıldığını sorguladık. Grup Yorum hakkında 300 dava açıldığında, 22 üyemiz hapisteyken ses çıkarmayanlar; Manifest hakkında tek bir soruşturma açılınca sıraya girdiler sahiplenmek için. Burada bir tercih vardı, bizim de eleştirdiğimiz buydu.”