Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, Donald Trump’ın özel olarak belirlenmiş yeni gümrük tarifeleriyle birlikte ABD ile iş yapmanın yeni biçimine uyum sağlamak için adeta yarışıyor. Bu tarifeler, küresel bir ticaret savaşını tetiklemeye hazırlanıyor.
Trump, tarifeler aracılığıyla ulaşmak istediği hedefleri açıkça ortaya koydu: Üretimi ABD’ye geri getirmek, diğer ülkelerin adil olmayan ticaret politikalarına karşılık vermek, vergi gelirini artırmak ve göç ile uyuşturucu kaçakçılığına yönelik mücadeleyi teşvik etmek.
Ancak Avrupa Birliği ve Çin karşı önlemler sözü verirken, Güney Kore “tam kapsamlı” bir karşılık vaat etti. İngiltere gibi müttefik ülkelerle siyasi düzeyde yaşanan zarar, milyarlarca dolarlık ekonomik kayıplara da yol açabilir.
İşte çarşamba günkü kapsamlı açıklamanın ardından dikkat çeken bazı çıkarımlar:
1. Şirketler ‘özgürlük’ söyleminin ne anlama geldiğini sorguluyor
ABD Başkanı, küresel tarifeleri coşkulu bir söylemle, ülkedeki fiyatları düşürme vaadini yerine getiren bir “özgürlük” hamlesi olarak açıkladı. Başkan, göreve döndüğünden beri “fiyatlar çok düştü” dese de, bu dönemde markete gitmiş olan çoğu kişi muhtemelen aynı fikirde değil.
ABD genelinde tüm sektörlerden işletmeler, bu adımın geniş çaplı etkilerinden endişeli. Daha yüksek maliyetlerin tüketicilere yansıtılacağını belirtiyorlar. ABD Ticaret Odası’nın baş politika sorumlusu Neil Bradley, “Ülkenin dört bir yanındaki her sektörden her büyüklükte işletmeden duyduğumuz şey, bu genel tarifelerin Amerikan tüketiciler için fiyatları artıracak bir vergi artışı olduğudur. Bu da ekonomiye zarar verecek” dedi.
2. Çin bağlantısı mı?
Yeni tarifeler Çin’i özellikle sert bir şekilde etkiledi. Çin’den ithal edilen ürünlerdeki toplam vergi oranı %50’yi geçti. Ayrıca deprem ve iç savaşla mücadele eden Myanmar gibi Güneydoğu Asya ülkeleri de büyük zarar görüyor.
Ortaya atılan bir teoriye göre, Çin’in büyük yatırımlar yaptığı ülkeler özellikle hedef alınıyor. Singapur’daki ISEAS-Yusof Ishak Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Dr. Siwage Dharma Negara, “Trump yönetimi, bu ülkeleri hedef alarak Kamboçya, Laos, Myanmar, Endonezya gibi ülkelerdeki Çin yatırımlarını da hedefleyebileceğini düşünüyor. Bu ürünleri hedef alarak belki Çin’in ihracatını ve ekonomisini etkilemeyi amaçlıyorlar” dedi ve ekledi: “Gerçek hedef Çin ancak gerçek etki bu ülkelerde hissedilecek çünkü bu yatırımlar istihdam ve ihracat geliri sağlıyor.”
Bu tarifeler, Güneydoğu Asya ülkelerinin aynı zamanda doğal afetlere karşı savunmasız olan bölgelerde insani yardım sağlayan USAid kesintilerinin etkileriyle uğraştığı bir dönemde geldi. Bu yardımlar, baskıcı rejimlerle mücadele eden demokrasi yanlısı aktivistlere de destek sağlıyordu.
3. Kanada ve Meksika muaf tutuldu – ama etkilenmeye devam edecekler
Kanada ve Meksika, son tur tarifelerden muaf tutuldu. Ancak Kanada Başbakanı Mark Carney ve iş dünyası liderlerinin hatırlattığı gibi, Kanada çeliği, alüminyumu ve otomobilleri için %25’lik tarifeler çarşamba günkü açıklamadan saatler sonra yürürlüğe girdi.
Carney, Trump’ın ikili ilişkilerin bazı temel unsurlarını koruduğunu belirtmesine rağmen, günün erken saatlerinde duyurulan küresel tarifelerin “uluslararası ticaret sistemini kökten değiştirdiğini” söyledi.
Beyaz Saray tarafından yayımlanan bir bilgi notuna göre, bu iki ülke daha önce de sınır kontrolü ve fentanil kaçakçılığı sorunları nedeniyle birçok ürün için %25 vergiyle karşı karşıya kalmıştı.
Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum çarşamba günü yaptığı açıklamada, “misilleme tarifeleriyle karşılık vermeyeceklerini” ancak perşembe günü “kapsamlı bir program” açıklayacaklarını duyurdu.
4. Bu büyük bir kumar
Trump, bu açıklamanın dünya genelindeki piyasalarda ciddi çalkantılara yol açabileceğinin farkında gibi görünüyor ve yakın zamanda şöyle dedi: “Bir geçiş süreci olacak çünkü yaptığımız şey çok büyük.” Evrensel tarifeler 5 Nisan’da, karşılıklı tarifeler ise 9 Nisan’da yürürlüğe girecek. Bu da ülkelerin yol haritalarını belirlemek için oldukça kısa bir süreleri olduğu anlamına geliyor.
Bazı ülkeler Trump’la anlaşma yoluna gitmeye çalışabilir, diğerleri ise misilleme tarifeleriyle karşılık verebilir. Ancak tüm sürecin belirleyici teması belirsizlik olacak gibi duruyor.
5. Hiçbir yer güvende değil
Dünyanın en ücra yerlerinden olan, sadece vahşi yaşamın yaşadığı Heard Adası ve McDonald Adaları bile, Avustralya’nın “dış bölgeleri” olarak %10’luk bir tarifeye tabi tutuldu.
Avustralya’nın doğu kıyısına yakın olan Norfolk Adası ise %29’luk bir tarifeye maruz kaldı – bu, Avustralya’nın geri kalanına uygulanan tarifeden 19 puan daha fazla. Avustralya Başbakanı Anthony Albanese perşembe günü yaptığı açıklamada, “Norfolk Adası’nın, saygıyla söylüyorum, ABD’nin dev ekonomisine rakip bir ticaret gücü olduğunu sanmıyorum. Ama bu durum, dünyada hiçbir yerin bu tarifelerden muaf olmadığını açıkça ortaya koyuyor” dedi.
ABD’nin dış ticaret açığı şubatta yüzde 6,1 daraldı
ABD Ticaret Bakanlığı, şubat ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı.
Buna göre, ülkenin dış ticaret açığı şubatta bir önceki aya kıyasla yüzde 6,1 azalarak 122,7 milyar dolara indi. Bu dönemde dış ticaret açığına ilişkin piyasa beklentisi 122,5 milyar dolar olması yönündeydi.
ABD’nin dış ticaret açığı, ocak ayında 130,7 milyar dolarla rekor seviyeye yükselmişti.
Ülkenin ihracatı şubatta bir önceki aya göre yüzde 2,9 artarak 278,5 milyar dolara ulaştı. İthalat ise aynı dönemde neredeyse değişim kaydetmeyerek 401,1 milyar dolarla rekor seviyeye yakın seyretti.
AB’ye karşı mal ticareti açığı 30 milyar doları aştı
ABD’nin bu dönemde Avrupa Birliği’ne (AB) karşı verdiği mal ticareti açığı 30,9 milyar dolar olurken, Çin’e 26,6 milyar dolar mal ticareti açığı verildi.
Ülkenin açık verdiği diğer ticaret partnerleri arasında, İsviçre (18,8 milyar dolar), Meksika (16,8 milyar dolar), İrlanda (14 milyar dolar), Vietnam (12,4 milyar dolar), Tayvan (8,7 milyar dolar), Almanya (8,1 milyar dolar), Kanada (7,3 milyar dolar), Hindistan (5,6 milyar dolar), Japonya (5,2 milyar dolar), İtalya (5,1 milyar dolar), Güney Kore (4,5 milyar dolar), Malezya (3,1 milyar dolar), Avustralya (2,1 milyar dolar), Fransa (1,5 milyar dolar), Singapur (1,1 milyar dolar) ve İsrail (700 milyon dolar) yer aldı.
ABD’nin ticaret fazlası verdiği partnerleri ise Güney ve Orta Amerika (4,8 milyar dolar), Hollanda (4,1 milyar dolar), Birleşik Krallık (3,4 milyar dolar), Hong Kong (2,4 milyar dolar), Belçika (800 milyon dolar), Brezilya (400 milyon dolar) ve Suudi Arabistan (200 milyon dolar) oldu. (Guardian, AA)