Barış ve Demokratik Toplum Süreci bağlamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun görev süresinin iki ay uzatıldığı toplantıda konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, ortak rapor yazım aşamasına geçen Meclis Komisyonu’nun hazırlayacağı raporu sürece katkı sunan, barışın hukuksal altyapısını oluşturacak, akıl ve sağduyuyla kaleme alınması gerektiğini belirtti.
“Söylem analizinde de Türkiye’de toplumsal olarak ne kadar büyük bir barış özlemi bulunduğunun, tutanaklara ve içeriklere nasıl yansıdığını açık biçimde gördüğümüzü düşünüyorum.” diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit’in açıklamaları şöyle:
“Bu komisyonun kuruluşunda üç temel amaç vardı. Birincisi, siyasal bir mutabakat arayışıydı; yani süreci Meclis’in önüne, parlamentonun ve halk iradesinin tecelli ettiği zemine taşımak ve bu anlamıyla süreci en geniş siyasal iradeyle yürütmekti. İkincisi, sürecin ve barışın toplumsallaşmasıydı. Buradaki katılımlar ve dinlemelerin, barışın toplumsallaşmasına ciddi katkılar sunduğunu düşünüyorum. Üçüncü amaç ise sıkça dile getirdiğimiz üzere, negatif barışın hukuksal altyapısını oluşturmak için gerekli yasal adımların atılmasına ilişkin bir tutum geliştirmekti. Bugün itibarıyla da tam olarak bunun arifesindeyiz.
İlk iki amacın büyük ölçüde gerçekleştiğini düşündüğümüzde, üçüncü amaç açısından da artık rapor yazımı ve hukuksal altyapının oluşturulması sorumluluğu komisyonumuzun önünde durmaktadır.
Sürecin nihai hedefine ilişkin net, anlaşılır ve ölçülebilir bir tanım yapılması; demokratikleşme adımlarının içeriği konusunda ortak bir zemin tesis edilmesi; toplumsal güvenin inşasına yönelik sorumlulukların tanımlanması ve bu doğrultuda ilerlenmesi; hukuki altyapının acilen belirlenmesi; katılımcılık ve şeffaflık mekanizmalarının güçlendirilmesi hususları önemlidir.
Gelinen noktada, bu sürecin henüz başında olduğumuzu ve kat etmemiz gereken uzun bir mesafe bulunduğunu da açıkça görmekteyiz. Sürecin toplumsallaşması, gelişmesi ve özellikle pozitif barışın inşası için yeni mekanizmalara, yeni toplumsal katılımlara ve farklı araçlara ihtiyaç olduğu analizlerde de açıkça ortaya konulmaktadır. Bu nedenle, bundan sonrası için yapılacaklara dair kapsamlı bir tartışmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Bu komisyon önemli bir görevi üstlendi, görevini yerine getirdi ve tamamlayacak. Ancak bundan sonra süreç nasıl ilerleyecek? Pozitif barışı nasıl inşa edeceğiz? Bu adımlar nasıl atılacak, toplumsal katılım nasıl sağlanacak? Bu sorulara hep birlikte yüksek sesle düşünerek yanıt üretmemiz gerekiyor.
Bu nedenle, raporumuzun; herkesin kendi pozisyonunda ısrar ettiği değil, ortak sürece katkı sunan, barışı icra eden ve özellikle barışın hukuksal altyapısını oluşturacak pozitif bir barış perspektifini ortaya koyan bir akıl ve sağduyu ile kaleme alınmasının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Demokratikleşme perspektifini de içeren, kapsayıcı bir rapor süreci bizleri bekliyor.”




